Nasıl bir bahar sabahına uyanmak isterdiniz?
İlkbaharın ılık nefesini hissetmeye başladığımız bu günlerde, yaşayan her canlı gibi bizlerinde içinde kıpırtılar başladı. 
Tabiat ve toprak ana gibi, içimizde yeni yeni sürgünler ışıkla kucaklaşarak gün yüzüne kavuşuyor. Kışın hüzün kokusunu ağır aksak üstümüzden atarken, ilkbaharın coşkusu hepimizi sarıp sarmalıyor. 
Birçoğumuz, evimizde ya da kendimizde ufak değişiklikler yaparak; kışın miskinliğine inat olanca enerjimizle kucaklaşıyoruz. Günlük koşturmaca içinde sabahın telaşlı adımlarla öğlene kavuşmasının dahi farkına varamıyoruz. 
Sabah mahmurluğunu henüz üzerimizden atmadan kuş cıvıltılarını duymayı, rengârenk açan çiçeklerin kokusunu hissederek güne merhaba demeyi kim istemez ki. 
Hepimizin arzusudur, mutlu ve huzur dolu bir sabah ile güne başlamak. 
Ben de tıpkı sizler gibi böyle bir bahar sabahına uyanmayı çok isterim. 
Yazılarımı takip eden kişiler bilirler ki, sevgi, saygı, vicdan, insani duyguların insana yakışır biçimde yaşanması hakkındaki düşüncelerime, küçük öyküler eşliğinde yazılarımda yer veriyorum. 
Şahsi isteklerin dışında toplumsal temennilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öyle bir sabaha uyanmak isterdim ki; 
Hayatın üstüne üstüne yürümek,  heybemde biriktirdiğim cevaplarımı binlerce sorunun üzerine serpelemek. Hür ve bağımsız sesimi duyurabilmek isterdim.
Yepyeni bir hayata uyanmak isterdim. 
Kadınların araç olarak görülmediği, sevgi gösterildikçe sonsuz saygısının değerinin bilindiği bir hayata açmak isterdim gözlerimi. 
Hiçbir annenin gözyaşının akmadığı, töre, cinayet ve tecavüz uğruna gencecik bedenlerin mezarları doldurmadığı,
Yeni bir sabaha uyanmak isterdim.
Yara almamış yüreğiyle darbe almamış vücudu ile boynu bükük değil, karşımda dimdik kadınları görmek isterdim. 
Allah’ın verdiği cana kıyılmayan, insanların hunharca acımasızca, ömür yolu sonlandırılmayan sabaha uyanmak,
Çekilen çilelerin sebebi, sevdiği ellerden olmasın isterdim. 
Öyle sabah ki, kadınlar, erkekler öfke nefret yerine gözlerinden sevgi aksın isterdim. 
Bütün hınç ile inen bir şamar yerine alından öpülen kadınları görmek isterdim.
Kendine dön insanoğlu bu dünya bizim. 
Neden bu kırgınlıklar, kavgalar, hınçlar, bu ömür her birimizin ve gideceğimiz yer topraktır hepimizin.
Sevgi, saygı dilinde konuşabileceğimiz bir bahar sabahına uyanmamız temennisi ile.
Sevgi ile kalın.