Geçen hafta beş günlük Azerbaycan gezimizin programını takdim etmiştim. Bugün de gezimizle ilgili diğer hususlara değinmek istiyorum. 
Bilindiği gibi Sovyet Rusya’nın çöküşünün ardından Azerbaycan 1991’de bağımsızlığını ilan etmişti. 80’li yılların sonlarında, Azerbaycan’a ait Karabağ’da hak iddia eden Ermeniler, daha Sovyet döneminde çatışmaları başlatmıştı. Sovyetler çatışmaları önlemek için müdahale etse de Sovyetlerin dağılması ile çatışmalar yeniden baş- lamış, yeni Rusya’nın da desteğini ve bölgedeki Rus kuvvetlerini yanına alan Ermeniler, Azeri kardeşlerimizin kahramanca karşı koymalarına rağmen Dağlık Karabağ’ı ele geçirmişlerdi. Böylece Azerbaycan toprakları ikiye bölünmüş, Nahçıvan Azerbaycan hudutları dışında kalmıştı. Yer yer 30-50 km eninde 150 km uzunluğunda, Nahçıvan’la Azerbaycan arasında bir Ermeni koridoru oluşmuş, Ermenistan İran’la komşu olmuştu. 
Azerbaycan topraklarının %20’sini ele geçiren Ermeniler hunharca soydaşlarımızı da katlettiler. Bu soykırımda 613 Azeri Türk’ü hayatını kaybetti, 100 bini yaralı bir milyon soydaşımız Azerbaycan’a göç etti. 
Ermenistan, BM’in muhtelif kararlarına rağmen işgal ettikleri toprakları boşaltmaya yanaşmamaktadır. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupalı dostlarımız ve ABD; BM kararlarının uygulanmasına ilgisiz kalmakta, Hocalı Katliamı’na gözlerini kapatarak 1915 olayları ile Türkiye’yi mahkum etmeye alet olmaktadırlar. 
Bugün bütün Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını kurtarmak için büyük çaba içindedir. Bir buçuk ay önce Nisan başlarında Ermenilerle bir hudut çatışmasında, Azerbaycan Ordusu Ermenileri atarak 10-15 km’lik cephede avantajlı bir arazi kesimini ele geçirmişti. Dar bir koridorda iki cephede tertiplenen Ermeni kuvvetleri hassas bir durumda olmalarına rağmen fütursuzca Nisan çatışmalarını başlatmışlar, Azerbaycan Ordusu da Ermeni mevzilerini işgal ederek avantajlı bir durumu ele geçirmişti. 
5 günlük gezi süresince Azeri kardeşlerimiz, işgal altındaki topraklarını kurtarmaya kararlı olduklarını her etkinlikte orta- ya koydular. Azerbaycan Ordusu da eğitimi, silah ve teçhizatı ve üstün morali ile bu kararlığın adeta teminatı gibiydi. 
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti de kayıtsız şartsız Azerbaycan’lı kardeşlerimizin yanında olduğunu her fırsatta açıklamakta ve Azerbaycan ile büyük bir dayanışma içindedir. 
Biz Muharip Gaziler ve Anadolu Aydınlar Ocağı olarak Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98nci yılında aralarında olarak bu dayanışmaya kendi çapımızda destek olduk. 
Geziye; Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı E.Prof.Dr.Tbp.Alb. İbrahim ÖZ- TEK, İzmir Aydınlar Ocağı Başkanı Prof.Dr. Şerafettin Canda, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Av. Ruhittin Sönmez ile Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şube Başkanı E.Alb.Ahmet Kendigel, Kıbrıs Gazileri E.Alb.Şadi Polat, E.Astsb.Selçuk Eser, Ahmet Taşkın, Oktay Yoluak, Nurettin Agaoğlu, Mehmet Akten, Ahmet Külak ve ben katıldık. 
Gelecek hafta da Türkiye-Azerbaycan dayanışması ve diğer hususları takdim edeceğim.