Beyin göçü iyi eğitimli ve yetenekli kişilerin kendi ülkesinden bir başka ülkeye göç etmesi olarak tanımlanmaktadır. Araştırmacılar beyin göçünün ekonomik olarak ciddi sonuçlar doğurduğunu ortaya koymuştur. Beyin göçü veren ülkeler olumsuz anlamda etkileniyor olsa da bu durum beyin göçüne sebep olan faktörleri tespit ederek beyin göçünün önüne geçmeyi sağlayan adımların da atılmasına sebep olabilir.

Akıl ve düşünce bilgisinin bir yurttan bir başkasına temelli gitmesidir. Bilim insanları yetiştikleri ülkede araştırmaları için gerekli olan kaynakları elde edemediğinden veya ilgi görmediğinden dolayı başka bir ülkeye gitmek zorunda kalabilir. Beyin göçü vasıflı insanların ülkeden ayrılmasına verilen isimdir. Bunlara bilim insanları, mühendisler, hekimler ve benzeri meslekler dahildir.

Beyin göçünün birden çok türü vardır. Bunlar kuruluş sebepli, coğrafi sebepli ya da sektör sebepli meydana gelebilir. Beyin göçünün olumlu ya da olumsuz etkileri olabilir. Bazı araştırmacılar bu etkiler ve sonuçlar üzerinde net bir çalışma yapılmadığını söyler. Göç etmenin her ülkeye olumlu ya da olumsuz etkileri olur. Kalifiye olmayan kişilerin bir başka ülkeye göç etmesi, anavatanı açısından olumlu olsa da kalifiye elemanların göçü anavatanı bakımından kısa vadede olumsuz bir faktördür. 

Gelişmemiş ülkeler beyin göçü verirken gelişmiş ülkeler beyin göçü alır. Gelişmemiş ülkelerde bir şekilde yetişen ve kendisini geliştiren insanlar iş bulamadığında veya mesleğini istediği gibi icra edemediği durumlarda başka ülkelere giderler. Beyin göçü ismi bu insanların gittiklerinde sahip oldukları bilgi ve deneyimi de götürmesinden dolayı konmuştur

Beyin göçünün nüfusta azalmaya sebep olması kişi başına düşen milli gelirden daha az kişinin daha çok pay alacağı anlamına da gelebilir. Bu yönden bakıldığında beyin göçü olumlu bir etkiye sahip gibi gözüküyor olsa da bunu değerlendirmek için kullanılan çok sayıda faktör bulunmaktadır. 

Bir başka ülkeye daha iyi iş imkanları için göç eden kişiler anavatanına döndüğü zaman da ekonomiye artı bir değer olarak da katkı sağlayabilir. Bireyin yurt dışında kendini geliştirdiği iş alanındaki tecrübeleri anavatanında kullanması ülke ekonomisine ciddi avantajlar sağlar. Ancak öyle bir hal alıyor ki globballeşen dünyada gidenler artık dönmüyor ve gittikleri yerleri kendilerine vatan yapıyorlar… 

Beyin Göçü veren ülkeler için oluşan sonuçlar ise şu şekildedir: Üretim gücü düşer ve zayıflar. Eğitim seviyesi düşer. Gelişim olumsuz etkilenir, gerileme yaşanır. Kamu yatırımları yetersiz kalır. Ülke ihracattan daha çok ithalat yapılır. Dışa bağımlılık artış gösterir. Ülkeye yeni yatırımlar yapılmaz.

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayınlanan verilere göre 24,000'i Almanya'da, 15,000'i ABD'de olmak üzere toplam 50,000'i aşkın Türk öğrenci yurtdışında eğitim görüyor. Buna karşın, eğitimleri tamamlayıp Türkiye'ye geri dönmeyenlerin oranı ise yaklaşık %30. Türkiye'deki ailelerin bir kısmının çocuklarını lisans seviyesinde üniversite okumak için yurtdışına gönderdikleri biliniyor. Bazı aileler, yurtdışında lise eğitimi için, hatta çocukları ortaokul dönemindeyken yurt dışı eğitim planı yapıyor.

Beyin göçü olgusu özünde bir yer değiştirme hareketi olarak tanımlansa da, toplumun sosyal, kültürel, ekonomik, politik yapısı ile yakından ilişkili olup sosyo-ekonomik bir olaydır. Beyin göçü veriyor olmak, bir ülke için hem ekonomik hem kültürel hem de sosyal kayıptır. Hızla artan ve alarm veren Türkiye'nin beyin göçüne çare aranıyor. Tersine beyin göçünü başlatacak çözümler gerekiyor. 

Bir ülke beyin göçünün önüne geçmek istiyorsa sosyal, bilim ve endüstri gibi alanlarda olanak ve çalışmalarını arttırmalı, bu alanlarda çalışma yapmak isteyen insanlara destek olmalı, gençleri bu konuda eğitmeli ve tabi ki nitelikli insanlara iş imkanları sağlamalıdır. Bence doğru eğitim ve yönlendirme de beyin göçünün önüne geçebilecek bir etkendir. Ülkelerindeki eğitimin kötü olması sebebi ile başka ülkelere okumaya giden birçok genç mevcuttur. Eğitimi kötü olan ülkenin o konu üzerinde çalışma yapması gerekir. 

Gençler ilgilenmedikleri bir alanı yapmaya zorlanmak yerine ilgili ve yetenekli oldukları alanlara yönlendirilir ve tabi ki bu konuda destek alabilirlerse ortaya çok iyi çalışmalar ve bilinçli bireylerin çıkabilir. Eğer ülke bu gibi eksiklerini kapatırsa beyin göçü o ülke için bir eksi olmaktan çıkıp artı haline gelecektir. Bizlerde beyin göçü veren değil, beyin göçü alan bir ülke olmamız dileklerimizi yineliyor, alakalıları acil eylem planı ile ivedilikle göreve davet ediyoruz…