Herkese merhabalar...

Bugün sizlerle, sualtı severler için sevimli gözüken ama zehir ustalarından biri olan balon balıkları hakkında bazı bilgi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Komik bir ismi olmasına karşın, kimdir bu Balon Balığı ?

Balon balığı, tropik sularda yaşamayı seçen ve bilimsel adı Lagocephalus Sceleratus olan balon balığı, 1869 yılında açılan Suveyş kanalından akdeniz ve egeye göç etmiş türlerden birdir. 

Esas anavatanı, Hint Okyanusu, Afrikanın doğusu, Kızıl Deniz, Avustralya ve Japonya olarak sıralayabiliriz. 

Boyutları çok büyük olmayan bu balığın, gözleri ışığa göre bir kimyasal güneş gözlüğü takmaktadır. Yani gözlerinde bulunan merceksi doku, gelen ışığın şiddetine göre açılır veya koyulaşmaktadır. Örnekle açıklarsak, balon balığının gözlerine ışık tutarsanız, gözünün saydam tabakası yanı korneanın kenarlarında yer alan kromotorfor adlı boya hücrelerini harekete geçip, o bölgeye sarı renkli bir pigment yapmaya başlar. 

Boya rengini ışığın gözüne yüksek gelen tarafına yaymasının  sebebi ise dıştan gelen ışığı gözlerinde azaltmalarıdır, böylelikle de balık daha net görmüş olacaktır. Özellikle gece dalışlarında, ışığın az olduğu yerlerde ise bu boya pigmenti kaybolur ve gözünü bu sefer tam tersi durumuna, en çok ışık alacak konuma getirir. Milyonlarca yıllık bir evrim ve savunma mekanızmasınında ne kadar inanılmaz bir şekilde yaşadığı ortama göre değiştiğinin bir göstergesidir.

Balon balığının, düşmanlarından korunmak için geliştirmiş olduğu savunma mekanızması da inanılmazdır. Genelde, bir çok canlı gibi tehdit edilmediği sürece insana pek bulaşmaz. 

Genel görüntüsüne baktığınızda üzerindeki dikenleri göremeyebilirsiniz. Ama her yeri dikenle doludur. Normal zamanda bu dikenler yatay bir şekilde derisine yapışıktır. Sırtı koyu renkli ve üzerinde siyah ve koyu renkli benekler bulunmaktadır.

İlginç olan, balon balığı tehdit hissettiği zaman, top gibi şişmeye başlar, bunun için çok güçlü mide kasları vardır. Çünkü midesini su ile doldurur, bunun için de çok efor sarfeder. Çünkü balon balıkları şiştikleri zaman normalinden dört, beş kat daha fazla oksijene ihtiyaç duyarlar. Neredeyse bir futbol topuna eriştiğinde, ciddi bir efora girmiş olur ve oksijen tüketimi çok yükselir. Balon balıkları bu halde iken hiç bir canlı tarafından saldırıya uğramazlar, zaten düşmanı da bu durumda ona bulaşmayı pek istemez. 

Bu durumun balon balığını çok yorar, çünkü balon balığının eski haline dönmesi  beş altı saat sürer. Bu durumda savunmasız kalır ve av haline dönebilir.

Bu kadar şişebilmesi ve çok fazla suyu içine çekmesi, ağız kaslarının da ne kadar geliştiğinin bir göstergesidir. Yemek borusu kasları da suyu midesinde saklayabilmesi için de çok gelişmiş olması gerekir. Bu muhteşem  evrimsel süreç onun top gibi olmasını ve düşmanlarından korunmasını sağlamıştır.

Şiştiği zaman dikenleri, kirpi gibi dışa doğru döner, bu da en önemli savunma mekanizmasıdır.

Bugün İskenderun’ dan İzmir Körfezi’ne kadar olan sahillerimizde sıklıkla rastlayacağımız bir balıktır Balon balığı. 

Tüketilmesi çok riskli olan bu balık, özellikle Japonya da özel bu konuda eğitim görmüş sertifikalı ahçılar tarafından temizlenerek tüketilmektedir. Doğru temizlenmemiş Balon balığı, ölüsü ya da kurutulmuşu bile sizi kısa sürede öldürebilir. Siyanürden 1200 kat daha zehirli bir zehri ihtiva ederler. 

Özellikle dalış yapan arkadaşlar; bu balığı çekerken sakinliğine aldanmamaları gerekir, ama rahatsız edilmedikleri zaman da size hiç bir şey yapmayacaktır.  Özellikle gece dalışlarında dibinize kadar gelir, meraklıdır, ani hareketler yapmamalısınız. Siz sakin oldukça o da sakince hareket edecektir. 

Sualtında hiç bir şeye dokunmamaya özen gösterin. Özellikle tropik sularda dalış yaparken, bilemeyeceğiniz bir çok dibe bağımlı, kamuflaj ustası canlılar size zarar verebilir. Çünkü bunlar genelde zehirli türlerdir ve bazıları da ölümcül olabilirler.

Balon balıkları, ülkemizde istilacı bir tür olarak gözüksede eko sistemde önemli rolleri vardır. Gelişi güzel bir canlının yok edilmesi kadar anlamsız, cahilce bir hareket olamaz. 

Doğanın dengesi eşşizdir ve hiç bir şey amaçsız olarak orada yer almaz, hepsinin bir biriyle ilişkisi döngüsü vadır, tabiki İNSAN hariç......

Doğada ve mavide kalmanız dileğiyle.

Çalışmalarımı web sitem üzerinden takip edebilir, web siteme abone olarak gelecek olan yeniliklerden de haberdar olmuş olursunuz.

Hepinize iyi çalışmalar, mutlu haftalar diliyorum.