Bir asır önce 1912’de bugünlerde, beş asır vatan yaptığımız topraklarla birlikte Rumeli’deki son varlığımızı da Balkan Harbi ile kaybetmiştik.
Bilindiği gibi bugünkü Arnavutluk, Kosova ve Makedonya devletlerinin bulunduğu topraklarla, Yunanistan hudutları içinde Epir ve Teselya bölgesi, Yunan Makedonyası ve Batı Trakya yüzyıl önce Osmanlı İmparatorluğu hudutları içinde idi. Ayrıca Ege Denizinde Eğriboz Adası ile onun kuzeyindeki ve güneyindeki Şeytan adaları ve Kiklad adaları dışındaki bütün adalar da Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında idi.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan 30 yıl önce bağımsızlıklarını koparan Karadağ, Sırbistan ve Bulgaristan’ın kuzeyden, Yunanistan’ın da güneyden, 18 Ekim 1912’de Osmanlı topraklarına taarruzları kısa sürede gelişti. Kasım ayı başlarında Arnavutluk’a Manastır ve Yanya dışında Kosova, Makedonya ve Çatalca’ya kadar bütün Trakya’yı ve Ege adalarını, Balkanların bu küçük devletleri işgal etti.
Bu büyük bozgunda sadece Edirne beş ay, İşkadra altı ay dayandı. Selanik tek kurşun atılmadan teslim oldu.
Bulgar Ordusu Çatalca’da İstanbul’un 30 km yakınında ancak durdurulabildi. 3 Aralık 1912’de tarafların elinde bulunan yerler ateşkes hattı kabul edilerek ateş kesildi.
Daha sonra 30 Mayıs 1913’te Londra’da barış antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Osmanlı’ya Avrupa’da Midye-Enez hattının doğusundaki toprak bırakılmıştı. Arnavut bağımsız bir devlet olmuş, Girit Yunanistan’a bırakılmış Ege Adalarının geleceği büyük devletlerin kararına terkedilmişti. Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Batı Trakya galip Balkan Devletleri arasında pay edilecekti.
Ancak savaşın galibi Balkan ülkeleri Osmanlı mirasını paylaşmakta anlaşamadıklarından 29 Haziran 1913’te Bulgarlarla Sırplar ve Yunanlılar arasında ikinci bir Balkan Harbi patladı. Bu fırsatı değerlendiren Osmanlı Ordusu da 22 Temmuz 1913’te Edirne’yi kurtardı, Meriç’in batısında Batı Trakya’da bağımsız bir Türk hükümeti kuruldu.
29 Eylül 1913’te Bulgaristan’la yapılan İstanbul Entlaşması ile bugünkü hudutlar çizildi, Batı Trakya Geçici Türk Hükümeti de Osmanlının baskısı ile Ekim ayı içinde lağv edildi.
Bu tarihimizin en acı mağlubiyeti olan Balkan Harbinden önce Avrupalı devletler hep bir ağızdan; savaş sonunda Avrupa Türkiyesinin toprak statüsünde hiç bir değişikliğin yapılmayacağını ilan etmelerine rağmen Osmanlı; yaklaşık 130 km2 olan Rumeli topraklarını ve iki milyon kadarı Türk ve Müslüman olan beş milyon kadar nüfusunu kaybetti.
Beş asır üzerinde yaşadığımız Rumeliye veda ettik. Ve kaybolan toprakları, düşman ayakları altında kalan ve Anadolu’ya ulaşmak için yollara düşen soydaşlarımızın yürek dağlayan serüvenlirini ve daha dün Osmanlı idaresinde olan zalim düşmanların vahşetini ve korkunç zulümleri hiç unutmadık.