Aytaç Ağdağ; tam bir başarı hikayesi… Niyet kutuları yapan o küçük çocuktan şimdi sinema yapımcısı, müzik yapımcısı, yayınevi sahibi, iş adamı yaratmış. Çocukluğundan beri “Ben çok büyük işler yapacağım” diyerek hayallerine sahip çıkmış. Biliyorsunuz; söz büyüdür. Hayata ne söylerseniz o da yankı yapıp size döner. Aytaç Ağdağ hayallerini gerçekleştirebilmek için bugünlere kadar hiç durmadan çalışmış.

2020-2021 yılının en büyük bütçeli filmi olan Dilber Ay’ın filmini yaptı. Herkesin merakla beklediği film 4 Şubat’ta sinemalarda olacak. Özellikle röportaj esnasında soruyorum “4 Şubat’ta kesin sinemalarda mı?” Aytaç Bey “Evet, tarihi ertelemeyeceğiz” diyor. Sonrasında ise çok büyük sürprizleri var.

Çocukluğundan büyük hayalleri olan, 0’dan başlayıp bugünlere gelen ve şimdi Aytaç Medya’nın sahibi olan Aytaç Ağdağ… O büyük hayallerin arasında sinema var mıydı?

Birebir sinema diyemem, ama hep büyük işler yapma hayalim vardı. Hatta ekonomik açıdan benden güçlü olan arkadaşlarıma “Ben büyük işler yapacağım, sizi de ortak edeceğim” deyip, umut veren tek kişi bendim. O zamanlar çok da gelişmiş olmayan bir mahallede büyüdüm. Birkaç marka dışında yeni yeni araba markaları doğmaya başlamıştı. Renkli televizyonlar çıkmıştı. Kimsede bir şey yoktu, ama benim hayallerim hep büyüktü ve çok icat çıkarırdım. Tüm çocuklar niyet çekip, oyuncak almaya çalışırken ben kendi niyet kutumu kendim yaptım. Kitap yayınlarken de hep farklılığı savundum. Yayıncılık sisteminde biz başlayana kadar katı bir bayilik sistemi yoktu. Bizim yayınevimiz çocuk kitabıyla başladı. Çocuk kitaplarında bayilik olmamasına rağmen ilk kez bayilik sistemi kurduk ve bütün Türkiye bunu konuştu. Herkes olamayacağını düşünüyordu, hatta inanmıyorlardı, ama ben tüm bunları yaparak başarabileceğimi gösterdim. Aslında benim en büyük hayalim; insan hayatına dokunmaktı. Sinema vesilesiyle bu hayalimi gerçekleştirmiş oldum.

Aytaç Medya’yı nasıl kurdunuz?

Hiçbir zaman tek başıma mutlu olmayı düşünmedim. Herkesin mutluluğuma ortak olabileceği bir sistem üzerine düşündüm. Sinema hayatıma yayıncılıktan sonra girdi. Sıfırdan bir yayınevi yaratabildiysem bir sinema filmi de yapabileceğimi düşündüm. Haluk Levent’le de bir araya gelince müzik yapımcılığı da yapmaya başladık. Bu şekilde Aytaç Medya kuruldu. İlk önce nasıl yapacağımızı bilmiyorduk. Haluk Levent’in müziklerini yapmaya başlamıştık, ama sinema kısmında neler yaparız düşünmemiştik. Haluk Levent’in dizisini yapmak için bir yapım şirketiyle anlaşmıştık, ama son anda bir araya gelemeyince biz başka filmler aramaya başladık. Böylelikle Dilberay’ın hikayesini bulduk. Onların bütçesinde eksikler vardı. Biz daha büyük bütçeli bir film düşündük. Birleştik ve yola çıktık. Reklamlarla birlikte 20 Milyonu aşkın bir bütçe harcadık. Şuan 2020-2021 yılının en büyük bütçeli filmini yapmış olduk. Ben eğer bir iş yapıyorsam işinde en başarılı insanlarla çalışmayı severim. Aynı şekilde yayıncılık sisteminde de en iyi hocalar bizimledir. Sinemada da bunu yapmayı hedefledim. Bizim şuan elimizi kolumuzu bağlayan tek şey; Covid-19. Bu senenin en büyük korku filmini, en büyük dramayı yaptık, bir de aile komedisi filmi yaptık, ama üçünü de yayınlayamadık.

