Başbakan Erdoğan’ın, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin de dahil olduğu, iki gün süren ve uzun bir süre hatırlanacak olan gezisinin, konjöktöre ve farklı bakış açılarına göre değerlendirildiğinden hiç kuşkumuz yok.
Daha geziden önce iktidar partisi sözcüsü Çelik; olumsuz mesajlar çıkarılmasının ve seçim yatırımı düşüncelerinin önünü kesmek, çözüm süreceine katkıyı ön plana çıkarmak istedi. Ayrıca bu ziyarete çok büyük manalar yüklenmemesi gerektiğini de işaret etmeyi unutmadı ama, Başbakanın Diyarbakır Belediye Başkanını ziyaretinden tutun genel af çağrıştıran sözleri ve her yerde pervasızca açılan Kürt bayrakları çözüm sürecine yeni anlamlar yüklemedi mi?
Nitekim PKK sorununun bilinen aktörleri herkesçe bilinen hedeflerini bu gezinin yarattığı olumlu hava ile gizlemeye çalışanlar da yine hedefin aslını işaret etmekten kendilerini alamıyorlar. Alamazlar da.
Bu sütunlarda daha önce de işaret ettiğimiz gibi PKK nın başlangıçta ortaya koyduğu bağımsız bir kürt devleti hedefi aslında hiç değişmemiştir. Evet değişmemiştir ama PKK nın 30 yıl süren çabaları netice vermeyince hedefin de küçültülmesi gerekmiştir. Şimdi çözüm senaryoları arasında gizlemeye çalıştıkları yeni bir ara hedef belirlenmiştir. Bu ara hedeften sonra yine ilk hedefe yönelineceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bu strateji Öcalan’ın Nevruz çağrısının satır aralarında bulunabileceği gibi Barzani’nin odasında asılı Büyük Kürdistan haritasına da işlenmemiş mi? Ve bu olgu gezi münasebeti ile istismar edilmeye başlanınca Başbakan da, hem bir genel affın söz konusu olmadığını, hem de konuşmasında tek bayrak tek devlet ifadesini kullandığını açıklamak ihtiyacını hissetti.
Başbakanın açıklamaları uyarı anlamı taşımıyor mu?
Etkilerini izleyip göreceğiz.