Ülkemizde son yıllarda yaşadığımız aleni bir hüsran var;
Bu nedir?
Bu reklamdır!
Reklam nedir?
Reklam okuyucunun feneridir;
O fener hangi kitaba tutulup ışık verirse,
Işık odur, gün odur, aydınlık odur.
Reklam, çok eften püften kitapları hafızalarda yer ettirmeye çalışırken, edebi derinliği olan, asıl ve aslolan eserleri de raflarda tozlanmaya mahkum bırakıyor.
Reklam olmalımıdır?
Günümüz edebiyat dünyasında, bu kadar ticari döngü içerisinde olmalımadır elbet ancak reklam için her kalemin yeteri maddiyatta güçlü olmadığı da aşikardır. 
Bu durumda parayı veren reklamın davulunu da çaldırır, zurnasını da öttürür…
Ki zaten parayı verenlerin çaldığı düdüğü duyuyor kulaklar ve görüyor raflar…
Edebiyat dünyasında ticari döngü demiştim değilmi ha işte şimdi oraya gelelim…
Kütüphaneye bi gittim ki ne gideyim ve ne göreyim;
Herkes kitap yazmış…
Kimler mi? Mankenler, şarkıcılar, türkücüler, oyuncular, doktoru, hemşiresi, aşçısı, öğretmeni, öğrencisi kısacası tüm ahali…
Müzik dünyası eskilerde olduğu gibi popileritesini korumuyor artık;
Şarkıcılıkta bitti, mankenlikte, türkücülükte;
Şimdilerde sadece ve sadece edebiyat tezgahı açıkta ve gündemde… Artık yok olma kaygısını taşıyan herkes edebiyat pazarında…
Hem böylece tanınmış isimler medya ve basınla iç içe oldukları için, reklamın feneri de kendi ellerinde…
Ve diğerleri…
“A”dan “Z”ye herkes ama herkes kitap yazma peşinde;
Mesela hamilesi hamilelik sürecini, kilolosu zayıflama sürecini, kısacasııı herkes kendisini, kendi yolculuğunu, kendi hayat hikayesini kitaplaştırmakta yada romanlaştırma yolunda…
“Benimde bir kitabım olsun” modası yani…
Elbette yazsınlar; yazmak güzel bir sanat ancak edebiyatın bu kadar ayağa düşmesine hakikaten üzülüyorum.
Evet, acı ama gerçek;
Edebiyat artık ayaklara kadar düşmüş durumda;
Tek amaç ticaret, yada yer etme savaşı veya veya artık tüm geçmişini bir kenara koyup kendine saygın bir yer edinme savaşı…
Hal böyle olunca mutfağında pişen kalemlerle,
“Bende yazar olmak istiyorum” diyen kalemler yan yana düşüyor.
İş bu halde, okuyucunun bunu ayırt etmesi için yine ciddi reklam gerekiyor;
Reklam için ise ya ciddi para, yada zaten şöhretliysen eh bide ekranın varsa mesele yok; Medyada, basımda, reklamda emrine amade…
Hoş okuyucu da kalmadı ya, dediğim gibi herkes yazar, herkes çizer…
Nerde kalmıştık?
Evet ben kitap almak için gittiğim kütüphanede gözlerim o kadar çok yeni kitaplara takıldı ki, aklım uzaklaştı benden;
Sahi ben kitap almaya mı gitmiştim?
Öylede üstat, gördüğüm tablo unutturmuş işte.
Bu durumda hangi kitabı okuduğumun ya da okuduğumuzun ne önemi var ki?  
Sevgilerimle