Beşiktaş milli aranın ardından lige puansız başladı. Sergen Yalçın’ın cezası nedeniyle tribünde olduğu maçta siyah beyazlılar istenilen oyunu sahaya bir türlü yansıtamadı. Bu eksiklik takımı mental anlamda etkiledi gördüğümüz kadarıyla. Sahada mücadeleden kolay düşen bir Beşiktaş vardı. İlk yarının son anlarına kadar her iki takım açısından tutuk bir oyun vardı. Dakika 40’ta Mert’in hatasını Okaka fırsatçılığıyla skora dönüştürerek takımını öne geçirmeyi başardı. 

Beşiktaş’ın izlemeye alışık olduğumuz bir oyunu var. 4-1-4-1 dizilişi bu oyunun kilit noktası. Fakat siyah beyazlılar Başakşehir karşısında ilk yarı 4-2-3-1 formasyonuyla oynarken Josef’in yanında Atiba vardı. Atiba bu kadar mesafeli oynamaya yaşı itibariyle pek müsait değil. Haliyle verimli olamadı. Atiba’nın geçtiğimiz sezondan bu yana en iyi performans gösterdiği yer forvet arkası oynadığı, hücumun başlangıç noktası olan bölge. Atiba yerinde oynadığında hem ikinci bölgeye hem de üçüncü bölgeye katkısı olan bir oyuncu. Tıpkı Josef’in birinci ve ikinci bölgedeki katkısı gibi. Taşlar yerinden oynadığında takım oyunu bozuluyor. 

Beşiktaş’ın savunmadan başlayarak sahanın tamamına yayılan bir oyun organizasyonu var. Savunmanın gerisinden Vida- Welinton ikilisiyle balşayıp, Josef’in ileri servisleriyle, hücum dörtlüsünün hızlı çıkışları ve sürekli ceza alanı (sıcak alan) presiyle gol buluyor Beşiktaş. Dün akşam Başakşehir karşısında Beşiktaş bu oyunu sahaya yansıtamadı. Bunun en önemli nedeni; savunmanın özellikle Welinton’un yaptığı hatalar ve top kayıpları, geriye dönüşlerde yaşanan aksaklıklar. Montero daha etkili bir oyuncu bu bölgede. 

Tüm bunlara rağmen Beşiktaş ikinci yarıya daha istekli başladı. Orta sahada yapılan üç değişiklik; Atiba, Oğuzhan, Güven yerine Necip, Larin ve Alex Teixeira’nın oyuna girmesi Beşiktaş’ın orta sahasını çalışır hale getirdi. Buradaki en önemli sıkıntı Atiba’nın oyuna başladığı yer. Atiba geride oyuna başlayınca çıkarken de geriden Necip oyuna girdi. Bence Atiba önceki maçlarda olduğu gibi önde oynamalı ve çıkarken de yerini Pjanic’e bırakmalıydı. Pjanic kadroda olmalıydı. 

Beşiktaş’ın bir takımı oyunu var fakat dün rakibi karşısında bu oyundan uzak bireysel performansların öne çıktığı bir maç izledik. Teixeira’nın golü de alınan penaltı da bunun en bariz örneği. Her oyuncu kendi yeteneğiyle bir şeyler yapmaya çalıştı ama bu skoru almaya yetmedi. Çünkü futbol böyle ilerleyen bir oyun değil. 

Beşiktaş’ın Sergen Yalçın’la bütünleşen birinci bölgeden başlayıp üçüncü bölgeye kadar makine gibi işleyen ofansif bir oyun stili var. Bunu bozmamak gerek. Aksi takımın kimyasına, enerjisine ters. 

Son olarak Ghezzal’ın pozisyonunda elle oymama nedeniyle doğru karar veren VAR’ın Larin’in pozisyonunda devreye girmemesi enteresan. Ne fark var? iki pozisyon arasında orada oyuncu elini arkaya bağlamanın verdiği cesaretle dirseğiyle topu düzeltiyor! Ayrıca Vida’ya yapılana kayıtsız kalması… Daha birkaç hafta önce formadan çekip düşürmek penaltıdır diye seminer verildi. Var olan kuralları niye uygulamıyorsunuz? VAR ne için var?

YanıtlaYönlendir