30 ve 31 Aralık 2007'de vatandaşlar kredi kartlarından 557 milyon YTL harcamış. Bu rakam eski TL ile 557 trilyon yapıyor. Çok büyük bir harcama limiti. Milyonlarca kredi kartı dağıtan bankalar, kolayca bulamadıkları büyük bir kitleyi kredi müşterisi haline dönüştürdüler. Özal döneminde, kredi kullandıracak müşteri bulamayan bankalara Özal'ın tavsiyesiydi bu yöntem. Zaman içinde milyonları aşan kredi kartı kullanıcıları artık bankaların likit kaynaklarının aktaracağı önemli bir kitle halini aldı. Fakat Bankalar Birliği ve Merkez Bankası, insafsız bir uygulamayı devam ettirmekte bir sakınca görmüyorlar! Altın yumurtlayan tavuğu kesmek için hiç tereddüt etmiyorlar? Otomobil kredileri %1 iken, konut kredileri %1,3 iken, tüketici kredileri %1,5 iken ve ticari krediler %2 civarında iken, kredi kartı faiz oranları aylık %5,5 - 6'dır. Bu nasıl bir insafsızlıktır. Bu ayıptan kurtulmaları için Merkez Bankası'na bir öneride bulunacağım. Tüm kredi kartı sahiplerine zorunlu "Hayat Sigortası" uygulasınlar. Böylece ölüm ve kalım halinde de kredi kartı kullanan kitle, garantili müşteri haline dönüşmüş olur. Kredi kartıyla 2 günde 557 trilyon harcayan kitle, keyfinden bu limitlere ulaşmış değildir! Hayat zor ve çekilmezdir. Dar gelirli vatandaşın tek umudu kredi kartıdır. Bankaları hortumlayanlara dokunulamazken, zor durumdaki milyonların derisini yüzmek için bankalar pusuda bekleyen vampirlere benzemektedir. Bu durum, bankacılık ve finans sektörümüz adına utanç vericidir! Tüketici derneklerini ve sivil toplum örgütlerini bu projeme destek vermeye çağırıyorum. Bu konuda bir örnek vermek gerekirse: Gayrimenkul teminatı (ipotek) karşılığı bankalardan kredi alan şirketlerin yöneticilerine hayat sigortası yaptırılmakta ayrıca gayrimenkulün deprem (DASK) sigortasının alacaklısı da banka olmaktadır. Bankalar, tefeci zihniyetinden çıkıp biraz sosyalleşseler, yarattıkları imaj açısından fena olmayacak herhalde?