31 Mart seçimleri için son viraja girilirken, “Belediye Başkanlığı seçimlerinin neden beka sorunu olacağını” hâlâ anlamayanların varlığı ne acıdır. Listelerinde terör örgütleriyle iltisaklı adaylara yer veren partilerin amelleri niyetlerini ortaya koyuyor, fakat halkın arasında da ‘yerel seçim neden beka sorunu olsun’ diye soranların olması, uzak tarihten olduğu gibi yakın tarihten de yeterince ders çıkaramadığımızı gösteriyor.

**

Teröre hizmet eden belediyelerin açtığı hendekler, resmi iş makinaları kullanılarak tuzaklanan bombalar bu memlekete az mı zarar verdi? Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Sur, Hani, Kayapınar, Yenişehir, Silvan, Kulp, Bismil, Kocaköy, Lice ve Dicle Belediyelerine neden kayyum ataması yapıldığını insanlar neden unutur?

Van Büyükşehir Belediyesi, Özalp, İpekyolu, Erciş, Edremit, Çatak,  Muradiye, Başkale, Gürpınar, Saray, Çaldıran, Bahçesaray Belediyelerinde ortaya çıkarılan terör bağlantıları neden hafızalarda değildir?

Mardin Büyükşehir, Dargeçit, Derik, Mazıdağ, Nusaybin, Kızıltepe, Artuklu, Ömerli ve Savur Belediyeleri’nin terör örgütlerine destek faaliyetleri unutulabilir mi?

Hakkari Belediyesi, Çukurca, Yüksekova’ya; Şırnak Belediyesi, Cizre, Silopi, İdil, Beytüşşebap, Sırtköy, Başverimli, Kumçatı, Uludere, Görümlü ve Fındık’a; Batman Belediyesi, Beşiri, Gerçüş ve İkiköprü’ye; Siirt Belediyesi, Eruh, Baykan, Veyselkarani ve Gökçebağ’a; Ağrı Belediyesi, Diyadin, Tutak ve Doğubeyazıt’a terörle ilişkileri dolayısıyla kayyum ataması olmadı mı?

Erzurum Hınıs, Karayazı, Karaçoban ve Tekman’a;  Iğdır Tuzluca, Hoşaber’e; Muş Bulanık, Varto ve Anadolu’nun Türklere açılan kapısı Malazgirt’e uzanan terör elleri kayyum yöntemiyle kesilip atılmadı mı? Şanlıurfa Suruç, Halfeti, Viranşehir ve Bozova; Bitlis Belediyesi, Ovakışla, Mutki, Hizan, Yolalan ve Güroymak; Tunceli Belediyesi; Elazığ Karakoçan; Kars Digor’a aynı gerekçelerle operasyonlar yapılmadı mı? Mersin Akdeniz Belediyesi’ni de unutmayalım. 

Muradı aşikar olan HDP 31 Mart seçimlerinde adaylarını daha geniş bir yelpazeye serpiştirerek, ‘seçim sonrası adamlarına yönelik yapılacak operasyonlara karşı çok partili direnç unsurları oluşturuyor. Üstelik bu defa sadece güneyde değil, Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de de, Kocaeli’de ve başka şehirlerde de CHP, İP ve SP desteğiyle militarist isimlerin aday yapıldığı görülüyor. 

Plan basit; bu defa görevden almalar tek partiyle sınırlı kalmayıp diğer muhalefet partilerine de yansıyacak. Böylece hep bir ağızdan vaveyla koparılıp uluslararası enerji güçlerinin dikkati Türkiye üzerine çekilecek. Hükümetin muhalifleri yok ettiği intibaı verilerek Türkiye uluslararası yargıya taşınacak, NATO ve diğer güçlerin müdahalesi için çağrılar yapılacak. ‘Olmaz’ demeyin; hendek operasyonları sürecinde FETÖ’cüler dillerinden NATO’yu düşürmüyor, bölgede kontrolü sağlaması için çağrılar yapıyordu. 

**

Yerel yönetimler beka sorununun birinci ve en önemli adımıdır. Esasen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’de, Ermenistan’la sınır olmasını gerekçe göstererek Iğdır’ın HDP’ye kaptırılmasını istemediklerin söylememiş miydi?  Ak Parti ve MHP’yi kast ederek “Bekayı söyleyip HDP’yi şeytanlaştıranlar yan yana gelip anlaşsınlar, Iğdır’ı HDP’ye kaptırmayalım” diyen bizatihi Akşener’di. Yerel yönetimlerin beka meselesi olduğuna inanmıyor olsaydı bu sözü sarf eder miydi? Bu soru başlı başına bir makale konusudur. Fakat şu kadarını söylemekle yetinelim; gerek CHP, gerek İYİ Parti ve SP sicilleri temiz olmadığı ifade edilen adaylarla seçime girerek kargaşa döneminin oluşmasına bilerek veya bilmeyerek zemin hazırlamaktadırlar.

**

1992 Nevruz’unda PKK Şırnak’a bütün gücüyle saldırmıştı. Hedefi katliam yapıp çekilmek değil, şehrin kontrolünü eline alabilmekti. Şiddetli çatışmalardan sonra güvenlik güçleri şehrin kontrolünü ele alıp teröristleri def etti. Yüzün üzerinde sivil insanın şehit edildiği meş’um saldırı son otuz yılda bekamıza vurulmak istenen büyük darbelerden ilkiydi. Hepsini tek tek saymayalım; Gezi ve 15 Temmuz girişimleri de bin yıldır Anadolu’yu ele geçirme hülyası yaşayan Haçlılara davetiyeden başka bir şey değildi.

**

‘Dünya beşten büyüktür’ diyen ve kendi egemenliğine karşı çıkan Türkiye Cumhurbaşkanının sadece İslam ülkelerinde değil, Hristiyan toplumlarda da popülaritesinin yükseliyor olması sahte jandarmanın işine gelmiyor. Uşağı FETÖ’yü darbeye kışkırtarak işgal planı yapan ve Akdeniz’in derinliklerine gömülen kovboylar şimdi Anadolu coğrafyasına yerleştirdikleri gizli fonlarla ekonomik manipülasyonlar yaparak yönetim değişikliğine gidecek bir süreç başlatmanın mücadelesini veriyor.

Önce Kudüs’ü gayrimeşru İsrail’in başkenti ilan eden, geçen hafta da Suriye’nin Golan Tepelerini İsrail’e verme kararı alan Trump, hiç kuşkunuz olmasın; Türkiye’de hükümetin zayıf düştüğü ilk anda “Kürt devletinin kurulma vakti gelmiştir” diyerek işaret fişeğini çakacaktır. Siyasilerin kimin değirmenine su taşıdığı kadar, seçmenin de kimin ekmeğine yağ sürdüğünü bilmesi gerekiyor.

**