O Türk Sineması’nın  efsane ismi, bol prestijli ödüllerin starı… Tarık Akan, Cüneyt Arkın, Sadri Alışık, Hakan Balamir, Kemal Sunal, Aytaç Arman ve daha birçok jönle başroller paylaştı… Rol aldığı filmleri gişe rekorları kırdı Meral Orhonsay’ın… Oyunculuğunun yanı sıra  hanımefendi kişiliği ve mütevaziliğiyle de gönlümüzde taht kurdu. 4 lisan bilen Hakim bir babanın kızı olarak  dünyaya geldi ünlü oyuncu… Sanata karşı büyük isteği olan Meral Orhonsay, Ankara da konservatuvar imtihanına girdi ancak hocalar arasındaki çekişmeler nedeniyle oradan ayrılarak  Ziya Demirel, Ahmet Demirel  kardeşlerin  kurduğu tiyatroya başladı. Orhonsay, muhteşem güzelliği ve oyunculuğuyla kısa sürede dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Meral Orhonsay ile dününü bugününü konuştuk, haydi buyurun bu keyifli sohbetimize…

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

Annem, Mani Salı, nenemin babası Kırımdan gelmişler. Yani Kırım Türklerinden. Manisa’da yaşamışlar. Daha sonra dedemle İstanbul’a göç  etmişler. Bakırköy’e yerleşmişler. Annem babam  ile İstanbul’da evlenmiş. Babam  Silistre doğumludur,  tahsilini Ankara’da tamamlamış ve  Ankara Hukuk Fakültesini bitirmiş. O nedenle benim de kütüğüm Ankara/Çankaya’dır. Dedem Silistre’de Mebus, bu günün milletvekili. Namık Kemal’in eseri  ‘Vatan Yahut Silistre’  piyesi oynarken dedem oyuncuları ziyaret etmiş.. Dedem o oyunda mücadele vermiş, oyunu desteklemiş… Dedem büyük bir sanat severmiş bende sanat aşkını dedemden almışım.


  


OYUNCULUJ AŞKI KÜÇÜK YAŞLARDA BAŞLADI

Peki oyunculuğa kaç yaşında başladınız?

Benim oyunculuk aşkım çok küçük yaşlarda başladı. Okullarımın piyeslerinde oynardım. Oyunculuğum çok beğeniliyordu. Ortaokuldan sonra İlyas Avcı beni konservatuar imtihanına hazırladı. Özel dersler aldım. Daha sonra Ahmet Demirel Tiyatrosu’nda çalışmaya başladım. Devlet Tiyatro sanatçıları olan Ahmet Demirel ve Ziya Demirel hem öğretmenlerim oldular, hem de iş verenim. Nurlar içinde uyusunlar. O tiyatroda  Ziya Demirel, Ahmet Demirel, Sermet Serden Geçti, Kamil Sönmez, Osman Gidişoğlu, Levent Kırca, Yaşar Güner , Sevgi Onat, Belkıs Akcıl…

  

YARIŞMADA BİRİNCİ SEÇİLDİM

Sinemaya nasıl başladınız?

Tiyatroya başladığım dönemde Günaydın Gazetesi’nin açtığı Türk Sineması’na bir çok önemli isim kazandıran ‘Saklambaç Sinema Güzeli Yarışması’nda birinci seçildim. O yarışmadan sonra ardı ardına film teklifleri almaya başladım. Sinemada kalıcı projelerde yer aldım.

Babanız ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Bu sorumuz karşısında gözleri doluyor… Babam, ailesine düşkün, yardım sever 4 ayrı lisan bilen Hakim İdi. Mükemmel bir insandı. O günkü koşulları, şartlarını hiç beğenmeyen biriydi. Allah nurlar içinde yatırsın…

  

Annenizi bize anlatır mısınız?

