Ben bayramı çocukların hakkettiğine inananlardanım.
Bu kadar kirliliğe bulaşmış karakterlerin (hak edenler hariç tatbiki) salt seremoni ve daha çok yemek için yer açanların olduğunu düşünüyorum.
Bu zor günlerde milyonlarca insanın ne yiyip içmediğini merek etmeyenlerin bayramı olduğunu düşünmüyorum.
Sokakta yatan kalan insanların,
Nasıl?
Yaşadıklarını en azından rüyasında görmeyenlerin,
Bunun yanında nefes almada zorluk çeken hastalarına covid 19 nedeniyle yer bulamayanların ve bazı yoğun bakım yataklarını rezerv edenlerin,
Yoldan geçerekten ekmek kuyruklarına kör bakanların,
Kamu malına yemek için bin bir türlü karakterine delik açıp kevgire dönenlerin,
Şu kısacık yaşantımızda paraya tapınanların,
Göstermelik olarak yardandan değil, toplumun baskısını daha üstün görenlerin,
Annesine babasına, emeğe adalete ve hukuka saygısı olmayanların,
“Kibir imansızlığı” hayatına bulaşmış hasta insanların,
Doğayı sevmeyenlerin,
Hayatı sevmeyenlerin,
Canlıları sevmeyenlerin,
Güçsüzleri korumayanların.
Malını mülkünü karakter sananların,
Kendi vatanına,
Kendi milletine ihanet edenlerin,
Ağlayan bir çocuk gördüğünde yüreğinde bir şeyler hissetmiyorsan,
Sen kendini şeytana teslim etmişsindir.
Adalet sen istesen istemesen de bir gün ilmiğini boynuna geçirecek.
Gerçek tarih bunlarla dolu.
Ama güçlülerin tarihini tersten okuyacaksın yoksa bunlar yazılı değil.
Hangi dine mensup olursan ol bayramı kutlamak;
“Haklının yanında olanların ve çocukların hakkıdır.”
Benim hakkım var mı?
Bilmiyorum.
Hakkı olanların bayramını, tüm çocuksu duygularımla kutluyorum.
Saygıyla