“E Nedek ha, bizim her şeyimiz var,bizi niye almiler” serzenişi değil, realist mantığınızla, aklınızla düşünün, alırlar mı? Almazlar, aldıkları yıllar sonrasın da dahi Avrupa birliği kendi içinde bir üst kurul, sınıf oluşturmuş olur. Ülke olarak Avrupa Birliğine dahil oldum sanırsın, sanma haline ulaşıncaya kadar verdiğin taahhütler ve tavizler yanına kar kalır.
 Güncel durumu okuyun, araştırın, anlayın. İstenen standart şartların ötesinde Türkiye’nin, Türk milletinin olmazsa olmazları dahi istek konusu, pazarlık konusu. Her pazarlık da önümüze bir kemik atılmak da, ne yazık ki halkımın ekseriyeti de buna kanmakta.
l “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” meselesi pazarlık konusu !
l Fırat ve Dicle nehirleri pazarlık konusu (İSRAİL’in önemli isteği) !
l Ortadoğu’da, kargaşa için de olan ülkelerden mülteci akınına evet diyecek, onların belirlediği şartlarda barındırıp besleyeceksin.
l En önemlilerden biri de ŞANLI ŞEREFLİ ORDUMUZ dahi kontrolleri, sevk ve idareleri altına girecek.
 Önümüze atılan kemik “VİZE MUAFİYETİ”, (Burada güleceksiniz)
Türkiye de yaşayanların yarıdan çok fazlası yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip. Milyonlarla ifade edilen bir nüfusumuz da açlık sınırının altın da bir gelirle yaşama mücadelesin de.
Empati yapın, şöyle düşünün, biri için, siz güvenlik, sağlık, eğitim sorunlarınızı büyük ölçü de çözmüşsünüz, ekonomik olarak tam yol kişi mutluluğuna yatkın bir yoldasınız, kültür ve sanat çalışmalarına kaynak ayırma konusun da bir sıkıntınız yok. Türkiye gibi sürekli çalkantı halin de olan bir ülke ile aynı grupta olur musunuz, kendi yanınıza alır mısınız?
HAYIR ALMAZSINIZ. Akıllı iseniz alırım taahhüdünden vazgeçmeden iliğine kadar sömürür,kendinize kapı kulu yapacak şartları imzalatırsınız. Sonrası mı? Kendileri özel bir birlikteliği yine “AVRUPA BİRLİĞİ” içinde oluştururlar ve seni üye olarak alırlar.
Çarşıdaki pirince gidinceye kadar, evdeki bulgurdan olursun.
Önemli bir özelimi paylaşayım; on yılı geçeli çok oldu, artık mizah dergileri almıyor, komik filmler için sinemaya gitmiyorum. Türkiyem de bizzat komedinin kendisini yaşıyorum. Uzun var, kısa var, küfürbazlar, yeni ayetler dayatanlar, Peygamberimiz adına ahkam kesenler vb. Ben mi ? Sizden farksız, figüran..