Dinle…

Başkanlık sistemi; Seferoğulları ve Tellioğulları ayrışımı değildir. 

Bir defa evvela akıllarına şunu soksun;

Başkanlık sistemi bir hukuk sistemidir.

Peki, hukuk sistemi kimleri korkutur, bi düşünün bakalım?

Tabi ki suç ehli olanları…

Tabi ki; HDPKK=FETÖ bu hainleri ve hizmet ettikleri dış güçleri…

Aksi de beklenemezdi zaten. Hırsız, polisi sever mi hiç? Sevmez elbet!

Başkanlık sistemi bir Kürt Türk sorunu değildir…

Başkanlık sitemi; Kürt ananın evlatlarından birini askere, diğerini dağa gönderen- askerdeki evladıyla dağdaki evladının birbiriyle çatışma sistemi değil,

Analar ağlamasın sistemidir.

Peki, bu kardeşlik sistemi kimleri rahatsız eder, bi düşünün bakalım?

Elbette ki, ırk üzerinden siyaset yapanları, kardeşi kardeşe düşürüp, Kürt haklarını savunuyoruz diye kardeşkanı içirip, kan sarhoşluğunun şerefsizliğine kadeh tokuşturanları.

Başkanlık sistemi bir Alevi Sünni sorunu değildir…

Başkanlık sistemi; dil din ırk ayrımı yapmadan, demokratik çerçeve içerisinde herkesin kendi özüne, diline, dinine, mezhep’ine saygı duymak, bunu da demokratikleştirmektir…

Alevi Sünni’siyle, Kürt Türk’üyle, ülkedeki yetmiş iki milletle el ele gönül gönüle “Ben” değil “Biz” olabilmek için Alevi’nin Cem evine, Müslüman’ın Camisine, Hıristiyan’ın, Yahudi’nin, Süryani’nin Kilisesine saygı duyma sistemidir.

Peki, bu demokratik sitem kimleri rahatsız eder, bi düşünün bakalım?

Elbette mezhep üzerinden, ülkenin temel taşlarını yerinden oynatıp, bir ötekileştirme algısı yaratarak taraf çoğaltanları…

Başkanlık sistemi; bin bir türlü zorlukla yetiştirdiğin çocuğunu, vatana millete hayırlı evlat olması için yolladığın üniversitesinde,  

Rektör HDPKK’lıysa; çoğunun peşmerge olmayacağı,

Rektör Fetö’cüyse; çocuğunun Fetö’cü olmayacağı,

Başkanlık sistemi; tabipler odasının kendi görüşüne itaat emrini veren, vatan hainliği sahnesinde kim varsa onun yanında yer alarak tüm hekimleri greve davet eden, bu emirlerin boyunduruğu altında acil kapılarında hastaları geri gönderen hekimlerin değil, Atatürk’ün bizi emanet ettiği Türk hekimlerine canımızı emanet edeceğimiz bir sistemdir.

Başkanlık sistemi;

Şan şöhret, para pul mevki için; “Vatanı sat, ün al!” pazarında ülkeyi satan ünlülerin değil,

Köşesinde, kalemini vatanın aleyhine silah olarak kullanan hain Dündarların değil,

Özgür basın diye nara atanların, esasında vatan hainliğine özgürlük isteyen serkeşlerin değil,  

Oynadığı dizide Türk aile yapısını yerden yere vuranların, ahlaki değerlerimizi sarsanların değil,

Tarihimizin ve ecdadımızın gerçeğini kapayıp, tüm dünyaya rezil edecek kurguların değil.

Her eline mikrofon alanın, vatanımızı küçülteceği, insanımızı hor göreceği seslerin değil,

Hele ki bir avuç karanlık yüzün, kendini ülkenin aydınlık yüzü olarak servis ettiği masaların değil, Serkeş, küfürbaz cahillerin iktidara dil uzatarak kendini medeni gösterenlerin arenası değil,

Başkanlık sistemi, tüm bunların bal kabağına dönüşeceği muazzam bir fayton olacağı tam da saat “Evet”i vuracağı,

O fayton ise kısacası aile yapın, kültürün, geçmişin, geleceğin, tarihin, özgürlüğün, demokrasi hakların ve Cumhuriyetinle hepsini topla, sonuç yine “Sen” olacağı bir sistemdir.

Başkanlık sistemi; acı bir filmin “Son” bulacağı, tüm dünyayı korkutan yeni bir filmin başlayacağı sistemdir.

Hatırlıyor musun?

