BANA GÜZEL BİR ŞEY SÖYLE; İÇİNDE KOVİD OLMASIN !

Abone Ol

Aylardır gündemimize oturdu kaldı.

Hoooop şekil değiştiriyor Çin’de boy gösteriyor, hoop değiştir tonton deyip Amerika’dan…

Herkes öncesinde ne yer ne içer ne konuşurdu şimdiden hatırlayamıyor. 

Durum cebimizle, aklımızla oyun oynuyor.

Çıkın, girin, oturun, yıkayın, konuşmayın, öksürmeyin…

Karanlıkta gözüne ışık yemiş tavşan misali …şaşırdık…

Biri ondan alıyor diğerine satıyor, 

Kötü bilgi virüsten tehlikeli !

Arada fırsat kollayanlar iş üzerinde… 3 elma 15 lira da olmaz ki Mehmet Efendi !

Kafka’nın Korku İmparatorluğu ahtapot kollarını hayasızca sallayıp durmakta.

Amerikan Rüyası New-York New-York ne hallere düştün sen!

Yeme- İçme- Üreme ye mi döndü dünya?

Bu hangi Taş Devri geçişi muamma…

Çözemeyen sal gitsin diyor… çözmeye çalışan kafa yemekte…

Dağ gezilerinden bir doktor arkadaşımın konuya ilişkin çok güzel bir yaklaşımı var. Bu hafta özellikle bunu paylaşmak istedim.

Dr. Abuzer Meral den

‘WALKİNG DEAD (Yürüyen ölüler) DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ

Ben bu salgını insan denen türün bitmez tükenmez bencilliğinin, hırsının, doyumsuz zevkinin yarattığı sonuçlar olarak görüyorum. İnsan zekasının neden olduğu kibir ve küstahlık, kendini dünyanın, ekosistemin merkezine koyduğu sürece daha büyük felaketlere maruz kalması kaçınılmaz olacaktır. 

Aşırı enerji kullanımına bağlı oluşan küresel ısınma, Biyolojik ve kimyasal kirlilik, doğal kaynakların şuursuzca tüketilmesi, arsız, kontrolsüz üretim-tüketim döngüsü, büyüme denen kapitalist ruh hastalığı diğer canlı türlerinin ve kendi gelecek kuşakların yaşamlarından miraslarından çalmaktan başka bir şeye yaramıyor. 

Size Yaşadığımız Covid-19 salgını ile ilgili çok gerçekçi bir komplo teorisi kurayım. Zaten bugün Covid-19 dediğimiz tanımlamalar gelecekte daha ağır fomları ile Movid-25 Cavid-29 David-40 diye devam etmesi kaçınılmazdır.

Covid 19'un çıkışı ile ilgili bilim insanlarının öne sürdüğü en tutarlı ve gerçekçi senaryo; Çin'de Yarasalar ve Pangolinlerden(Bir çeşit karınca yiyen) çapraz geçiş ile insana bulaştığı yönünde. Yani kendi konağı ile uyum içinde yaşayan virusler konağını kaybettiğinde hayatta kalmak için mutasyona uğrayarak kendine yeni konak olarak sayıları giderek azalan kendi konağı ile temas kuran diğer konağa(yani insan) geciş yapıyor. Yani doğada insan türü ile hiç bir ilişkisi olmayan, bir araya gelmemesi gereken türlerin, insanlar ile teması, giderek insan tarafından yok edilmeleri sonucu insana geçiş ile bu tür salgınların oluştuğu doğa bilimciler tarafından iddia ediliyor. Aslında İddia da değil gerçeğin ta kendisi.

Örneğin son salgının Çin'de süs eşyası yapımında kullanılan pulları ve etinin bazı hastalıkları "iyi" geldiği için avlanan, nesli tükenmek üzere olan Pangolinlerden geçtiği konusunda somut kanıtlar var. Buradan sorunu sadece yemek alışkanlıkları üzerinden Çinlileri sorumlu tutmak büyük hata olur. Dünyanın bir çok yerinde benzer alışkanlıklar, tüketim kültürleri söz konusu. Zengin batı metropolleri özel eşyalar, takılar, egzotik, afrodizyak gıdalar için canlı türlerinin yok edilmesinde ciddi talep oluşturuyorlar. Fakir Asyalı ve Afrikalı avcı Batıdan ve zenginlerden talep olduğu için bu katliamları gerçekleştiriyor. Afrodizyak etkisi nedeniyle Afika'da gergedan boynuzu, Asya'da Kaplan testisi, maymun beyni, kaz ciğeri, kürkü için canlı canlı yüzülen kemirgenler, gibi saymakla bitmez yüzlerce yabani hayvanlar katlediliyor, soyları tükenmek ile yüz yüze kalıyorlar. Bu canlılar ile simbiyoz ilişki içinde yaşayan virüs gibi diğer organizmalarda yok oluyor. Yok olma güdüsünü hisseden canlı kendini korumaya alıyor. Ve kendine en yakın yeni konağa geçiyor. Kısacası Covid-19 a neden olan Corona Virus'un hikayesi bu anlatılan çapraz geçiş ile gerçekleştiği artık bir teori değil bilimsel gerçek. Sandığınız gibi Amerika veya Çin'in ticaret savaşlarında kullanılan labaratuarda üretilen bir biyolojik silah değil. Anlatmaya çalıştığım bunun gibi bir komplo teorisi değil. Gerçeğin ta kendisi.

İnsan denen tür zekası nedeni ile bencil, kibirli hırslı, acımasız bir yaratığa dönüşmüş durumda. Ve bu zekası ve zaafları ile kendi türünün sonunu da hazırlıyor. Bu durumun farkında olan insanlar yeni bir dünya ve ekosistem için mücadele etmeli, kendini diğer canlılar ile eşit görmelidir. Bu anlayış giderek yeryüzünde ete kemiğe bürünüyor. Sayıları her geçen gün artıyor. Yeni kuşaklar doğaya, diğer türlere daha saygılı.

İnsanlık ekosistemin güvenliği için daha ciddi adımlar atmalı. Aşırı tüketime ve büyümeye endeksli ekonomik sistemlerden vaz geçmeli, minimalist yaşamlara, yaklaşımlara yönelmelidir. Kendini ekosistemin merkezine degil, bir üyesi, bir bileşeni olarak görmelidir.
Ancak bu yaşam tarzı ile dünyanın ve ekosistemin geleceği daha yaşanabilir ve uzun olabilir. Aksi taktirde Mad Max veya Walking Dead dünyasına geçiş çok da uzak değil...’

Sağlıcakla kalın.