RÖPORTAJ: Habib BABAR

Yeşilçam’ın ünlü isimlerinden Deniz Akbulut’un Kocamustafapaşa'da başlıyor hayat hikayesi… Akbulut 13 yaşında tiyatro sahnesinde boy gösteriyor, 15'inde Yeşilçam dünyasında buluyor kendini. Ve orada tanışıyor ışıltı dünyanın o karanlık yüzüyle. Ambargolar, aforozlar... Güzel oyuncu İngiltere'ye gidiyor sonrasında eğitim için. Döndüğünde artık bir modeldir o, sonra da gazinolarda assolist. Belki yıldızı gittikçe parlıyor Deniz Akbulut'un ama bir yandan da erkek egemen dünyada kadın olmanın zorluklarını, müzik ve sinema dünyasındaki kıskançlıkları bire bir yaşıyor. Bir ara mafya dünyasıyla gazino dünyası arasındaki ilişkilerin en keskin noktasında buluyor kendini. Sıyrılması zor oluyor o ilişkiler ağından. Ama erkek şiddetinden bir türlü kurtulamıyor hayatı boyunca. Ki bu erkek şiddeti gözlerini de alıyor elinden... Yeşilçam yıldızının masal gibi başlayıp, bir anda tepetaklak olan hayatı, insanın yüreğini sızlatıyor adeta…1980’li yıllarda Yeşilçam’a damgasını vuran Deniz Akbulut’un oldukça trajik bir yaşam öyküsünü gelin kendisinden dinleyelim… Buyurun sohbetimize.

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

1965 yılında Kocamustafapaşa’da dünyaya geldim. Henüz 13 yaşındayken annem beni tiyatroya yazdırdı. Nejat Uygur tiyatrosu’nda oyunculuk ile tanıştım. Ben pek oyuncu olmak istemiyordum.Hayalim iyi bir ressam ve heykel traş olmaktı.  

PEKİ SONRA NE OLDU?

1976 yılında 'Yirmi dört Saat' isimli filmle sinemaya adım attım. Filmdeki başarılı oyunculuğum yapımcıların dikkatini çekmişti. Ardı ardına film teklifleri almaya başladım ve tam olarak 50 projede rol aldım. 1979 yıllarında Bale Mankenlik Okuluna yazıldım. Hocam Madam Olga beni çok başarılı buldu ve okul tarafından   Londra'ya gönderildim. Burada  bir Lady okuluna yazıldım. Leydi Diana ile aynı sınıfta okudum.  Lodra’da aynı zamanda  tiyatro eğitimide aldım. Okul yaklaşık 2 yıl sürdü. Daha sonra Türkiye’ye döndüm.

SEFA ÖNAL YÜZÜNDEN YEŞİLÇAM'DAN AFOROZ EDİLDİM

KİTABINIZDA SAFA ÖNAL İLE EVLENMEDİĞİNİZ İÇİN YEŞİLÇAM DÜNYASINDAN DIŞLANDIĞINIZI BELİRTMİŞSİNİZ. BU KONU İLE İLGİLİ BİRAZ BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Evet aynen öyle oldu. 15 yaşımda ve annemin ısrarıyla tanıdığımız Fethi amcanın  vasıtasıyla Safa Önal ile tanışıtım. Önal beni görünce 'Geleceğin Türkan Şoray'ı' dedi. Senaryosunu kendisinin yazdığı Cüneyt Arkın'ın oynadığı, bir filmde oynamamı teklif etti. Böylece 15'imde Yeşilçam dünyasına adım attım. Gel zaman git zaman Safa Bey bana aşık olmuş. Evlenmek istiyor. Hatta babamdan Cüneyt Arkın istedi beni. Sözlendik, yüzüklerimizi de Cüneyt Arkın takmıştı. Birlikte Türkan Şoray'ın evinde yemeğe bile gittik. Ama bu işin aceleye geldiğini düşündüm ve sözü attım. Safa Bey çok bozuldu 'Katiyetle yüzünü görmek istemiyorum. Benim piyasamda dolanma ve sakın bir daha da karşıma çıkma' dedi. Safa Bey'in sözü bana geçmiyordu ama bütün Yeşilçam'a geçiyordu. Beş film çektikten sonra Yeşilçam'dan aforoz edildim.

