(Dünya ticaretinin merkezinde meşhur hikayedir.)

Adamın birinin, babadan yadigâr antik ipek bir halısı varmış.

Satmaya karar vermiş. 

Ona göstermiş buna göstermiş, ama kimse talip olmamış. 

Sonunda zengin birini bulmuş ve O’na götürmüş.

Zengin halıya bir bakmış ve sormuş:

-kaç para? 

Adam cevap vermiş:

-100 altın. 

Zengin tereddüt etmeden “tamam” demiş ve çıkartıp 100 altın vermiş.

Adam sevinmiş. 

O sırada zengin sormuş:

 -Bu halının kaç para ettiğini biliyor musun? 

Adam cevap vermiş:

-Hayır bayım. 

Zengin devam etmiş “en az 3000 altın eder”. 

Adam susmuş. 

Zengin sormuş:

-niye 100 altına verdin? 

Adam biraz düşünmüş ve cevap vermiş; 

Bayım bağışlayın ama benim bildiğim en büyük rakam 100!

Fakir, zenginin kendisine şaşkın şaşkın baktığını farkedince ,gülümseyerek, "anlamadınız değil mi "demiş, 

"o söylediğiniz değer, benim istediğimden ne kadar farklı bilmiyorum ki! 

Bildiğim iki şey var;

Biri en büyük rakamın 100 olduğu.

Diğeri de daha önce 50 altına bile satamadığım halıyı, olabilecek en büyük rakama sattığım. "

Fakir sevine sevine ayrılmış zenginin yanından.

Zenginse , biraz da ticari zekasına hakaret edilmiş hissiyle, bağırmış fakirin ardından 

" Bre cahil, 100 rakam değildir, sayıdır sayııı !"

Bir Kıssadan, üç Hisse

1-Cahillik mutluluktur.

2-En iyisini ben bilirim düşüncesi, daha iyisini yapmanızı engeller

3- Daha da iyisini yapabilirim hırsı, iyi yaptığınızdan mutluluk duymanızı engeller.

Özet olarak şu gerçeği söylemekte fayda var.!

1. Tıpkı hikayedeki halı örneği gibi, gerçek değerini bilmediğimiz fındığı kaça sattığımızın bir önemi yoktur..

2. Cahillik mutluluktur.!

3. Fındık başkenti Giresun iken, Ordu yapmaya kalkmak başkenti Trabzon yapar.!

Değerli fındık üreticileri:

Pazara fındık indirmeyin diyeceğim ama biliyorum ki; ya gurbete döneceksiniz, ya borcunuz var, ya da çocuklarınız okula gidecekler dolayısı ile fındık satmak zorundasınız...

TMO’ya dönüm başına 80 kg fındık verebiliyorsunuz ki, bunun adı zaten belli.

Üzerine yüzlerce sayfa gerçekler yazılır da hakikati, gören, duyan, bilen, yine söylemez..

Son çare ise:

Ortadoğulu kafası ile, “işimiz Allah’a kalmış der” kendi zavallı iş aklımıza Allah’ı ortak etmeye çalışırız..

Son sözü rahmetli Erbakan ‘a bırakalım.

Eğer fındık İsrail’in ürünü olsaydı tane ile eczaneden satın alırdınız.

Doğru yolda olana selam olsun.!