Her hafta olduğu gibi bu hafta da Aziz Karataş ile Bir Çay Söyleşisi adlı köşemizde çok değerli bir konuk aldık. Başarılı moda tasarımcısı Elif Kutlu ile başarının öyküsünü,  gizemli sırlarını ve moda dünyası  hakkında konuştuk. Ve işte çok samimi cevaplarıyla Elif Kutlu…

Röportajımıza başlamadan önce “başarıyı” nasıl tanımlıyorsunuz?

Başarı, başarmak kavramlarının hepimiz için farklı anlamları ve hissettirdiği duygular var mutlaka. Başarı benim için mutluluk aslında. Önce hayallerimde şekillenen, gelişen ve büyüyen hedeflerime gerçekte ulaşabildiğimde hissettiğim duygunun tam karşılığı bu. Kimseden onay beklemeden içimdeki heyecan ve inançla varabildiğim nokta.

Peki, kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

İstanbul’lu üç çocuklu bir ailenin, mutlu hep sevildiğimizi ve korunduğumuzu bilerek büyümüş en büyük kızlarıyım. 1974 yılında İstanbul’da doğdum, yüksek öğrenimimi İşletme İletişimi üzerine tamamladıktan sonra 23 yaşında eşimle evlenerek kısa bir süre sonra biricik kızımız Alara dünyaya geldi. 10 yıla yakın farklı sektörlerde çalıştıktan sonra, gerçekten yapmak istediğim ve ilk günkü heyecanımla moda sektöründe 15 yılı aşkın süredir çalışmaktayım.

İlk tasarımcı olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

Tasarımcı olmaya karar vermem şu tarih diyemem tabii ki. Aslında çocukluğumdan bu yana  kumaşlara, renklere, uyumluluk ve düzene olan merakımın zaman içerisinde büyümesi ve özellikle sanatla beslenerek gelişmesi beni bu noktaya getirdi.Ve özellikle profesyonel firmalardaki çalışma süreçlerim bu anlamda büyük kazançtı.

Moda dünyasındaki gelişmeler son zamanlarda birçok "tasarımcının" doğmasını sağladı, sizin farkınız nedir?

Yüreğinde  yaratıcılığı ve o heyecanı hisseden ve bunu çeşitli yollarla dışa aktarabilen herkese büyük saygı duyuyorum. Tasarımcı olarak her birimizin etkilendiği, hissettiği ve anlatmak istediği duygular biririnden farklı doğal olarak. Bu bir farklılık mıdır bilemiyorum ancak, önceliğim hiçbir ticari kaygım olmadan kendi dünyamda hissettiklerimi tasarımlarımı tercih eden kişilere aktarabilmek ve ruhlarına dokunabilmek.

Koleksiyonlarınızın oluşum sürecini anlatır mısınız? Nelerden ilham alıyorsunuz?

Bilindiği üzere moda sektörü hep yenilenen, trendleri takip eden, odağı güzellik olan bir alan. Ben de koleksiyonlarımda bu başlıklardan yola çıkarak ve özellikle sanattan aldığım ilhamla süreci devam ettiriyorum. Hissediyorum, planlıyorum ve gerçeğe dönüştürüyorum.

Yakın zamanda hazırladığım kolleksiyonumda ilham kaynağım doğa ve insan. Nature, Soul &Body başlığı altında Milan Fashion Week sürecinde Emerging Talents Milan da tanıtımı yapıldı.

Şu sırada yeni bir koleksiyon hazırlığındayım ilhamım sürpriz olsun. (Gülümsüyor)

Aksesuar kullanımı sizin için önemli midir? Tasarımlarınız da kullanır mısınız?

Açıkçası ben tasarımlarımda çok aksesuar kullanmıyorum. Saf kumaşla, kumaşları detaylı kullanarak ve desenlerle hikayemi anlatmayı daha çok tercih ediyorum.

Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?

Evet kişiye özel tasarımlar yapıyorum ve kişilerin hayallerindeki giysiler içindeki mutluluğu görmek beni öyle mutlu ediyor ki.

Tasarımlarınız gelişim sürecinde edindiğiniz tecrübeler size neler kazandırdı?

Her tecrübe ve  gelişim tabii ki bir adım öne taşıyor beni. Daha çok  araştırmak daha çok gözlemlemek daha sabırlı olmak ve hep daha çok çalışmak.

Sürekli bir şeyler üretiyorsunuz, bir şeyler yaratıyorsunuz. Motivasyonunuz gittikçe artıyor mu, yoksa baştaki heyecan çok bambaşka bir şey miydi?

Hergüne yepyeni heyecan, inanç ve motivasyonla başlıyorum. Benim için hergün ilk gün.

Modanın her geçen gün gelişmekte olduğuna şahit oluyoruz. Bulunduğumuz zamanda moda dünyasının bulunduğu konumu değerlendirmenizi istersek neler söyleyebilirsiniz?

Geleneksel moda kavramından çok başka bir noktaya evriliyoruz. Gelişen teknolojiler, doğaya saygı, modanın herkes için ulaşılabilir olması, cinsiyetsizlik, beden ölçüsü standartlarının ortadan kalması ve son zamanlarda hayatımıza hızla giren Metaverse gibi kavramlar ve burada aklıma gelmeyen çok daha fazlası…Tüm bunlara hızla uyum sağlayabilmenin esas olduğunu düşünüyorum.

Geçmişte ya da gelecekte moda dünyasında "asla" moda olmaması gerekiyor dediğiniz bir detay var mı?

Moda da asla diye bir kavram asla yok bana göre.

Moda dünyasında gelecekte ne gibi gelişmeler ön görüyorsunuz?

Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bir sanal gerçeklik sürecindeyiz. Moda  da hızla gerçek dünya sınırları dışında gelişmekte. Bu gelişime uyum sağlamak veya geleneksel moda anlayışı ile devam etmek. Tercihler ve sonuçları zaman içerisinde deneyimleyeceğiz.

Sizin işlerini en çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler? Neden bu isimler?

Christian Siriano, AlexanderMcQueen, Donatella Versace, TongoroStudio,Act No1

Renkler,Volumeler,Desenler ve Detaylar beni çok etkiliyor.

Sizce tasarımda yaratıcılık mı önemli, farklılık ve özgünlük mü yoksa kullanılabilirlik mi?

Özgün ve kullanılabilir tasarımlar ortaya koyabilmeyi önemsiyorum. Salt özgün olmak benim için yeterli değil aynı zamanda kendinizi içinde özel ve rahat hissedebildiğiniz, teninize iyi hissettiren kumaşlar ve kesimlerle tercih edilebilir olmayı hedefliyorum.

Peki, tasarımlarınızla yurt dışına açılma konusunda girişimleriniz var mı?

Tabii, Geçtiğimiz Ekim ayında SS’22 kolleksiyonum Milano da tanıtıldı. Şubat ayı için Milano da Runway Show için bir davet aldım. Ayrıca Amerika ve Fransa ile gelecek yaz sezonu için çalışmalarım ve görüşmelerim devam ediyor.

Son olarak gelecekteki projelerinizden ipuçları alabilir miyiz?

Öncelikle ülkemde, yeni gelişmekte olan markamın bilinirliğini arttırmak için projelerim var. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar bizleri maalesef olumsuz etkiliyor.Ancak yine inançla, azimle çok çalışarak, yeni projeler üreterek yoluma Avrupa’da devam etmek istiyorum.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…