Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IBKY) tarafından yapılan bağımsızlık referandumu üzerinden 10 gün geçti. Bu süre içinde IBKY’nin tansiyonu düşürme gayretleri devam ediyor. Nitekim İngiltere ve Fransa’nın Bağdat ile Erbil arasında arabuluculuk teklifleri taraflarca kabul edildi. Önümüzdeki günlerde Irak Merkezi Hükümeti ile IBKY’i Fransa’da bir araya gelecekler. Barzani görüşmelere kanunsuz da olsa bir referandumla gidecek. Bağdat yönetimi ise İsrail dışında referanduma karşı çıkan bütün ülkelerin desteğine sahip ve Bağdat’ın, anayasal haklarını korumanın rahatlığı içinde olduğu da ortada. Ayrıca Bağdat yönetimi bölgenin iki büyük gücü Türkiye ve İran’la, Barzani’ye karşı güç birliği sağlama aşamasında.
Türkiye; daha önce açıkladığı önlemlerden Erbil ve Süleymaniye’ye uçuşları sonlandırdı, Habur kapısında kontrolleri sıklaştırdı, Irak ordusunun da katıldığı müşterek tatbikatları sürdürüyor. İran’da da aynı önlemler alınmakta ve müşterek tatbikatlar planlanıyor.
Irak Merkezi Hükümeti hemen şartlarını öne sürmeye başladı. Gümrük kapıları ve havalimanları ile petrol gelirlerinin kontrolü taleplerini sıraladı.
Bu talepleri reddeden Barzani’ye, her ne kadar referandumu zamansız bulduğunu ifade etse de ABD’nin örtülü desteğinin devam ettiği, İngiltere ve Fransa’nın arabuluculuk tekliflerinden belli değil mi?
Zaten Barzani de referandum öncesi, 26 Eylül’de Bağımsız Kürdistan’ın kurulmuş olmayacağını, 1-2 yıl sürecek müzakerelerin başlatılacağını ifade etmemiş miydi?
Bu bölgedeki Türkmenler, Araplar ve diğer azınlıklar çeşitli baskı ve siyasi oyunlarla bölgeden göç ettirilerek yerlerine Kürtler yerleştirilip, nüfus kayıtları yok edilerek demografik yapı değiştirildiğinden bu oldu bittiği ne Türkmenler ne de Araplar kabul etmemektedirler. IBKY’nin ele geçirdiği yerlerle, hak iddia ettiği yerlerde herkes diken üstünde oturmaktadır ve bir kıvılcımın bölgeyi kana bulayacağı apaçık ortadadır.
IBKY’nin Saddam’dan sonraki 2005 yılı sınırları ile daha sonra ele geçirdiği ve hak talep ettiği alanları gösteren haritalar her gün yazılı ve görsel basında yayınlanıyor. Barzani’nin bu bölgelerde yıllardır PKK’nın yuvalanmasını, Türkiye’de eylem yapabilmelerini, en azından göz yumarak desteklediği de apaçık ortadadır.
METAL YORGUNLUĞU
Geçenlerde aniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş istifa etti, yerine Başakşehir Belediye Başkanı Sn. Mevlüt Uysal seçilip, göreve başladı.
Basında hep Kadir Ağabey olarak anılan Sayın Topbaş’ın, 2004’den beri sürdürdüğü ve pek çok hizmetler verdiği Belediye Başkanlığı görevini, bazı yönetim uyumsuzlukları nedeni ile bıraktığı basında yer aldı. Yeni Başkanımıza üstün başarılar, Sayın Topbaş’a da bundan sonraki hayatında sağlık ve mutluluklar dilerim.
Saygıdeğer okuyucularım,
Malumları Sayın Topbaş’ın ani istifasının, Sayın Cumhurbaşkanı’nın AKP kadrolarında metal yorgunluğu teşhisin hemen akabine rastlaması, bana Kurban Bayramı’nda yaşadığım bir olayı anımsattı.
Bayramın son günü evde mutfakta gaz kokusu gibi bir koku hissettiğimden 153’ü arayıp yardım talep ettim. Bir görevli ile muhatap olamayınca otomatik santrala konuyu ve adresimi not bıraktım.
Bir süre bekleyip reaksiyon alamayınca başka kanallardan ilgililere ulaştım. Hemen kontrole geldiler. Doğal gaz tesisatını kontrol edip, bir kaçak olmadığını, bazen biriken çöplerin bu tür kokuya neden olduğunu ifade ettiler.
Ertesi gün beni bıraktığım notla ilgili bir hanım arayıp, adresi ve konuyu tekrarladı.
Bir gaz kaçağı ihbarına tam bir gün sonra reaksiyon gösterilmesi, görevlilerin ne kadar vurdumduymaz, hizmetlerin ne kadar yetersiz olduğunun işareti değil mi?
Allah’tan gaz kaçağı yokmuş, bu vurdumduymazlığın neden olacağı faciayı, beni arayan ilgiliye de anlattım.
Ben gerek toplu ulaşımda gerek çöp toplama ve şehrin temizliği konularında gördüğüm yetersizlikleri birkaç defa bu sütunlarda ilgililerin dikkatine sundum.
Hiçbir değişiklik veya düzelme maalesef olmadı. Zira yönetim düzensizliklere alışmıştı, yetersizlikleri teşhis edemiyordu.
Sayın Cumhurbaşkanının belirttiği metal yorgunluğu, bu vurdumduymazlığın, adam sendeciliğin en veciz ifadesi değil mi?
Yeni Belediye Başkanımızın belediye hizmetlerinin kalitesini artırıp, İstanbul’u daha modern, daha temiz, daha yaşanabilir hale getirmesi en halisane dileğimizdir.