ABD, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’in hidrokarbon servetine kimseyi ortak tek başına kontrolü altına alma ve bu yolla “küresel lider” sıfatını sürdürme, doların saygınlığını koruma kararlılığını, 2011’den beri silahlandırdığı, eğitip ordulaştırdığı PKK/YPG’ye yaslanarak sürdürmek istemektedir.  

Bunu yapabilmek için de, bunca yıllık terör örgütü olan PKK uzantısı YPG’yi, bundan böyle dünya kamuoyua, “IŞİD’DEAŞ’ı yenen özgürlük savaşçıları” olarak tanıtacaktır. Daha da önemlisi, bunları, Suriye anayasası için ay sonunda Cenevre’de toplanacak heyete dahil etmeye çalışacaktır. Çünkü, Bağdadi’nin de öldürülmesinden sonra, ABD’nin Suriye’de kalabilmesi için hiçbir gerekçesi kalmamıştır. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın, terör örgütü DAEŞ lideri Bağdadi'nin öldürüldüğünü büyük bir sevinçle açıklamasının hemen İran Enformasyon Bakanı Azari Jahrumi ABD Başkanı’nın neşesine limon sıkıverdi, "Çok da abartmayın, kendi yaratığınızı öldürdünüz" deyiverdi. 

Yalnız Enformasyon Bakanı değil, İran Hükümet Sözcüsü Rebii de, yaptığı yazılı açıklamada, Bağdadi'nin ölümü ile birlikte baskıcı ve yok edici terörizmin sona erdiğini, ancak terör tehdidinin artarak devam edeceğini savundu: 

 "Örgüt hala büyümeye ve kendisini göstermeye devam etmekte. Aşırıcı düşüncelerle kendisini göstermekte ve bölgesel petro-dolarlarla büyümektedir. Her iki kaynağın da kurutulması gerek. Bağdadi'nin ölümü de DAEŞ terörünün sonunu getirmeyecektir" dedi.

Beyaz Saray’dan, Trump, Dışişleri Bakanı Pompeo ve Pentagon şahinleriyle birlikte Bağdadi’nin ebediyete uğurlanış operasyonunu heyecanla izlediği fotoğrafları eşliğinde yapılan açıklamada da, DEAŞ lideri Bağdadi için, "Şiddet ve acıya yol açan bir katil yok edildi. İntihar yeleğini patlatarak 3 çocuğuyla birlikte öldü" deniyordu. 

Platin saçlı terörist avcısı Trump yeryüzünden terörü ebediyen kaldırmış gibi sevinçle konuşuyordu: 

"Bir köpek gibi bir korkak gibi öldü. Artık dünya daha güvenli bir yer. Yaklaşık bir kaç haftadır takip ediyorduk. Sürekli fikir değiştiriyordu, sonunda orada olduğunu öğrendik. .Bulunduğu yerde tüneller olduğunu ve biri hariç çıkmaz olduğunu da biliyorduk. O tünelde de kontrol sağlamıştık, 8 helikopterle indik bölgeye. Birçok savaşçı da karadan girdi, bubi tuzakları olduğu için duvarları patlatarak ilerlediler."

Bu sözler üzerine sormazlar mı adama; Madem IŞİD/DEAŞ’ı bitirmek bu kadar kolaydı da neden ugüne beklediniz? Neden bunca gencin terör bataklığına sürüklenmesine, milyonlarca masum insanın katledilmesine, göçe zorlanmasına, yerinden yurdundan sürülmesine seyirci kaldınız?

Daha geçen gün, Barack Obama ile Hillary Clinton’a yüklenirken, “IŞİD/DEAŞ’ı siz kurdunuz” diyen siz değil miydiniz? Bu ne yaman bir çelişkidir?

Aklı başında bir devlet adamına sorduğunuzda, utancından yerin dibine girer, ama saat başı birbiriyle çelişen mesajlar atmasından dolayı akıl sağlığı sorgulanma sürecine giren biri için bu soruların bir şey ifade edeceği beklenemez.

RUSYA İNANMIYOR

Rusya, Trump’ın Bağdadi’nin öldürüldüğüne ilişkin açıklamalarını ciddiye bile almıyor. El Kaide Lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesini hatırlatarak, Bağdadi’nin de benzer bir senaryo çerçevesinde, bir yüz estetiği sonrasında yeni yaşamına uğurlandığını savunuyor. 

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, IŞİD/DEAŞ Lideri Ebubekir el-Bağdadi'nin Suriye'de düzenlenen operasyonla ölü ele geçirilmesine ilişkin açıklamaları kuşkuyla karşıladıklarını belirterek, "Savunma Bakanlığı, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde düzenlenen operasyonla ilgili güvenilir bilgiye sahip değil" diyor. Trump’ın çelişkili mesajları bir yana, El Kaide Lideri Usame bin Ladin’in katledilişi gibi çok acemice çekilmiş bir filme imza atmış olan ABD derin devleti, IŞİD/DEAŞ Lideri Bağdadi’nin öldürüldüğüne ilişkin açıklamasında da  inandırıcı olamadı. 