İş adamı, arı, üçbeşdört ve Tsunami yayınları sahibi, codex yazılım, program ve film yapımcılığı… Farklı sektörlerde birçok başarıya imza atmışsınız. Farklı dallarda işler yapmak size neler kattı?

Ben ilk önce işi değil, insanı buluyorum. Sonunda o insanlarla yapılacak işi buluyorum. Dünyanın en mükemmel işini de yapıyor olsam, benim psikolojimi, huzurumu bozacak biriyle çalışmam mümkün değil. Bazen yanıldığım insanlar da oldu. Bu yüzden doğru insanlarla çalışmak benim için en büyük lüks. Her alanda iş yapmak gerçekten zor, ama üç tane kuralı yapabilirseniz başarıyı sağlayabilirsiniz; 1-Ticareti bileceksin, 2-Sabrı bileceksin, 3- Nezaketi bileceksin…

Şuan Haluk Bey ile ortak bir projeniz var mı?

Evet var. Şuan eski şarkılarından 50 tane parça seçtik. Bu parçalar arasında çok meşhur olan şarkılar da var, henüz o meşhurluğa ulaşamamış şarkılar da var. Sürprizlerimiz de olacak. Aytaç Medya’nın youtube kanalında yayınlamayı düşünüyoruz.

Büyük ses getirecek filminiz “Dilber Ay” 4 Şubat’ta sevenleriyle buluşacak. Pandemiden dolayı başka platformlara satma gibi bir düşünceniz var mı?

En başından beri dediğim tek şey; benim sinemada kendimi göstermem lazım. Sinemadan sonra dijital mecralarla anlaşacağız. Bizim birinci hedefimiz sinema.

Koronadan dolayı sinemaların durumu iyi değil. Gişe kaygınız var mı?

Benim için önemli olan sinemanın açılması değil, koltukların dolmasıdır, insanların sinemaya gitmesidir. Filmimizin tarihi 4 Şubat. Filmi başka bir tarihe ertelemeyeceğiz.

Haluk Levent’in filmi ne zaman gelecek?

Pandemiden dolayı sinemalar şuan sıkıntıda, ama sinemalar gerçek anlamda açılır açılmaz Haluk Levent’in filmini çekmeye başlayacağız. Onun dışında 4-5 farklı hikayemiz daha var. Bu aralar çok fazla senaryoya yatırım yapıyoruz.

Öncelikle Dilber Ay’ın filmi önüne geldiğinde “Benim bunu yapmam lazım” dedirten hissiyatın adı neydi?

Dilber Ay’ın filmini almadan önce aklımda soru işaretleri vardı. Dilber Ay’ın şarkıcılığı çok popüler değildi. Uzun süre şarkılarını dinledim. İlginç olan şey; şarkılarının popüler olmamasına rağmen kendisi çok popülerdi. Normalde komik biri olmasıyla popüler olmuş, ama kadının hayatı hep dram. Türkiye’nin en büyük kanayan yarası Kadına Şiddettir, çocuk gelindir. Dilber Ay da bunun en büyük örneğidir. Ben Dilber Ay’ın hayat hikayesini yapmadım. O küçük kızın hayatını anlattım.

Son zamanlarda biyografi hikayelerinin çok revaçta olduğunu biliyoruz. Genelde biyografi hikayelerinin üzerinden mi gitmeyi düşünüyorsunuz?

Bu sıralama tamamen tesadüf oldu. Bundan sonra daha fazla biyografi yapma k istemiyoruz. Uluslararası çapta bir proje gerçekleştirmek istiyoruz. Özgün hikayelere yer vermeyi hedefliyoruz. Başarabilirsem, bu işi Avrupa’da Amerika’da yapabilmek… Türkiye’de de film veya dizi çekeceksem yurtdışı ayağının olması lazım. Bizim sinemadan para kazanmak amacımız yok. Önemli olan başarmak ve ülkemize değer katmak.

Dilber Ay’ın acılarla dolu, yıllarca hepimizin okuduğu, haberlerde izlediği bir hayat hikayesi var. Siz filmde seyirciyi nasıl şaşırtacaksınız?

