AVRASYA COĞRAFYASINDA BİR YILDIZ YÜKSELİYOR; O YILDIZIN ADI: KAZAKİSTAN. Kardeş ülkenin, küresel ekonomik kriz ortamında, Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev önderliğinde gerçekleştirdiği başarılar baş döndürücü. Türkiye ve Kazakistan’ın ekonomik ve kültürel ilişkilerini geliştirmesi, kardeş ülkelerin mutlaka yararına olacaktır. İki kardeş ülke, pek çok konuda, birbirinin eksikliklerini tamamlayabilecek potansiyele sahip. Jeopolitik önemleri açısından, her iki ülke benzer tehditlere ve benzer fırsatlara sahiptir. O nedenle, elele vermeleri, işbirliği yapmaları gerekir. Yeri gelmişken hatırlatalım; Kazakistan tarihi yalnız Türk tarihi açısından değil, insanlık tarihi açısından da önemli bir araştırma konusudur. Samuel N. Kramer, 15 dile çevrilen ve best seller olan kitabında, “Tarih Sümer’le Başlar” diyor. Doğrudur, tarih Sümer’le başlamıştır ve insanlığa yazı yazmayı da Sümerler öğretmiştir. Fakat, Sümerler kendilerine Sümer değil, Kenger (Kanglı) diyorlardı ve Kengerler’in anavatanı Kazakistan’dı. Sümer yazısının ilk şekli olan kaya yazılarının onbinlercesi Kazakistan’ın Saymalı Taş yaylalarında incelenmeyi, okunmayı bekliyorlar. Kazakistan coğrafyası, Kazakistan tarihi, insanlık tarihinin yeniden yazılmasını gerektiren belgelerle doludur. Acı, ama gerçek; biz Anadolu Kazaklarının Kazakistan tarihindeki 400 yıllık Kazak Hanlığı’ndan (1456-1847) haberleri yok! Doç. Dr. Abdulvahap Kara ile Doç. Dr. Okan Yeşilot’un Avrasya Bir Vakfı’da verdikleri konferans, “Avrasya’nın Yükselen Yıldızı: Kazakistan”a açılan önemli bir kapı oldu.Kardeş ülkenin son 20 yılda gerçekleştirdiği başarıları dinledik, mutlu olduk. Avrasya coğrafyasında yaşanan siyasi gelişmelerin ne yöne geliştiğini öğrendik, neler yapmamız gerektiği konusunda fikir jimnastiği yaptık.