Son günlerde spor gündeminin ana kahramanı olarak karşımızda hep Rıdvan Dilmen’i görüyoruz nedense.

Bu durum, Serdar Tatlı’nın bizzat Rıdvan Dilmen tarafından MHK başkanlığına getirilmesinin manipüle edildiğinin iddia edilmesiyle başlayan süreç hayli ilginç bir noktaya dek geldi.

NTV’deki % 100 futbol programında, Fenerbahçe Hatayspor maçının ardından yaptığı açıklamalarda spor basınındaki ünlü isimlere ağır suçlamalarda bulundu ve 'Temiz Eller' operasyonu yapılmasını önerdi.

Rıdvan hoca, Serdar Tatlı’yı iyi tanıdığını MHK başkanı olmasından mutlu olduğunu ancak bu konuyla ilgisinin olmadığını söyledi. Başladığı daha ilk hafta itibarıyla Süper Lig’in dizayn edildiğinin söylendiğini ve sezonun, ‘Rıdvan Dilmen’ sezonu olarak adlandırıldığına işaret eden usta futbol adamı, “Bu durum yeni ve de hafife alınacak bir konu da değil. Devletimiz kesinlikle 'Temiz Eller' operasyonu başlatmalı. Savcılar, ben de dahil tüm spor medyasını, kulüpleri herkesi bir GBT’den geçirmeli" dedi.

Sözlerinin arasındaki en ilginç detaylardan bir tanesi de, daha futbolculuk günlerinden kendisine takılan ‘Şeytan’ lakabına tepki göstermesi ve “Ben ‘Şeytan’ değilim” diyerek tepkisini koymasıydı.
Dilmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan yakınlığından kaynaklı olarak bir anlamda hedef olduğunu da vurguladı. Spor medyasının Cumhurbaşkanına direk olarak laf söyleyemediği için bir şekilde kendisini dublör olarak kullanmaya çalışmalarından yakındı.

Gerçekten Rıdvan hoca o kadar dolmuş ki, Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’ten tutun, Galatasaray’ın hocası Fatih Terim’e, Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Aslan spor yazarları İbrahim Seten ile İsmail Er ve de eski hakem şimdilerin ise futbol yorumcusu Ahmet Çakar’a varana dek birçok isme adeta savaş açtı.

Çok açık bir biçimde ifade etmeliyim ki; Kırk yıla dayanan mesleki geçmişimde, bir insanın bu kadar çok insana aynı anda ateş açar biçimde zehir zemberek bir açıklama yaptığına tanık olmadım. Zaman zaman çeşitli kişi ve kurumlarla problem yaşayan isimlerin olduğunu gördük. Ancak dediğim gibi, bu boyutta bir açıklama sanıyorum ki bir ilk.

Bilemiyorum, Rıdvan Dilmen’ı bu kadar kızdıran olaylar zinciri ve sonrasında gelişen söylemler daha nerelere gidecek? Sözü edilen isimler arasına yenileri katılacak mı? İbrahim Seten ve İsmail Er’in konuya ilişkin verdikleri yanıtlar nasıl yankı bulacak? Tüm bu soruların yanıtları ve yaşanacak gelişmeler önümüzdeki günlerde görülecek kuşkusuz. Hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Hoşçakalın…

Erden AKTOĞU
[email protected]