IŞİD/DEAŞ Lideri Bağdadi'nin Suriye'de düzenlenen operasyonla ölü ele geçirilmesiyle ilgili çelişkili açıklamalar yapıldığını belirten Konaşenkov, "Bağdadi'nin öldürülmesine yönelik operasyonda yer aldıklarına dair çelişkili açıklamalar yapan ülke sayısının artması, operasyonun gerçekliği ve başarısıyla ilgili şüphe uyandırıyor. Savunma Bakanlığı, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde düzenlenen operasyonla ilgili güvenilir bilgiye sahip değil" diyordu.

Rusya'nın, ABD ve koalisyon güçlerinin son günlerde İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde hava saldırısı gerçekleştirdiklerini tespit etmediğine de dikkati çeken Konaşenkov, "ABD uçaklarının İdlib üzerinden gerçekleştirdikleri uçuşlarda herhangi bir yardımın yapıldığı bilgisine sahip değiliz" diyordu.

 Konaşenkov’un şu değerlendirmesini Pentagon şahinlerinin kolay klay hazmedeceklerini sanmıyoruz:  "DEAŞ'ın Suriye ordusu tarafından 2018'in başlarında Rus hava kuvvetlerinin desteğiyle son yenilgisinden bu yana, Bağdadi'nin 'bir defa daha' ölmesinin, Suriye'deki durum ya da İdlib'de kalan teröristlerin eylemleri üzerinde hiçbir operasyonel önemi yoktur.”

ABD’NİN AMACI NEDİR?

Trump’ın çeşitli operasyon fotoğrafları eşliğinde, El Kaide Lideri Bağdadi’nin öldürüldüğüne ilişkin açıklamaların amacı nedir? 

Trump, daha doğrusu Trump’a bu açıklamaları yaptıran derin ABD ne yapmak istiyor? 

ABD’nin yapmak istediği sır değil. Bugüe kadar Suriye’de bulunma nedenini IŞİD/DEAŞ’la mücadeleye bağlayan ABD, bölgedeki dostlarımızın ve özellikle de PKK/YPG elemanlarının yardımlarıyla Bağdadi’yi öldürdük, IŞD/DEAŞ’ı bitirdik mesajı veriyor. 

Daha açık söylemek gerekirse ABD, dünya kamuoyunu yeni bir oyuna hazırlamak için şöyle bir mesaj veriyor: 

“Rusya ve Türkiye de yardım ettiler, ama özellikle bölgedeki en büyük ortağımız, özgürlük savaşçıları PKK’YPG’nin yardımı ile tarihin en belalı terör örgütlerinden biri olan IŞİD/DEAŞ’ı bitirdik.” 

Yani Ortadoğu Cehennemi’nde kaynayan kazanların altına, bundan böyle IŞİD/DEAŞ değil, bölgedeki en büyük ortağımız olan özgürlük savaşçıları” PKK’YPG odun atacak. 

IŞİD/DEAŞ Lideri Bağdadi’nin İdlib’te, DEAŞ Sözcüsü eski Hristiyan taze Müslüman madde bağımlısı Ebu Hasan el-Muhacir'in, Cerablus yakınlarında gerçekleştirilen operasyonlarla öldürüldüğünün duyurulması, örgütün başına “Telaferli bir Türkmen” olarak tanıtılan Abdullah Kardaş/Ebu Ala El-Afri  Abdurrahman Mustafa eş-Şeyhlar’ın, daha doğrusu Şeylar Aşireti’nin evletlık edindiği bir Ermeni’nin getirilmesi, Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda oluşturmaya çalıştığı 444 km uzunluğunda ve 32 km derinliğindeki güvenli bölgenin güneyinde kalan petrol alanında Rakka merkezli yeni bir hareketlenmenin başlatıldığının habercisidir.

ABD PKK/YPG’YE YASLANMAK HAZIRLILIĞINDA

ABD, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’in hidrokarbon servetine kimseyi ortak tek başına kontrolü altına alma ve bu yolla “küresel lider” sıfatını sürdürme, doların saygınlığını koruma kararlılığını, 2011’den beri silahlandırdığı, eğitip ordulaştırdığı PKK/YPG’ye yaslanarak sürdürmek istemektedir.  

Bunu yapabilmek için de, bunca yıllık terör örgütü olan PKK uzantısı YPG’yi, bundan böyle dünya kamuoyua, “IŞİD’DEAŞ’ı yenen özgürlük savaşçıları” olarak tanıtacaktır. Daha da önemlisi, bunları, Suriye anayasası için ay sonunda Cenevre’de toplanacak heyete dahil etmeye çalışacaktır. Çünkü, Bağdadi’nin de öldürülmesinden sonra, ABD’nin Suriye’de kalabilmesi için hiçbir gerekçesi kalmamıştır. 

ABD’nin Suriye’de uzun soluklu olarak kalabilmesi, Rakka çevresindeki petrol rezervlerini kontrol altına alabilmesi için, Rakka çevresinde, Irak’ta olduğu gibi,  bir özerk yapı oluşturulması gerekmektedir. 

Bağdadi öldürüldü mü, bir estetik ameliyatla emekliye mi sevkedildi, bilemiyoruz, ama tarih sahnesinden silinmiştir. Bundan böyle sahnede, “özgürlük savaşçıları” etiketiyle PKK/YPG olacaktır. Hesabımızı bu hazırlılara göre yapmamız gerekiyor.