Haçlı ordularının Kudüs'e yönelik seferleri sırasında, yıkım ve tahribattan nasibini alan Bizans'ın başkenti Konstantinopolis, yüzyıllarca Avrupa'ya küs kaldı.

Fatih'in İstanbul'u fethi sırasında Ortodoks Bizans, Kostantiniye'de Katolikleri görmektense, İslam’ın sarığını yeğlediğini beyan ediyordu.

Avrupa kendi içinde sınırları kaldırıp, mezhep farklarını da bir tarafa itip kucaklaşırken, Türkiye inançlar arasındaki farklılıkları körükleyerek yeni ayrılık ve parçalanma sendromları yaratıyor.

Vatikan'ın Fener Rum Patriği Bartholomeos'a, bir törenle Haçlı Seferleri sırasında İstanbul'dan yağmalanıp götürülen iki azizin kemiklerini ve eşyalarını görkemli bir törenle geri vermesi, tüm "Bizans Çocukları"nı ilgilendiren önemli bir olay.

Katolik ve Ortodoks kiliselerinin yakınlaşması açısından büyük bir sembolik önem taşıyan bu tören Papa İkinci Paul'un Ortodokslarla uzlaşma girişimlerinin bir parçasıdır. St Peter katedralinde yapılan bu törenle Grigorios Theolog ve Yannis Hrisostomos'un kutsal eşyaları Ortodoksların lideri Fener Rum Patriği Bartholomeos'a teslim edildi.

1402'deki Haçlıların İstanbul'u yağmalamaları sırasında sadece Hıristiyan  azizlerinin kemikleri değil, şimdi Venedik'te San Marco'da bulunan Bizans atları ve nice kıymetli eşya İtalya'ya götürülmüştü. Ayrıca Bizans ve Ortodoks kilisesi de, İstanbul'dan kovulmuş, burada bir Katolik devleti kurulmuştu.

Yıllarca Türkiye'yi parçalamak isteyen dış güçler, önce etnik farklılıkları kaşıdılar, ondan sonuç alamayınca inanç farklılıklarını irdeleyerek Türk Milleti'ni parçalamanın yollarını aramaktan vazgeçmediler.

Katolik ve Ortodoks dünyasının barış ve işbirliği, İslâm dünyası için de örnek olmalıdır.

"Ben yapacağım her şeyi vicdanıma danışır ve sonra da tereddütsüz, harekete geçerim. Eğer başarılı olursam zaten kimse bir şey söyleyemez. Başarılı olamazsam, o zaman da, gökten bütün melekler yere inseler yine beni savunamazlar."

Abraham Lincoln