 ARABANIN KAPISINI AÇIK BENİ AŞAĞI ATMAK İSTEDİ

SEFA ÖNAL’DAN AYRILDIKTAN SONRA TEKRAR NİŞANLANDINIZ, O NİŞANI NEDEN ATTINIZ?

Sega Önal ile ayrılmamızın birinci yılıydı… İlyas Salman ile bir film çekmiştik. Filmin yemeğinde Sinemacılar kralı Ali Kocabekir  ile tanıştık. Orda bana aşık oldu ve evlilik teklifinde bulundu. Ben de birçok sineması bulunan Ali Kocabekir’in bu teklifini kabul ettim. Bana uygulanan ambargonun da böylelikle son bulacağına inanmıştım. Olmadı maalesef…Düğüne iki gün kala bir yemek sonrası beni garsoniyerine götürmek istedi. Bende kabul etmedim. O bu duruma kızıp  yolda hızla giden arabasından kapıyı açıp beni atmaya çalıştı. Cüneyt Arkın'dan öğrendiğim hareketler sayesinde arabaya tutunarak hayatta kaldım. O olaydan sonra nişan yüzüğünü attım.  Annesi nişanı atmamam için çok ısrar etti. ‘Ali sensiz yapamaz’dedi. Ancak kararım kesindi ve ayrıldım. Sefa Önal’dan sonra Ali’den de ambargo gördüm. Sinemalarında filmlerimi oynatmayacağını söyledi. Onun yüzünden de bir süre film teklifi alamamıştım.

MAKSİM GAZİNOSU ‘NDA SAHNE ALMAYA BAŞLADIM

NE KADAR İŞSİZ KALDINIZ?

Çok uzun sürmedi… Gazinocular kralı Fahrettin Aslan’dan sahne teklifi aldım ve Maksim Gazinosu’nda sahneye çıktım. Çok beğenildim, güzel paralar kazanmaya başlamıştım. Film teklifleri de ardı ardına geliyordu.

SİNEMADAN PARA KAZANDINIZ MI?

Sahneden kazandığım parayı sinemadan kazanamadım. Bizler aldığımız para kıyafet ve makyaj malzememize yetiyordu. Sinemada karın tokluğuna çalıştık. Şimdiki oyuncular çok şanslı…

KOCAM DEFALARCA GÖZLERİME VURDU

GÖRME KAYBINIZIN SEBEBİ NE?

(Bu sorumuz karşısında sesi titriyor ünlü oyuncunun…) Ülkemizde son yıllarda artan kadına şiddete isyan ediyor ve görme kaybının sebebini anlatmaya başlıyor…İş insanı Erdoğan ile evlendim.Erdoğan beyin alkole düşkün biri olduğunu evlendikten sonra öğrendim.İçince kişiliği değişiyordu. Evlendikten sonra şiddet uygulamaya başladı. Ayrılmak istedim, bunu duyunca çıldırdı. Dövmeye başladı. Yapma dememe rağmen gözlerime gözlerime vurdu. Ölümden döndüm, ama gözlerimi de kaybettim" diyor. Peki bunca yıl bu gerçeği neden söylemedi? Deniz Hanım'a bunu sorunca "Eskiden şiddet gördüğünüzü anlatınca yakın çevreniz bile 'Sineye çek' derdi. Yeni yeni insanlar uğradıkları mağduriyeti anlatıp, destek buluyor. Bunun için ancak şimdi bu gerçeği söyleyebiliyorum.

KİTABINIZ PİYASAYA ÇIKTI MI?

Evet çıktı… Hayatımdan kesintilerin yer aldığı bir kitap… Ancak kitabımdan umduğumu bulamadım. Düşünsenize kitabımdan elimden sadece bir adet var. Yayın evinden kitaplarımı istedim benden 10 bin TL istediler.

OYUNCU ARKADAŞLARINIZ İLE GÖRÜŞÜYOR MUSUNUZ?

Tabii.. Bazen Yeşilçam’ın vefasız olduğunu söylerler. Ben vefasızlık sözüne katılmıyorum. Rahmetli Oya Aydoğan,Ahu Tuğba,Serpil Çakmaklı,Perihan Savaş gibi birçok arkadaşım gözlerim için beni defalarca doktora götürdüler. Benim evime kadar geldiler. Tekrar görebilmem için inanılmaz çaba sarfettiler. Birçok oyuncu arkadaşımla görüşüyorum.

Çok teşekkürler Deniz hanım…

Asıl ben size teşekkür ederim Habib bey