Yüce Allah Mâlikü’l-Mülk’tür. Celâl ve azamet sahibidir. Bütün mülkün gerçek mâliki ve sâhibidir. Büyüktür. Sınırsız hâkimiyeti vardır. Çok haşmetlidir. İşte bu niteliklerle donanmış olan Allah dünyayı, özellikle yeryüzü tarlasını bir mülk yani sahip olunan ve hükmedilen yer sûretinde yaratmıştır. Gelişip büyümeye, yeni yeni mahsul ve ürünler vermeye kabiliyetli, elverişli ve yetenekli bir surette hazırlamıştır. 

     Ta ki sonsuz kudret mucizelerini orada ekip biçsin.

     İşte Yüce Allah, yeryüzü tarlasında, en küçük madde parçası olan zerre ve atomları; hikmetle, her şey için belirli gayelere yönelterek; anlamlı, yararlı ve tam yerli yerinde olarak harekete geçirir. İntizam ve düzen dairesinde görevlendirir. Her asır ve yüzyılda, her mevsimde, her ayda, hatta her günde, belki her saatte kudret mucizelerinden yeni yeni birer kâinat ve âlemleri gösterir. Yeryüzü avlusuna başka başka mahsûl ve ürünler verdirir.

     Nihayetsiz Rahmet hazinelerinin hediyelerini, sonsuz kudretinin mucizelerinin nümûne ve örneklerini atomların hareketleriyle belli eder, gösterir. İlahî isimlerin sonsuz nakışlarının nihayetsiz tecellî ve yansımalarını gösterir. 

     Böylelikle o isimlerin yansıma ve görüntülerini ifade eder. Bunun için sınırlı bir yerde sayısız nakış ve işlemeler gösterir. Küçük bir sayfada sayısız mânâ ve anlamları ifade eder. Bunun için varlık ve birliğinin sayısız âyet ve delillerini yazar. Bunları gerçekleştirmek üzere, her şeyi zâtına has olarak nakış nakış işler.

     Evveli olmayan, ezelden beri nakkâş olan Allah; zerre ve atomları tam ve mükemmel bir hikmet, gaye ve fayda gözeterek harekete geçirir. Mükemmel, kusursuz bir düzenle görevlendirir. Evet, meselâ nasıl ki, geçen senenin ürünleriyle, bu yılın mahsullerinin mahiyetleri aynıdır. Nitelik, özellik ve özleri bir hükmündedir. 

     Fakat mânâ ve anlamları başka başkadır. İtibarî taayyünleri yani varlıkların bir kararda kalmayan; geçici, zamanla kayıtlı görüntüleri değiştirilmiştir. Böylece mânâları da değişmiş ve çoğalmış olur.

     Geçici teşahhusları yani varlıkların geçici olarak aldıkları belli şekil ve biçimler tebdil edilir, değiştirilir. Görünüş itibariyle fani, geçici ve yok olacakları kesin olduğu hâlde, onların güzel anlamları muhafaza olunur. Güzel anlamları korunur. Sabit ve durağanlaşır. Böylece bâkî kalır. Devamlı ve sürekli olur. Meselâ şu ağacın geçen bahardaki yaprak, çiçek ve meyvelerinin ruhları yoktur. Bu yüzden şu bahardaki emsal ve benzerlerinin hakikatçe / gerçek olarak aynısıdırlar.

     Yalnız İtibarî Teşahhuslarında yani varlıkların duruma göre çeşitli, geçici görünümler almasında kısaca değişken olan görüntülerinde farklar vardır. Fakat o itibarî teşahhuslar; varlıkların içinde bulundukları duruma göre geçici, çeşitli şekiller alması, şunun içindir: Her zaman tecellî ve görünümleri tazelenmekte olan Allahın; isimlerinden kaynaklanan icraatlarının mânâlarını ifade içindir. Nitekim şu bahardakiler ayrı teşahhuslar / farklı görüntülerle onların yerine geldiler.

     Hadsiz Misal Âlemi; bütün varlıkların ve olayların görüntülerinin yansıdığı madde ötesi âlemdir. Bunun gibi son derece geniş Melekût Âlemi vardır. İlâhî hükümranlığın tam olarak tecellî ettiği, görünmeyen mânâ âlemidir. İşte bunlar gibi sınırsız, ahiretle ilgili başka âlemler vardır. Yüce Allah ister ki, bu âlemlere lâyık birer mahsul ve ürün olsun. Veya süslemeler bulunsun. Ya da Yüce Allah ister ki gerekli şeyleri, ihtiyaç duyulan malzemeleri onlara münasip / uygun şeyleri yetiştirsin.

     Bunun için şu dar dünyada yeryüzü tezgâhı, iş yeri ve tarlasında; sonsuz yücelik ve heybet sahibi olan her şeyi hikmetle yapan yani celâl sahibi ve Hakîm olan Allah; zerre ve atomları harekete geçirir. Kâinatı / evreni; akıcı, akıp gidici bir hâle sokar. Varlıkları; gezici ve gezgin kılar. Tıpkı sinema perdesindeki görüntüler misali. 

     Şu küçük yeryüzünde o pek büyük âlemlere pek çok mânevî  ürünler yetiştirir.

     Nihayetsiz kudret hazinesinden sonsuz bir seli dünyadan akıttırıyor. Gayb Âlemine yani görünmeyen fakat varlığı kesin olan ve mahiyeti / içyüzü ancak Allah tarafından bilinen başka dünyalara akıtıyor. Yine bu selin bir kısmını da âhiret âlemlerine döküyor.