İngiltere Kraliçesi II.nci Elizabeth ve eşi Edinburgh Dükü Prens Philip’in 757 yabancı gazeteci tarafından takip edilen resmi Türkiye ziyaretinin ilk durağı Anıtkabir oldu.Daha sonra Çankaya köşkünde Cumhurbaşkanı Gül tarafından resmi törenle karşılanan Kraliçe’nin Anıtkabir özel defterine yazdığı mesaj çok anlamlıydı. Gezinin dünya basını tarafından çok önemsendiği de belli oluyor. 82 yaşındaki Kraliçe , bazı din kardeşlerimizin yaşadığı Anıtkabir sıkıntısının aksine 262 metrelik Aslanlı Yolu yürüyüp 114 basamağı çıkarak Atatürk mozalesine ulaştı. Çelenk koyup satgı duruşunda bulunmayı müteakip Misak-ı Milli Kulesinde anıtkabir özel defterine çok kısa ve anlıyana sivrisinek saz misali şunları yazdı. “Birleşik Krallığın büyük değer verdiği bir dostu ve modern tarihin en büyük şahsiyetlerinden biri olan Mustafa Kemal ATATÜRK’e saygılarımı sunmak , benim için büyük bir onurdur.” II.nci Elizabeth onuruna Cumhurbaşkanı Gül tarafından Köşkte verilen resepsiyonda da “Türkiye’nin hem dünya hem de Avrupa için önemini” vurgulamıştır.İki ülkenin ordularının karşı karşıya geldiği Çanakkale savaşının ardından Atatürk’ün “Burada hayatını kaybedenler artık Türk Milletinin evladıdır.” Sözüne atıfta bulunmuş ve “ATATÜRK de bizim Atamız” demiştir.Türkiye ile İngiltere arasındaki stratejik ortaklığın önemi belirterek konuşmasını tamamlamıştır. Times gazetesi , Kraliçenin Türkiye ziyaretini konu alan değerlendirmesinde “Ankara , Kraliçe ziyaretinin Avrupa Birliği yoluna sağduyulu ve zamanlı bir destek sağlamasını umuyor.” yorumunu yaparak altı ay once de Prens Charles’ın Türkiye’yi ziyaret ettiğini belirtmiştir..İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird , “Her iki ziyaretin de nedeni Türkiye’nin gerek AB , gerekse dünya geneli için önemli olduğunun bir işareti” sözleriyle konunun anlamını vurgulamıştır.Bunlar ziyaretin görünen yüzü. Biliyorsunuz Çanakkale’de Topçularımızın medar-ı iftiharı Mecidiye Bataryasında , İngiliz donanmasının yoğun topçu ateşi altında sağ kalan üç kişiden biri olan Seyit Onbaşının 275 kg.lık mermiyi kucaklayıp topun ağzına sürmesi ve ateşlemesiyle Quin zırhlısını vurması savaşın kaderini değiştiren faktörlerden biridir.(Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum) Osmanlının son yüzyıllarında İngiltere ciddi bir faktor olarak her aşamada karşımıza çıkmıştır.Bazen Rusya’ya karşı bizimle işbirliği yapmış ama bedelini de pahalıya ödetmiştir.Ya da hasmımız olmuş topraklarımıza asker çıkarmış birçok cephede savaşmıştır.Kimi zaman Çanakkale ve Kutü’l Amare zaferi gibi acı kayıplar yaşamış , kimi zaman da ciddi başarılar elde etmiştir. Hakkını teslim etmek gerekirse İngiliz Siyaseti dünyaya örnek teşkil edecek derecede nam salmış ve güneş batmayan imparatorluk kurmuşlardır.Ama ne yazıkki Mustafa Kemal önderliğinde yaşanan İstiklal Harbimiz mazlum milletlere/İngiliz sömürgelerine örnek olmuştu. Savaş sonunda Büyük İmparatorluk çözülmeye başlamıştı. Türkiye’nin tanıtımına çokça katkı sağlıyacak bu ziyaret neticede ; İngiltere’nin Avrasya bölgesinde Türkiye’ye yakın olma ihtiyacını , ikili ilişkilerde ABD’nin yeterince dolduramadığı boşluğu karşılıklı diyalogla doldurmayı , Irak politilarına uıygun olarak Türkiye’nin de Kuzey Irak Yönetimi ile siyasi müzakere ve diyalog yoluyla ilişkilerini geliştirmesini amaçlamaktadır. Kraliçe’nin Bursa’da kuran dinlemesi İslamiyet adına çok anlamlı değildir.Ancak yüzde doksansekizinin Müslüman olan bir ülke halkına jest yaparken tahminimce siyasi iktidara da destekleyici bir mesaj olmuştur.Bunu kimse yadırgıyamaz ! Çünkü müttefiklerin birbirlerini destekleyici tavırları tarihte çok görülmüştür. Kapalı kapılar ardında konuşulanlar hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız için yorumlarımız bu kadarla sınırlı. Ama devletler arası ilişkilerdeki sıcak yaklaşımlar sonrasında genellikle muhtemel bir bedelle karşılaşma riski hep vardır…