Kesinlikle, izlerken içinizden çok farklı bir hissiyat içinde olacağınıza eminim. Fragman yayınlandıktan sonra youtube da bir tane kötü yorum yok. Dilber Ay’ın hikayesi o imkansızlıklar içerisinde nasıl güneş gibi doğduğunu, yapamazsın demelerine rağmen nasıl başardığını anlatıyor. Kadın erkek eşitliğinden bahsediliyor, ama bazen “Ben bu işi yapamam. Çok zor” diyerek gireceği işten tereddüt eden çok kadın da var. Dilber Ay herkese bir örnek. Ben fakir bir ailede büyüdüğüm içim daha çok çalıştım, daha çok zorladım. Benim için imkansız diye bir şey yoktur. Ne kadar çok isterseniz başarıya o kadar çok yaklaşırsınız. Sadece erkek yapabilir diye bir şey yok, kadınlar da yapabilir.

Dilber Ay rolü için önemli bir cast çalışması yapıldığını duymuştum. En son Büşra Pekin’de karar kılmanızın sebebi ne oldu?

Aslında Büşra Pekin aklımıza gelen ilk isimdi. Çünkü Büşra Pekin yıllardır komedi yapıyor. O da bu filmle birlikte komediden sıyrılmak istiyor. Büşra Pekin de bir komedyen değil, oyuncu olduğunu göstermek istiyor. Biz de ters köşe yapmak istedik.

Dilber Ay’ın filminden sonra yine halkın çok sevdiği, maalesef yaşamını erken kaybeden Barış Akarsu’nun filmini yapacağınızı duyurmuştunuz. Cast çalışmaları nasıl gidiyor?

Senaryosu tamamen bitti. Cast çalışması için sinemanın durumunu bekliyoruz. Şuan filmi çeksek bile yayınlanmayı bekleyen birçok filmimiz var. Şuan tercihlerimizi dijital platformlar, youtube, televizyon odaklı yapacağız. Sinemanın durumu düzeldikten sonra filmlerimizi gişeye sokmak için sabırsızlıkla bekliyoruz.

Özellikle son yıllarda gerçek hayat hikayelerinden yola çıkan filmler popüler olmaya başlayınca, halkın kafasında birçok sanatçı ve isim belirdi. Bu isimlerin başında da Barış Akarsu geliyordu. Bu filmin yapılış amacı bir arz – talep mi?

Barış Akarsu herkesin aklından geçiyordu, ama biz bu konuda daha hızlı davrandık ve filmin haklarını aldık.

Dizi yapımcılığı da yapmayı düşünüyor musunuz?

Evet, zamanla dizi yapımcılığı da yapacağım.

İnternet dizisi yapmayı düşünüyor musunuz?

Hep daha büyük projeler yapmayı düşündüm. Televizyona yapayım, Uluslararası kanallara satayım. Ama şimdi dijital platformlarda bu konuda kendini çok yeniledi. Ben belirli bir pay üzerinden kanallara satmak istemiyorum. Yaptığım projenin haklarının tamamı bende olmalı.

Bir başkasının gözünde bakıldığında istediğinizi yapmış, hayallerinizi gerçekleştirmiş, istediğiniz koltuğa oturmuş başarılı bir iş insanısınız. Yine de gerçekleştirilmemiş, bir keşke olarak içinizde kalmış bir hayaliniz var mı?

Maddi olarak kendimi ispatlayabildiğim, hayalini kurduğum işleri yapabilecek gücü elde ettim. Varken iyisini yaşayan biriyim, ama yarın gidip depoda çalışmam gerekse asla gocunmam. Bir başkası evini zor geçiştirirken, ben daha da olsun diye hayıflanmam. Benim paramda herkesin emeği vardır. Emeği olan herkes de hakkını alır. Keşke kelimesini hayatımda kullanmıyorum.

Yolun engebeli kısımlarında, karanlıkta hiç vazgeçmeyi düşündünüz mü?

O konuda herkes bana şaşırır. Ben “Nerede kalmıştık. Hadi kolları sıvıyoruz” diye düştüğüm yerden devam ederim.

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Bir kitabı okurken veya bir filmi izlerken altını çizdiğimiz, sahnesini ezberlediğimiz bir yer mutlaka buluruz. Sizin hayatınızda altını çizeceğiniz yer neresi?

Ben yıllarca “Zoru başarırım, imkansız biraz zaman alır” esprisini çok yapardım. Ben yaptığım işlerden kazandığım parayla hiç çalışmadan da geçinebilirdim, ama asla öyle yaşamayı düşünmedim. Ne kadar yoğun olursam olayım insanların rahatlıkla ulaşabildiği, fikirlerine değer veren bir insan oldum. Bundan çok mutluluk duyuyorum. Ben başaracağım dediğim ilk gün benim hayatımın dönüm noktası kırılmış oldu.