Tarihçi-yazar Mehmed Niyazi, ''Tarih ve ilim bakımından dünyaya göre ileriyiz ancak öğretilmeyen gerçek tarih ile bunlar bilinmiyor. Osmanlı tarihi ile Kut'ül Ammare gibi birçok zafer öğretilmedi'' dedi.
Anadolu Öğrenci Birliği, 1.Dünya Savaşı'nda İngiliz kuvvetleri ve müttefikleri ile Osmanlı Devleti arasında gerçekleşen Kut'ül Ammare muharebesinin 96. yıldönümü nedeniyle bir program düzenledi.
Güngören Kültür Merkezi'ndeki programda bir sunum gerçekleştiren Tarihçi Mehmed Niyazi, hayatın kaynağının ilim olduğunu, bu dünyanın ve ahiret hayatının ilimle kazanılabileceğini söyledi.
Tarihin ilim ile öğrenilebileceğini anlatan ve ''Emperyalist güçler nedeniyle bugün ideolojik bir tarih öğretildi'' diyen Mehmed Niyazi, ''Tarih ve ilim bakımından dünyaya göre ileriyiz ancak öğretilmeyen gerçek tarih ile bunlar bilinmiyor. Osmanlı tarihi ile Kut'ül Ammare gibi birçok zafer öğretilmedi'' dedi.
Mehmed Niyazi, şöyle devam etti:
''Vereceğim birkaç örnekle tarihimizi bilmediğimizi göreceksiniz. 1500 yılında Sorbonne Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 11 eser var. 7'si bizden; Biruni'den, İbn-i Sina'dan... Germen dünyasında ise tıpla alakalı 12 kitap var onun da 7'si bizden. Fatih Medresesi'nde ise tıpla alakalı 900 küsur kitap ve öğrencilerin pratik yapabileceği 70 yataklı bir hastane var. O dönemlerde bu şartlarda idik. İnsanoğlu bizim sahip olduklarımızdan mahrumdu'' diye konuştu.
Mehmed Niyazi, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethettiğinde Hızır Bey'i belediye reisi olarak atadığını, yaptığı ilk değişikliğin ise Haliç'in sırtlarında tırnaklı hayvan otlatılmasının ve yerlere tükürmenin yasaklanması olduğunu söyledi.
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'da ilk kurduğu vakfın yerlerdeki tükürükleri kapamak için kurdurduğu Kireç Vakfı olduğunu belirten Mehmed Niyazi, ''O tarihlerde tükürüğün hastalık yaydığını biliyoruz. Hastalığın ise kireç ile yakılıp yok edileceği bilincindeyiz. Size ömrünün sonlarına gelmiş bir insan olarak söylüyorum ki biz ecdadımızı tanımıyoruz. Mesleğini tarihçi olarak seçmiş insanlar da tanımıyor'' dedi.
Tarih ve ilim bakımından bu toprakların kültürünün ileride olduğuna vurgu yapan Mehmed Niyazi, ilk çiçek aşısını Fatih'in hocası Ak Şemseddin'in bulduğunu anlattı.
Osmanlı ve Avrupa arasındaki yarışa da değinen Özdemir, ''Zamanında yer altı kaynaklarımız içinde mücadele verdik. En çok petrol nerede vardı? Tabii ki 14 milyon kilometrekare topraklara sahip Osmanlı'da... işte 1850'den 1914'e kadar adeta bizimle, ceddimizle Avrupalıların yarışı başladı.'' diye konuştu.
Anadolu Platformu Koordinasyon Kurulu Üyesi Hüseyin Özhazar, geçmişe bakıldığında devletlerin inişli ve çıkışlı tarihi bir yol izlediğini, zaferler kadar yenilgilerin de olduğunu söyledi.
Kur'an-ı Kerim'e bakıldığında tarihin düz bir çizgide ilerlemediğinin görülebileceğini vurgulayan Özhazar, Osmanlı Devleti'nin de bu süreçten geçtiğini kaydetti.
Özhazar, bugün bir fetret devrinin sonlandığını belirterek, ''Bu coğrafyada yaşayan Müslümanlar olarak geçmişte de bugün de sıkıntılı süreçler yaşadık. İslam coğrafyası üzerinde birçok oyunlar oynandı. Cihan harbi de bu meseleye dayanıyor. Zamanında Osmanlı askerleri bu paylaşıma dur deyip birçok zaferler kazandı. Kut'ül Ammare bunlardan biridir. Bu zafer 1960'lara kadar kutlanıyordu. 1960'tan sonra ilk defa bu yıl devam ediliyor'' diye konuştu.
Bu dönemde özellikle gençlere iş düştüğünü ifade eden Özhazar, gerçek tarihin gün yüzüne çıkarılması için el birliğiyle çalışacaklarını kaydetti.
Anadolu Öğrenci Birliği Genel Sekreteri Emrah Atila da, Kut'ül Ammare'nin 1960'larda darbe olana kadar kutlandığını, daha sonra kitaplardan çıkarıldığını söyledi.
Anadolu Öğrenci Birliği olarak Kut'ül Ammare'yi her yıl Türkiye'nin bütün şehirlerinde kutlayacaklarını söyleyen Atila, Medine, Kudüs ve Endülüs müdafaalarını da düzenleyecekleri programlarla kutlayacaklarını kaydetti.
Programa katılanlara Anadolu Öğrenci Birliğince hazırlanan  Kut'ül Ammare kitapçığı hediye edildi ve Kut'ül Ammare Muharebesinin anlatan bir belgesel gösterimi yapıldı.
İngiliz kuvvetleri ve müttefikleri ile Osmanlı kuvvetleri arasında geçen I. Dünya Savaşı'nın temel muharebelerinden biri olan Kut'ül Ammare, Dicle Nehri kıyısında Kut'ül Ammare şehri yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başladı.
Muharebe, 29 Nisan 1916'da, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve İngiliz birliklerinin tamamının esir alınmasıyla sona erdi.