Sen HDPKK’ya yem olmamak için sığındın devletine.  Devletinin içine sızmış cuntacılar devleti sana kötülemek için tırnağını geçirdiler etine.  Sen çıktın devletin kapısından,  gittin dağdakinin kapısına. Bilemedin ki, seni devletin kapısında kovanda, dağda karşılayanda aynı kapıydı…

İşte başkanlık sistemi seni bir kapıdan kovdurup, bir diğer kapıda yiyenlere, yedirmeyecek bir sistemdir.

İşte Başkanlık sistemi;  bu ülkede üç hain kardeş sistemiyle bir kapıdan seni kovacak, bir diğer kapıdan kucağına alacak sistemin olmayacağı, seni takıldığın oltalardan kurtaracak özgür balık sistemidir.

Peki bu başkanlık sistemi başka kimi rahatsız eder, bi düşünün bakalım?

Tabi ki, evvela 2023’ün ayak seslerini taaa yüreğinde duyan ve bundan da bi hayli rahatsız olan 100 yıllık bir projenin ve ülkemizdeki bu hain kardeşlerin mimarı olan dış güçleri…

Dış Sanayinde; Küresel Güçler… Almanya, Fransa, Amerika, İsrail, İngiltere vs!

İç sanayinde; Hain kardeşler :

Sahte Kürtler; HDPKK= YPG  

Sahte Müslümanlar; DEAŞ=FETÖ

ŞİMDİİİİ…

Şimdi bana sakın ha, sakın ha Parlamenter sistemden söz etmeyin! Sakın!

Bakın artık hoca efendi dediğiniz Fetö’nün, hainliğini gizleyecek takkesi kalmadı ve sen dün Fetö’ye  inanıp elinde Kur’anla o kapıya gidebilirsin buna inanırım amma elinde kuranla o kapıya gidenlerin, 15 Temmuz’da  tanklarla çıktığını gördüğün halde hala göremiyor ve görmek istemiyorsan o halde sen artık ibadetçi değil, ticaretçi bir Fetö’cüsün.

 Sen dün HDPKK’ya Kürt halklarının türküsüne inanıp kapılarına gidebilirsin, ancak dönenlerin kardeşkanı içerek döndüklerini gördüğün halde hala göremiyor, kısacası seni hiçbir şekilde temsil etmeyen bu projeyi zihninin bir yerlerinde zerrede olsa gizliyorsan, o halde sende dinini imanını yitirmiş bu komünizm projesinin serkeşisin.

 Başkanlık sisteminin 18 maddesi değil, bana evet dedirten…

Erdoğan’ın tek başına cuntacı bir devlete rağmen, çok başlı cuntacı bir parlamenter sisteme rağmen  vatanımızı bu denli koruyuşu, milletimize bu denli güven verişidir bana evet dedirten.

 Avrupa’ya karşı ceket ilikleyen değil, ilk defa ceket ilikleten bir liderimiz olduğu için, Türk milletinin onurunu, itibarını, vatan aşkından gelen gücünü, şanlı ecdadımız olan Osmanlıyı Avrupa’ya tekrar hatırlattığı ve hööys dediği için…

Gelmiş geçmiş tüm iktidarların minderine  oturduğu Fetö’nün ipliğini pazara çıkardığı için…

Bu arsada Kürt’ü Türk’ü,  Alevi’yi Sünni’yi, Müslim’i Gayrimüslim’i istedikleri gibi ata bağlayıp meydan meydan koşturamayacakları için…

Zira dış güçlere artık yan sanayi olamayacakları için… Galiba artık fabrikayı kapatacakları için…

Çok başlı yılanlıklarıyla insanımızı huzursuzlukla boğup, kusuşlarıyla zehirleyemeyecekleri için…

Artık namussuzların ses çıtasının, namuslulardan çok daha fazla çıkmayacağı için…

Kanlı meydanlara “Barış”  Lut kavmi yürüyüşüne “Onurlu”  Namussuzlara “Namuslu,” soytarılara “Sultan” denmeyeceği için…

Battığımız şu 100 yıllık batakta “Hayır” diyerek topyekün boğulmamak,  ancak “Evet” diyerek nihayet çıkıp kurtulacağımız, çünkü bu istiklal savaşını kazanacağımız için…

HDPKK= FETÖ’den mazotunu alan dış güçlerin ve içimizdeki bu üç kardeş mazotunun biteceği için…

HDPKK= FETÖ üçlüsünün tiyatrolarını hayata geçirecek bir arsa bulamayacakları ve tiyatro kapılarının kapanacağı için… Sinemalarında perdelerinin çekileceği ve artık alt yazıda şu yazının geçeceği , “ SON” sonrada ışıklarının söneceği için…

İçin İçin İçin, bu”İçin” bu “EVET”ler bu dünya Lideri Cumhur Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan İçin…

Vatanın Bekası İçin… Güçlü Bir Türkiye İçin… EVET! EVET! EVET! Sevgilerimle Dilek EJDER