BATI VESAYETÇİSİ KORONUN ANAYASA TEZGÂHI
Anayasa seferberliği başlatan Batı vesayetçileri, Anayasamızdan “Türk”, “Atatürk”, “Atatürk milliyetçiliği”, “millî devlet”, “tek resmî dil Türkçe”, “tek bayrak Türk bayrağı”, “İstiklal Marşı”, “üniter devlet” gibi kavramları çıkararak, vatanımızda hangi etnik kökenden gelirse gelsin bütün insanlarımızı tek dilde, tek vatanda, tek devlette, tek bayrakta, tek gelecek tasarımında birleştirerek bütünlüklü millet olma mücadelemizi akamete uğratmak için uğraşıyorlar.
Demokrasi adına Türk millet birliğini paramparça etme amacındalar. Demokrasi adına ülkemizi Batı emperyalizminin kolayca yönlendirebileceği bir yapıya dönüştürmek istiyorlar. Demokrasi adına Türk milletinin bütün millî değerlerini yok edip milletimizi bilinçsiz bir sürüye çevirmek istiyorlar. Demokrasi adına anayasa yapacaklarını söyleyip aslında Türkiye’de Türk’ü sığıntı hâline getirmek istiyorlar. Milletimizi sivil, özgür, eşit, bilmem ne anayasa yapacağız kandırmacasıyla vatanımıza ve devletimize başka ortak milletler yaratmaya çalışıyorlar.
Sivil anayasa vaadiyle milletimiz kimliksiz, milliyetsiz, ruhsuz, amaçsız, heyecansız bırakılmak isteniyor.
Yeni, demokratik, özgür anayasa yapma vaadiyle ortaya çıkanlar, aslında Türk’ün Türk kimliğini yok ederek ıhdırma, kolayca sömürülebilir hâle getirme, millet olma vasfını kaybetmiş, sadece bireysel menfaatleri için yaşayan atomize olmuş, kuru bir kalabalık hâline dönüştürme çabasındadırlar.
Büyük Türk hakanı Atatürk’ün kanla, savaşarak, şehit vererek, dişe diş mücadeleyle kurduğu Millî Türk devlet yapısı tamamen değiştirilip Batı emperyalizminin her türlü müdahalesine açık hâle getirilmek istenmektedir. Tabii hiçbir millî mukavemet, hiçbir millî tepki olmayacak şekilde bütün millî reflekslerimizi yok etmek amacındalar. Türk millî iradesi yerine AB müktesebatına, Kopenhag kriterlerine uygun anayasa yapma çabalarının sebebi budur.
Batı vesayetçisi yeni anayasa yapıcılar, Türk millet birliğini parçalayıp, etnik kimlikler etrafında birçok millet oluşumuna zemin hazırlayarak zamanla Türk vatanını birbiriyle bütün alakası kopmuş, dağılıp parçalanmış, hatta birbirine düşman hâle getirilmiş kavimler çorbasına dönüştürmek istemektedirler. Aslında sadece emperyalizmin güdümünde kurulacak bir Kürdistan’a giden yolda önce Türk-Kürt federasyonu kurma derdindeler.
Liberal faşistlerin güdümündeki bütün bu batı vesayetçileri, Türk’e düşmandır, Türk’ün adından rahatsızdır, Türk millet birliğine hınç duymaktadırlar. Batılı emperyalistlerin Türk millet birliğini parçalama projesi olan Sevr’e geçit vermeyen Atatürk bunların kâbusudur. Sevr paçavrasını çöpe atan başbuğ Atatürk’ten intikam almak için şimdilerde demokrasi oyunuyla Anayasa değiştirmeye kalkıyorlar. Onun için bu liberal faşistler PKK taraftarıdırlar, Kürt ırkçılığını demokrasi diye yutturmaya çalışırlar. Gerek dağda gerek düz ovada gezeniyle, teröristiyle siyasetçisiyle bütün Kürt ırkçılarının yaptıkları her türlü kanunsuzluğu, eşkiyalığı, isyanı, şirretliği, azgınlığı, haddi aşmayı bu liberal faşist öncülüğündeki Batı vesayetçisi koro, sempatiyle karşılamakta, bunları her durumda koruyup kollama ve savunma konumunda kalmaktadırlar.
Bugün dünyada her ülke, vatandaşını ortak değerlerde birleştirerek tek millet yapma mücadelesi verirken Türkiye’de bazıları aklını kaybetmiş gibi millet birliğini parçalayıcı etnik siyaset takip etmektedir. Avrupa, kendi içinde kavimleri birleştirip İngiliz, Alman, Fransız gibi adlar altında millet hâline getirmiş; şimdi de Avrupa Birliği projesiyle tek Avrupa milleti oluşturmaya çalışırken, bu emperyalist Batı bize içerdeki yerli işbirlikçileri vasıtayla, Türk millet birliğini bırakın, kavimlere, ırklara, bölgelere, mezheplere göre paramparça olun, işte o zaman ileri demokrasiye geçmiş olursunuz diyorlar.
Bu anayasa gürültüsünün özü budur.
Bu durumda bu yazının muhatabı kendini “Müslüman Türk” kabul eden vatandaşlardır. Bütün Türk vatandaşlarına diyoruz ki, önümüzdeki seçim, parti ya da mebus seçimi değildir. Önümüzdeki seçim, Türk millet birliği yapısının devam etmesi ya da paramparça olması kararının verileceği bir seçimdir. Batı vesayetçisi çevreler, iki iri partiyi ve PKK sözcüsü bağımsız adayları yeni Anayasa etrafında birleştirmiş, bunlara millî devlet yapısını tasfiye görevi vermiştir.
Türk milleti millet olarak var olmaya, tarihsel yürüyüşüne devam etmek istiyorsa, kendi Türk millet kimliğine sahip çıkacak siyasi kadroyu seçmek durumundadır. Karar ve tercih vatandaşımızın.
Müslümanların her türlü din ve inanç özgürlüğünü sağlayacak yeni Anayasaya evet; ama Türk millet birliğini parçalayacak, Türk’ün millî kimliğini yok edecek, Türk’ü her şeyiyle tasfiye edecek, Türkiye’yi Kürdistanlaştıracak alavere dalavere oyunlarına dayalı anayasa tezgâhına hayır!