Cumhuriyetin 90’ıncı yılının hemen ardından Ulu Önderimiz Atatürk’ün ebediyete intikalinin 75’inci yılını idrak ettik. Zaten birbirine çok yakın bu günler, yıllardar hep Atatürk Haftası içinde 29 Ekim’den 10 Kasım’a Atatürk’le dopdolu geçiyor. Medyada Atatürk Haftası’na ilgi beklenen düzeyin altında kalsa da Atatürk ve Cumhuruyiten halkımızın gündeminde olduğu apaçık ortadadır.
Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabri bir günde tam 428.451 kişi ziyaret etmiş. Ekim 2012’de ziyaretçi sayısı 240 bin iken Ekim 2013’te ziyaretçi sayısı 735 bine ulaşmış.
TESUD olarak 3 Kasım günü düzenlediğimiz Atatürk’ü Anma Günü’nde de halkımız, Caddebostan Kültür Merkezi’nin büyük salonunu doldurmuştu.
Cumhuriyet ve Atatürk konulu yoğun bir ödev dönemi yaşayan çocuklarımızın da gündeminde Cumhuriyet ve Atatürk vardı.
10 Kasım’da da milyonlar, içinde yaşadığımız bütün olumsuzluklara rağmen Ata’sına koştu, O’nu minnet ve şükran duyguları içinde andı.
Nasıl anmasın ki!
Çaresizlikler, yokluklar, yoksulluklar içindeki milletini zilletten, esaretten kurtaran Atatürk önce Cumhuriyet’i kurdu, ardında millet hayatına getirdiği devrimlerle, ortaçağ karanlığına mahkum edilmiş milleti muasır medeniyete yöneltti.
Anadolu yollarında boynunda idam fermanı ile kurtuluşun hesaplarını yapan Mustafa Kemal’in inancı ve dehasından başka ne ordusu, ne devleti ne de parası vardı. Dünyada işi benzeri olmayan askeri zaferin ardından kılıcını kınına koyan Mustafa Kemal bir dizi devrimleri millet hayatına geçirdi. Bu safhada da devrimci Mustafa Kemal, Başkomutan Mustafa Kemal’den hiç de geri kalmadı.
Cumhuriyet Türkiyesinin büyük atası, Ulu Önder Atatürk hakkında, onun ölümü üzerine İnönü’nün yayınladığı mesajın şu bölümünü tekarardan kendimi alamıyorum.
Devletimizin banisi (kurucusu) ve milletimizin fedakar, sadık hadimi (hizmet edeni)!
İnsanlık idealinin aşık ve mümtaz siması,
Eşsiz kahraman Atatürk!
Vatan sana minnettardır.
Nur içinde yat ATAM.
Mekanın cennet olsun.