Bunların utanmazlığının bir sınırı yok!?

Avrupa kapısındaki beklentimiz her gün yeni bahanelerle erteleneceğe benziyor.

Çünkü Avrupa'nın, ilerleyen günlerde önümüze ne tür bahaneler süreceğini bilebilmek zor.

Nitekim Alman Dışişleri Bakanı Jocshka Fischer, Berlin'deki Cafe Einstein'de, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin konuşulduğu bir yemek düzenledi. Sekiz kişinin bir ay önceden davet edildiği yemekte, Fischer'in dışında Dışişleri Bakanlığı'ndan üç görevli de yer aldı.

Yemekte Türkiye'den Kemal Derviş, Almanya'dan Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruk Şen, babası bir dönemler Türkiye'de çalışan hukukçu Dr. Christian Rumpf, ünlü tarihçi Prof. Dr. Christian Winkler, Frankfurter Allgemeine Zeintung'un Türkiye muhabiri Reiner Hermann, Süddeutsche Zeitung'un Türkiye muhabiri Christiane Schlötzer ve Fischer'in basın danışmanı Walter Lindner hazır bulundu.

Önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümetin yaptığı refomları öven Fischer, Türkiye'nin AB üyesi olması gerektiğine inandığını söyledi. Fischer, "41 yıldır verdiğimiz sözü tutmalıyız. Türkiye'ye AB'ye yeni bir perspektif açacak. 2020'de motorumuz olacak belki de" dedikten sonra, Türkiye şu anda önündeki en büyük engelin Fransa olduğunu söyledi.

Frischer, CHP'li Kemal Derviş'e dönerek, "Fransa çok ciddi.. Ciddi bir engel olacak. Fransa'yı ikna etmek şart. Alacağınız uçakların yüzde 80'i Airbus olsun. Bunu aman yapın" dedi. Fischer, Fransa'yı ikna yöntemini bu şekilde anlatırken, konuşulanların "off the record" kalmasını da istedi. Bu sözler üzerine Kemal Derviş söz aldı ve "Ama benim bu sözlerin bazılarını kullanmam gerekebilir" demiş.

Evet, Fransa'yı ikna etmek için rüşvet talep ediliyor bizden. Yarın öbür gün İngiltere'yi ikna etmek için de eskiden verilmeyen yeni boğaz köprüsünün ihalesini vermemiz istenebilir.

Bu Avrupa'ya bağlanıp, tüm değerlerimizi feda etme gafletinden bakalım ne zaman uyanacağız?

Bütün yıldızlar sönse ve her şey kararsa insanın ruhunda tek bir yıldız parlamakta devam eder. Bu ümit yıldızıdır.

Eflatun