Annem genç yaşta evlendiği için tahsilini yapamamış. Ancak kendisini çok iyi geliştirmişti. Okumaya önem veren, Tıp’a çok meraklı bir kadındı. Sağlık ,Dünya klasiklerini okuyan, elinden kitap düşmeyen bir insandı. Annem çok güzel ve iyi Türkçe konuşurdu. Hatasız Türkçesi, cebinde gezdirdiği Tıp bilgileriyle insanlara yardım etmesini çok seven , iletişimi çok kuvvetli bir kadındı. Bütün dostları ve arkadaşları çok severdi. Ne annem hayatta ne de babam… İkisinin de mekânı cennet olsun.

SEN HİÇ CEZAEVİ YEMEĞİ YEDİN Mİ!

Bize hiç unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?

Bir gün rahmetli Yılmaz Güney ‘Sen hiç ceza evi yemeği yedin mi’ diyerek ‘Yol’ filmi için beni ceza evine davet etti. Yılmaz Güney çok sevdiğim ve çok beğendiğim bir oyuncuydu. Çok heyecanlıydım. Meyve alıp Cezaevi’nin yolunu tuttum . Yılmaz Güney beni Cezaevi’nde karşıladı. "Size Cezaevi’ni gezdireyim ,ceza evi yemeği yer misin?" dedi. Sizi sinemada takip ediyorum, taktir ediyorum, sizi filmde oynatacağım. Filmin adını söylemedi. 35 gün sonra çağırdılar, çekime gittik. ‘Yol’ filminde oynayacağımı söylediler. Yılmaz çok efendi, sevgi dolu, kültürlü ve saygılı bir insandı.

Oynadığın roller gerçek hayatınızda siz ne kadar etkiledi

yaşadığım hayatı içindeki gerçek rolü oynuyoruz, bunu yaşıyoruz, yaşayan olarak da  her rol beni etkilemişti. Her rolümü severek oynadım. Her rolün bende yeri ve izleri bambaşkadır.


Vazgeçemediğiniz yönünüz nedir?

Her günümü güzel değerlendirmek, her anımın iyi olmasını sağlamak için yaşamak istiyorum. Özgürlüğü seviyorum, açık yerleri seviyorum, kapalı alanlar beni sıkıyor. Gezmeyi de çok seviyorum. okumayı da.


AİLEMDE HERKES ÜNİVERSİTE MEZUNU

Diğer kardeşleriniz ne iş yapıyor?

Kız kardeşlerimin 3’ü de evli. Hepsi de üniversite mezunu… Dayımın  çocuklarından 2’si doktor,biri öğretmen… Ailemde herkes eğitimli ve iyi meslekteler.

  

Sinemadan para kazandınız mı?

Kazandım tabi ki… Ben yarışmayla geldiğim için anlaşmalarım yüksekti. Daha sonra filmlerimin bazılarında bütçeye göre uyum sağladım. Yani illa da bu parayı istiyorum diye diretmedim. Mesleğimin ayakta kalmasını istedim. Birkaç filmden alacağım kaldı, onlar kendilerini biliyor. Sinemaya ve dizilere çok emek verdim.  Ben doğru bulduğum istediğim dizilerde oynadım. Çok memnun kaldığım diziler var.

Sinema’nın bol ödüllü oyuncularından sınız, neler söyleyecek siniz?

Birçok prestijli ödül aldım. Türkiye'yi Moskova Film Festivali’nde ‘Kanal’ filmiyle temsil ettim. Aynı Festival’e Kemal Sunal'la oynadığımız  ‘Köşeyi Dönen Adam’ filmi markette gösterime girdi. 15. Antalya Film Şenliği, 1978, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Maden, 18. Antalya Film Şenliği, 1981, En İyi Kadın Oyuncu Derya Gülü ,ÇASOD Emek Onur Ödülü, Trabzon Sinema Yazarları (SİYAD )Uluslararası Onur Ödülü, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye aldım(Yol)filmi

Hangi ülkelere gittiniz?

Tiyatroda oynadığım zaman Türkiye’de birçok ilimize gittim. Ülkemizin her tarafı cennet.. Türkiye’nin yanı sıra Avusturalya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok şehrine gittim. Bunlardan bazıları Londra, Paris Avusturya, Berlin’dir.

  

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim…

Ben teşekkür ederim.