Beşiktaş adına birçok olumsuzluğun yaşandığı bu sezon Valerien Ismael’in gelmesiyle bir anda heyecana dönüştü. Tribün tıklım tıklım ve taraftar evinde galibiyete neredeyse hasret. Sezon başından bu yana iyi oynadığı maçlarda bile kazanamayan kazansa bile zorlanan bir Beşiktaş izledik haftalarca. Üstelik Süper Ligde en çok berabere kalan takım. İşte Beşiktaş Alanyaspor maçı böyle bir atmosferde başladı. 

Peki Valerien Ismael ne yaptı da Beşiktaş bir anda kazanmaya üstelik etkili oyun ve farklı skorla kazanmaya başladı? Bunun üç ana nedeni var: 

1- (3-4-3) formasyonu.

2- Formasyonun gereği takım olarak hareket etme ve oyuncuların bu oyuna sağladığı uyum. 

3- Mental anlamda önce kazanacağına inanma. 

Futbolda 3-4-3 formasyonu kalenin hemen önünde bulunan üç savunmacı ve elmas şeklinde ya da ip gibi dizilen dört orta saha oyuncusu ile ilerde konuşlanan üç hücum oyuncusuyla kurulan bir formasyondur.

En büyük artısı; ilerde üç hücum oyuncusunun bulunmasından dolayı ofansif bir sistem olarak görülür ve hücumu tek bir kişiye yıkmaz böylece alternatif oluşturur üstelik rakip savunmayı kolay yıpratır. Bu yönüyle Ismael, çoklu hücumla oynayarak Batshuayi ‘nin üzerindeki yükü aldı. Batshuayi psikolojik ve fiziksel baskıdan kurtulunca goller bulmaya başladı. Buna ilaveten 3-4-3’te en geride üç savunma oyuncusunun olması orta saha oyuncularının hem savunmaya hem hücuma destek olması gerektiğini gösterir. Bu yönüyle de aynı zamanda savunmaya önem veren bir sistem. İki stoperle oynadığında dönüşlerde geç kalan Beşiktaş savunması, üçlü savunmayla alana daha hızlı ve kolay yerleşti. Zaman zaman bir stoper (Welinton-Vida) hata yapsa bile iki savunmacının daha olması Ersin’in işini kolaylaştırdı. 

Orta sahada Josef’in pas araları bu oyunun kilit noktası oldu. Ayrıca Alanyaspor karşısında kanat beklerinin Rosier ve Rıdvan’ın müthiş performansı Beşiktaş’a oyunu getirdi diyebiliriz. 

Beşiktaş’ın kadrosuna baktığımızda en zengin bölge orta sahası ve bu oyuna müsait. Fakat birinin oyunu değiştirmesi, bu cesur hamleyi yapması gerekiyordu. Çünkü Sergen Yalçın ve Önder Karaveli döneminde de bu soruna bir çözüm bulunamamıştı.

Önceki oyunlara baktığımızda gördüğümüz en net şey şuydu: Rakip ceza sahasında çok kez pozisyona giren ama atak sonlandıramayan. Üstelik geri dönüşlerde az kişiyle yakalanıp kalesinde golü gören bir Beşiktaş vardı. Siyah beyazlılar skor alamıyordu ve hep ne diyorduk; “atamayana atarlar!” Özetle bu ihtiyacı görüp bu formasyonu ustalıkla oynatan hocayı getiren kimse tebrik etmek gerekiyor. 

Öte yandan bu oyunun ofansif/defansif dengesi açısından en büyük gerekliliği takım oyunu olmak zorunda olması. Bu kısımda ise Valerien Ismael’in Beşiktaşlı oyuncuları mental anlamda çok iyi hazırladığını görüyoruz.

Sezon başından beri Beşiktaş’ın 90 dakika boyunca yüksek tempoda kalamadığı aşikar. Ismael, bunu görmüş olacak ki; Beşiktaş topu rakibe verip, rakibe oyun oynatmadı. Yüzde 34'e - 66 topla oynama istatistiği var elimizde. Buna karşın Beşiktaş sahada ne istiyorsa onu yaptı ve etkili bir oyunla sonuç almasını bildi. 

Beşiktaş’ın gelecek sezona Valerien Ismael ile bu hafta itibariyla çok etkili başladığına inanıyorum. Fakat futbol sonuç odaklı bir oyun bunu hep birlikte göreceğiz.