Hayatımıza geçmişin yüzyıllarını aşacak olaylar sığıyor.Bunlara şahit olmamızı sağlayan teknolojiler aynı zamanda ulusal ve uluslararası olayların da yapıcısı veya katalizatörü vasfındalar.
Sizlerle 90’lı yılların bazı tespitlerini paylaşacağım.
Bunlar; Walter B.Wriston’un “Ulusal Egemenliğin Sonu” adlı eserinde yer almaktadır:
-Bilgi emeğin en üstün değer kaynağıdır.Günümüzde bilimsel bilgi her on beş yılda bir katlanmaktadır.Bilgideki bu büyük artış,maddeyi işleme yeteneğimizi de artırmakta ve geliştirmektedir.On yıllar önce hayal edilemeyen ve doğada var olmayan maddeler ve ürünler üretmekteyiz.
-Mikro yongalar değersiz kumdan,süper iletkenler aslı kil olan seramikten yapılmaktadır.
Süper tankerlerin yapımı petrolün naklinin Ümit Burnu’nu dolaşarak yapılabileceğini göstermiştir.Bu Süveyş Kanalı’nın önemini sıradanlaştırmıştır.
Yine askeri teknolojilerdeki ilerlemeler eski jeopolitikte hayati önemi haiz olduğu ifade edilen “boğma noktaları” nın önemini azaltmıştır.
-Artık uluslararası finans sistemi;teknolojinin belirlemelerine tabi olmuş durumdadır.Şimdi yer küre ışık hızıyla hareket eden bir tek elektronik Pazar içindedir.Dünya çapındaki mali pazarın boyutu ve hızı;her türlü merkez bankası müdahalesini pahalı bir başarısızlığa sürükleyebilecek niteliktedir.
Para değeri egemen devletlerce değil, evrensel plebisitle belirlenmektedir.
-Bu gelişmeler sadece 31 yıl önce uydu Sputnik’in uzaya atılmasıyla başlamıştır.
Uydular ideolojilere saygı göstermezler…
-Yenilik ve sürekli üretim için bilimsel ve teknolojik bilginin serbestçe akışı gereklidir.
Bilgi yada enformasyon silahları kural olarak küçük milletleri büyüklere, savunmadakini saldırgana karşı kollayan eşitleyici silahlardır.
Gelişen bilgi ve iletişimdeki dikey yapılanma;yönetim şemalarını daha basık hale getirmekte, aradaki birçok hiyerarşik kademeyi kaldırmaktadır.
-Ulusların servet kaynakları değişince siyasetleri de değişir.
Dünyanın en değerli kaynağı maddesel olmadığı zaman,maddenin hizmetine adanmış bir dünyanın ekonomik doktrinleri,sosyal yapıları ve siyasal sistemleri kısa sürede bu yeni duruma ayak uyduramayacaklardır.Bu da bölgesel ve evrensel çalkantıların temelini teşkil edecektir.
“Gorbaçev şöyle demişti:
Sovyetler Birliği ruhsal bir çöküş içindedir.Bunun bedelini geri kalarak ödedik ve daha uzun bir süre de ödeyeceğiz.Enformasyon çağında en değerli varlığın bilgi olduğunu,zihinsel bakış açısının genişliği olduğunu ve yaratıcı hayal gücü olduğunu en son fark edenlerden biriydik.”
-Son otuz yılda bilgisayarların etkinliği bir milyon kere artmıştır.(Bu günü düşünürsek bunu en az ikiyle çarpmalıyız.)
Telekomünikasyonda fiber optik kabloların kullanılması da etkinliği bir milyon kat daha artırmıştır.
Bu gün bir iletişim şirketi Chicago ile ABD’nin doğu kıyısı arasında saniyede 6,6 gigabit (1gigabit 1 Milyar bitlik veri birimi) bilgi göndermektedir.
6,6 gigabit 1000 kitabın içindeki bilgiye eşdeğerdir.Bu hızla ABD Kongre Kütüphanesindeki bilgilerin transferi 24 saat sürer.Şayet bu transfer en gelişmiş bakır kablo sistemiyle yapılacak olsaydı 2000 Yıl sürecekti.
Donald Bernett şöyle demektedir:
“Bilgisayarlar yaptığımız değiştirmekte ,onu nasıl yaptığımızı değiştirmekte ve onu yapacak malzemeyi üretişimizi değiştirmektedir.”
-ABD’nin 1967 yılına ürettiklerinin sabit $ değeri aynı kalmak üzere 1988 de üretimin ağırlığı %43 düşmüştür.Buna paralel olarak ithalatındaki, nispi düşüş daha fazla olmuştur.
-Ekonomik açıdan yararlı bilgi özgündür,yaratıcıdır,statükoyu zorlayıcıdır.Oysa ki;bürokrasiler ve devletler ertelemeyi severle,özgürlüğü körletirler,yeniliğe karşıdırlar.Devletler maddeyi iyi ,zihni kötü kullanırlar.(Ben bundan da şüpheliyim)
-Özellikle yalnız iktidarda olmaktan başka bir güçleri olmayanların haksız iddia ve istekleri karşısında hayal kırıklığına, moral bozukluğuna uğrayan yaratıcı ve gelişmiş zihinleri yönetmekte kötüdürler.Oysa ki,bilgi ekonomisi geri dönüşü olmayacak şekilde evrenseldir.Kıymetinin bilindiği yere akacak veya maalesef yok olacaktır.Bu insanlar,üretim araçlarını beyinlerinde taşıyan burjuva sınıfını oluşturulur.
-Leon Troçki bir gün Stalin’e modern bir telefon sistemi kurulmasını önerdi.Stalin “Bundan daha büyük bir karşı devrim düşünemiyorum” diye reddetti.
1988 de kullanılmaya başlayan fiber optik kablolar ses iletişimini 4000 görüşmeden 40.000’e,
1990 da ise 2.000.000’a çıkmıştır.
-Eski fiziki meta disiplini yerini artık bilgi almıştır.
Bu gün yalnız New York’ta 2 trilyon dolar el değiştirirken,merkez bankalarının anlık müdahaleler dışında kuru etkileyebilecek bir rezervleri yoktur.
Yeni dünya para piyasası bir haritada bulunabilecek coğrafi bir yer değil,dünyanın dört bir yanındaki borsalarda birbirlerine bağlı sayıları yüz binleri aşan monitörlerdir.
Bu kolektif ağ para piyasalarını oluşturmakta ve denetlemektedir.
Bilgi her zaman KUDRET demekti,ancak artık SERVETTİR…