KÜLTÜR ve SANAT

Ayşe Van’ın Kaleminden, Sadece Hatırla

Abone Ol

Bir çoğumuz etrafımızdaki hayatlara imreniriz.
Sanırız ki bazılarımız hep mutlu, sanki güneş her sabah onların evlerinin tepesinde doğuyor bizim tepemizdeki o çizgi filmlerdeki yağmur bulutu…
Onların hayatlarında sanki hiç ters giden bir şey olmaz, para, eğlence, mutlu aile vs. her istediklerine sahiptirler.
Biz ise hayat neden bize böyle yorucu davranıyor diye düşünürüz. Hayat onlara toz pembeyken neden bize hep patlıcan moru deriz.

Hani bazen içimizden sabah yataktan kalkmak bile gelmez, güneşin her sabah yeniden doğduğunu unuturuz.

Belki sevdiklerimiz iyi değildir yada biz ;belki biraz yorgunuzdur yada bıkkın. Yataktan kalkıp tekrar başlamaya üşendiğimiz günler olur.
Hayat ışığımızı sanki  biri söndürmüş gibidir.
Hayat zordur hem de çok…
İşte böyle zamanlarda ihtiyacımız olan şey biraz hatırlamak .

İnsanoğlu işte ,çoğu zaman unutuyor her sabah doğan güneşle bambaşka mucizevi bir güne uyandığını.
Hayatın aslında bir oyun olduğunu.
Belki de  hiç bir şeyin tozpembe olmadığını ama hayata değer katanın bizim kendimiz olduğunu , nasıl yaşadığımızın, hayata nasıl kucak açtığımızın her şeyi belirlediğini.
Asıl böyle zamanlarda ışığımızı yeniden parlatmamız gerektiğini , içimizde yanan cılızda olsa o alevi körükleyerek yolumuzu aydınlatmamız gerektiğini hatırlamalıyız.
Olmayan şeylerden çok var olan şeylerimize odaklanıp şükretmenin erdemini hatırlamalıyız.

Her şeyin aslında ‘Hiç‘ olmak ve  ‘Bir‘ olmakla alakalı olduğunu hatırlamalıyız daha sık.

Evrendeki varlığımızın ne kadar değerli olduğunu hatırlayıp kendimizi daha çok sevip bu koskocaman hayat denen lunaparkın daha çok keyfini çıkartmamız gerektiğini hatırlamalıyız.
Hayat çarkının tekrar dönmesini bekliyorsak o yataktan çıkıp  belki de daha önceden yapmadığımız şeyleri yapmayı denemeliyiz.
Bunları yaparken değişerek hatta yaptığımız en basit şeye bile kendimizi kaptırıp ona dönüşebildiğimizde döner hayat çarkı tekrar.
Aklımıza gelen bir melodiyi içimizden geldiği gibi söylemeye başladığımızda, yağmurdan kaçmak yerine sırılsıklam dans etmekten zevk alabildiğimizde başlar hayat.
Elimizde kalan tek parçayı da paylaşabildiğimizde, karşımızdakinin üzüldüğünü görünce ellerimizi kocaman açıp onu sarmaladığımızda hayatın kokusunu duymaya başlarız tekrar..
Yolda yürürken rastladığımız herkese gülümsediğimizde, affetmeyi öğrenip, düştüğümüzde olsun ben tekrar kalkarım ayağa diyerek daha da dik olarak kalktığımızda  asıl meydan okuruz kendimize ve hayata.
Bunu yapabilecek tek kişinin kendin olduğunu hatırlamalısın belki de.
Sadece hatırla  içindeki gücü ve yarın sabah güneşin yine her zaman ki gibi doğacağını ve senin kendi hayatının kahramanı olduğunu hatırlamanla beraber her şeyi değiştirebileceğini hatırla…
Sevgilerimle,

Ayşe Van