İnsanoğlu, yaratılışından bu güne, var olmak, yaşamının idamesi için beslenmek zorunluluğundadır. İlk yıllardan itibaren kendisinden daha güçsüz olan hayvanları avlamış ya da tuzağa düşürmüş, hayvanların etiyle beslenmiş, işe yarar neyi var ise kullanmaya başlanmıştır. İnsan halen hayvanların etinden ve ürünlerinden faydalanmaya devam eder ki, normal karşılarım. Hayvanları esir etmek ve bir anlık keyif uğruna ezmek, ötelemek, işkence etmek hallerine ise zulum derim. Hayvanlar avlanırken, insanoğlu kendi gücü dışın da silah ve avlanma araçları kullanır. Bazı avlanma yöntemleri ise sadece insana ait akıl gücü ile oluşturulan tuzak halleri, aldatmadır.
Filler avlanırken şöyle bir tuzak uygulaması hayata geçirilir; fil avcıları fillerin hal ve hareketlerini izler ve gözlemler yaparlar. İnsan gibi hassasiyetlerini ve zaafiyetlerini tespit ederler. Fili sadece avlayıp, eti sütü dışın da bir hedefle kendisine tam itaat ve güven duyması hedefi vardır. Fillerin su içtikleri ve beslendikleri güzergah üzerine, fillerin olmadığı, göremeyecekleri bir süreçte derin bir çukur kazılır ve bu çukurun üzeri ot, yaprak, dallarla kamufle edilir. Filler sürü halinde bu yoldan geçerken illaki bir tanesi düşecektir. Düşme işleminden sonra diğer filler uzaklaştıktan sonra ava düşen file “siyah tulumlu” olan hayvan terbiyecisi eziyetler eder, aç ve susuz bırakır. Filin kendi gücü ile çukurdan çıkabilme ihtimali yoktur. Susuz kalması ve açlığı her saat artmaya devam ederken, fil için yaşam çekilmez olurken “beyaz tulum” giyinmiş aynı hayvan terbiyecisi devreye girer. Bitap halde ki fili sular, doyması için bolca yiyecekler verir ve akabin de çukurdan düze çıkması için bir yol açar.
Fil için azap dönemi bitmiş, susuzluğu giderilmiş, karnı doymuş hatta çukurdan çıkarılmıştır. Bütün bunları yapan “BEYAZ TULUM” lu olandır, sahiptir. Biat etmemek, tam itaat göstermemek için hiçbir sebep ve gerekçe kalmamıştır.
Ülkemiz de olup bitenler ve yaşananlar, yaşanması istenenler için, bu fil avlama tuzağı ile bir benzetme zamanı değil mi? Sonuç da insanız fil değiliz ki, neden böyle bir tuzağa düşelim, düşmememiz gerekir. Her insan da akıl var, muhakeme gücü, analiz yeteneği, insan ki ne muazzam bir yaratılmış. Yaratana hamdetmek, şükür demek de insan olmanın tüm kazanımlarını hakkıyla kullanma hali değil mi ? İnsanız madem fil gibi çukura düşüreni de çukurdan çıkaranı da görme bilme zorunluluğumuz var. Tanrıya şükür hali, sahip olduğumuz aklımızı tam kullanma halidir. Tuzağa düşürmek isteyen kişi ya da kişiler hep vardı ve olmaya hep devam edeceklerdir. Gördüklerimiz, dinlediklerimiz bir yana algılarımızın hata yapması, hatalı algılamalar için de olması adına bir çok insan çalışmak da,tuzaklar hazırlamaya devam etmektedir. İnsan olarak sadece kendi hayatımızın idamesi dışın da bizden sonra ki nesil ve tüm insanlar hatta tüm canlılar ve doğa için aynı hassasiyet ve sorumluluk içindeyiz, olmamız gerek.