Bugün, Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 76ncı yılında bütün Türk alemi O’nu; şükranla ve özlemle, sevgi ve saygıyla, en yüce duygularla içten anıyor. Biz de Emekli Subaylar Derneği olarak, Cumhuriyet’in banisi Türklerin Ulu Atasını, Ordularımızın Ebedi Başkomutanını aynı yüce duygularla dün Kadıköy’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde anmıştık.
Davetimize icabet eden tüm halkımıza, kahraman gazilerimize, gençlerimize ve bütün dernek ve kardeş kuruluşlara, üyelerimiz adına teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunarız.
Cumhuriyeti yoktan var eden büyük kurtarıcımız, Ulu Önder Atatürk’ü 1938 yılında henüz 57 yaşında iken kaybetmiştik.
Her fani gibi 24 yıllık bir çocukluk ve öğrenim dönemi, bilahare bir Kurmay Subay ve Komutan olarak 18 yıl süren bir askerlik hayatı yaşadı. Ardından Devlet Adamı olarak da 15 yıl Cumhuriyeti yönetti ve yönlendirdi.
Hepimiz gibi doğup büyüdüğü çocukluk ve öğrenim yıllarında, daha zirveye çıkmadığı günlerinde de pırıl pırıl parlayan bir yıldız gibi etrafının hep dikkatini çekmişti.
Genç bir Kurmay Subay olarak başladığı askerlik hayatında da, O’ndan daima “iyi bir asker” diye bahsedilmişti. İyi asker, her asker için iyi bir referans, övgü ve şeref ifade ederdi. Bu kanaat askerler arasında bugün de geçerlidir. 11 yıl savaş alanlarında muhteşem, eşi görülmemiş başarıların ardından askerlik hayatını gazilik ve mareşallık rütbeleri ile taçlandırarak zirveye çıkmıştı.
1923’te Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın çağdaş uygarlığa yelken açtığı günlerde, Türkiye dünyanın en geri kalmış ülkeleri arasında idi. Anadolu savaş sonunda yangın artığı gibi, halk da Adem’le Havva gibi öylesine yoksuldu. Ülkede yol yok, elektrik yok, su yok, okul da yoktu. İlim, bilim, fabrika, sanayi yoktu ve bütün kaynaklar da tüketilmişti.
İğneden ipliğe herşeyin ithal edildiği Türkiye, Atatürk döneminde süratli ve köklü bir değişimle modern bir ülke olma yolunda adeta mucizeler yarattı. Atatürk bu kısa dönemde Türk Milletini yaşadığı Ortaçağdan modern çağa taşıdı.
Bugün sahip olduğumuz tüm yüce değerleri ve namütenahi nimetleri, hür ve bağımsız hayatımızı Ulu Önder Atatürk ve O’nun kahraman silah arkadaşlarına borçlu olduğumuzu unutmamalıyız, unutturmamalıyız.
Ulu Önder, Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ü en yüksek duygularla, minnetle ve şükranla ve tazimle anıyorum. Kahraman silah arkadaşlarının ve GAZİ PAŞA’nın ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.