Kurtuluş sonrası İngiliz Donanması'nın İzmir Limanı'nda kalmayı sürdürmesi Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı çok tedirgin etmekteydi. İngiliz Donanma Komutanı ziyaretine gelir. Gazi konukseverlik gösterir. Amiral, kendi yurttaşları ile azınlıkların durumlarını sorar. Gazi; suç işlemeyenlerin İzmir'de kendisi kadar güvende olacaklarını, suç işleyenlerin yargının önüne çıkacaklarını söyleyince konuşma gerginleşir.
Donanma komutanı der ki:
- Fakat Paşa Hazretleri, olağanüstü günler geçirdik. Yunan Ordusu'ndan yüreklenen bazı Rum ve Ermeniler şımarıklık yapmış olabilir. Bunlar, olağanüstü günlerin olaylarıdır. Hoş görülmesi gerekir. Eğer bu kimseler, halkın düşmanlığına  bırakılacak olursa, bütün dünya size karşı ayağa kalkar!
Son tümceye kadar gülümsemekte olan Mustafa Kemal Paşa, amiral gözdağına kalkışınca sözünü bıçak gibi keser:
- Şu "Efendi Devlet" rolünü bir yana bırakınız Amiral! Uluslara da gözdağı vermekten vazgeçiniz! İngiltere ve müttefiklerinin (bağlaşıklarının) ayağa kalkıp kalkmayacağını düşünmem! Bunlar ülkemin iç işleridir; kimsenin bu işlere karışmasına izin vermem!
Amiralin yüzü kül gibi olur:
- İngiltere Hükümeti'nin uyruktaşlarını her yerde koruma hakkı, devletler hukukunun güvencesi altındadır. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladığımız Rum ve Ermenilerin güven içinde bulundurulmasını yalnızca rica ettik. Yoksa biz bu güvenliği sağlayacak güçteyiz.
İşte o zaman Mustafa Kemal Paşanın tepesi iyice atar:
- Arkaladığınız Yunan Ordusu'nun denizde yüzen leşlerini sanırım görmüş olmalısınız! Türk Ordusu düzeni sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı boşaltacak güçtedir de. Donanmanızın en kısa sürede limanı terk etmesini istiyorum!
Amiral ne yapacağını şaşırır ve şöyle der:
- İngiltere'ye savaş mı açıyorsunuz?
Paşa burada son sözünü söyler:
- Savaş açmak mı? Siz yoksa Sevr Antlaşması'nın hala yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırttık. Karşımda oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz! Bizim gözümüzde "barış antlaşması yapmamış" iki devletiz. Savaş hukuku yürürlüktedir. Gemilerinizi hemen kara sularımızdan çekmeniz konusunda sizi uyarıyorum!
Amiral kekeler:
- Affedersiniz!
Amiral odadan ayrılır.
Görüşmeden sonra İngiliz Hükümeti, Türk Hükümeti'ne uyarı verir. Komutana söylenenlerin yazı ile gerçeklenmesini ister. İstenen yapılır. Söylenenler yazılarak olduğu gibi gönderilir. Olay kentte de duyulur ve tedirginlik başlar. Ancak birkaç saat sonra İngiliz ve Fransızlar, kendi devletlerinin uyruğunda olanları gemilere binip sessizce çekip giderler.
Yaveri Salih Bozok o anı şöyle anlatmaktadır:
"Verilen zaman bittiğinde, büyük İngiliz donanmasının uzaklaşmasını izledik. O ise, bakmıyordu bile..." Kaynak: Hanri Benazus, Anılarla Atatürk'ün İzmir'i.