Arkadaşlığın gücünü aşkla buluşturarak beyazperdeye taşıyan film, çocukluk aşkı Isabel ile yıllar önce ayrı düşen, zamanla inatçı, aksi ve yalnız bir adama dönüşen Arif'i ve hayatına giren Gürcü çocuk Nodiko'nun etkisiyle Arif'in yaşadığı pozitif değişimi işliyor.
Gösterim öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan oyuncu ve şarkıcı Hülya Avşar, sinemanın önemine işaret ederek, "Sinema için söylenecek o kadar güzel şey var ki hayatta. Filmin kahrını en çok, burada gördüğünüz bu arkadaşlarımız çekti. Her şeyiyle muhteşem bir film oldu. İçinde çok değişik duygular taşıyor. Herkese hitap ediyor. Herkesin kendini bulabileceği, eğleneceği, aynı zamanda hüzünleneceği bir film oldu." ifadelerini kullandı.
Aşkı, dostluğu ve çocukluğun kalpleri ısıtan hikayesini beyaz perdeye taşıyan filmin gösterimine Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler'in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Film, Ünye Belediyesinin desteği ile Bambi Yatak sponsorluğunda çekildi. Yapımını CineGenna Pictures'ın üstlendiği filmin yönetmen koltuğunda Levent Onan oturuyor.
Annesi ortadan kaybolan Nodiko'yu mutlu etmek için bir araya gelen Ünye'nin Dünkü Çocukları ekibi de filmde yer alıyor.Yapımda ayrıca Derya Alabora, Bilge Şen, Ümit Çırak, Ali Düşenkalkar, Goncagül Sunar, Mustafa Kırantepe, Meral Çetinkaya, Yıldıray Şahinler, Mustafa Şimşek ve Elif İskender de rol aldı.
Ünlü Model Simge Tertemiz Reklam Yüzü Oldu!
Ünlü model Simge Tertemiz, hemşerisi ve arkadaşı Uğur Arslan'ın 10. yılına özel olarak hazırladığı yeni kozmetik koleksiyonunun yüzü oldu.
Uğur Arslan, Simge Tertemiz'i hem çok yakın dostu olduğu için hem de Avrupai bir yüze sahip olduğu için tercih ettiğini söylerken ünlü model, "Bu yılın makyaj trendleri bana çok uygun. Renkli allıklar ve ışıltılı tonlar bana hitap ediyor" dedi.Tertemiz ayrıca çok yakında 2 proje ile ekranlara döneceğini ve herkesi şaşırtacağını söyledi.
Bir önceki koleksiyonunu tüm Türkiye'yi yasa boğan depremin hemen öncesinde çıkaran Uğur Arslan, 10. yıl özel koleksiyonunu 4 Şubat’ta Hatay'ın İskenderun ilçesinde düzenleyeceği tanıtımla piyasaya süreceğini söyledi.
'Temel-Sümela'nın Şifresi Yeniden' Seyircisiyle Buluştu.!
Karadeniz'in mizahi karakteri Temel, devam filmi 'Temel-Sümela'nın Şifresi Yeniden' ile kahkaha dolu yeni maceralarıyla sinemaya dönüyor. Başrollerini Alper Kul ve Öykü Gürman ile iddialı oyuncu kadrosuyla dikkat çeken 'Temel-Sümela'nın Şifresi Yeniden' filminin galası Kanyon Paribu Cineverse'de gerçekleşti.
Bilal Kalyoncu'nun yönetmen koltuğunda oturduğu filmin galasına oğlu ile katılan Alper Kul, canlandırdığı Temel karakterini çocuklarla tanıştırmak için yola çıktıklarını ifade edip "Temel bizim çok önemsediğimiz bir figür, Anadolu'nun sözde edebiyatında fıkra kahramanı olarak önemli bir yeri var. Bütün bu coğrafyanın mizahi olarak kendini gösterdiği kullandığı bir figür. Bu değerlerimizin, sözde edebiyatımızın en temelindeki bu değerimiz Temeli sahiplendik. Bana nasip oldu. Çok mutluyum. Yeni nesli özellikle çocuklarımızı bu kültürümüzle tanıştırmak gibi bir niyetimiz oldu. Oturduk onu uzun uzun konuştuk. Devam etsin istiyoruz bu Temel fıkralarımız. Çoluk çocuğumuzla izleyeceğimiz tatlı bir iş yaptık. Yaş sınırımız yok diye biliyorum" dedi.
Yönetmen ve yapımcı Bilal Kalyoncu, ailelerin çocuklarıyla izleyebilecekleri sıcak bir komedi işi yaptıklarını belirtip "Sinema pandemiden sonra çok büyük yara aldı ama biz sinemacıyız mesleğimiz bu. Bunu devam ettirmeye özen gösteriyoruz. Elli küsür film yaptık, Temel de bunlardan biri. Bir çocuk ve aile filmi. Bir fıkra ve halk kahramanı Temel'in doksan dakikalık versiyonunu yaptık. Çekerken çok güldük. Hem Trabzon'da hem İstanbul'da hem Batum'da çekimler oldu. Öykü hanım bu filmde çok iyi bir komedi oyuncusu olduğunu bize gösterdi" diye konuştu. 31 Ocak'ta sinemaseverlerle buluştu.Trabzonspor'un gol kralı futbolcusu Şota Arveladze oldu. Ünlü futbolcu filmde konuk oyuncu olarak yer aldı.
Başrollerini Alper Kul ile Öykü Gürman'ın yer aldığı ve onlara Gürkan Uygun, Salih Kalyon, Adem Yılmaz ve Şinasi Yurtseven gibi önemli isimlerin eşlik ettiği film mizah karakteri Temel'in, Fadime'nin aşkından başına gelen trajikomik macerasını perdeye taşıyor.
“Bir Zamanlar Gelecek: 2121” Filmi Amerika'da Vizyonda!
Katıldığı uluslararası festivallerde toplam 15 ödül kazanan Serpil Altın’ın bilim kurgu filmi “Bir Zamanlar Gelecek: 2121” 31 Ocak’ta Amerika sinemalarında vizyona girdi.
Türkiye’nin ilk bilim kurgu kadın yönetmeni Serpil Altın bu kez filmini Amerika’daki sinemaseverler ile buluşturacak. Indican Pictures tarafından dağıtımı yapılacak olan Bir Zamanlar Gelecek: 2121 filmi, bu zamana kadar Amerika’da sinemalarda gösterime giren ilk bilim kurgu Türk filmi olacak. 31 Ocak itibariyle vizyona girdi.Filmin prömiyeri Hollywood’un kalbinde yer alan Los Angles CineLounge Sunset Sineması’nda yapılacak. Ardından Boston, San Francisco, Austin ve Amerika’nın çeşitli şehirlerinde seyircisiyle buluşacak.
Yeraltı toplumundaki aile dinamiklerine dair karanlık ve komik bir distopya hikâyesini oldukça özgün bir konseptte anlatan “Bir Zamanlar Gelecek: 2121” sinema gösterimlerinin ardından 11 Şubat’ta Amerika’nın önemli dijital platformlarında yer alacak ve filmin DVD ve Bluray dağıtımı gerçekleştirilecek.
Türkiye’nin ilk sürdürülebilir film girişimi olan Bir Zamanlar Gelecek: 2121’in kadrosunda sevilen oyuncular Selen Öztürk, Çağdaş Onur Öztürk, Ayşenil Şamlıoğlu ve Sukeyna Kılıç yer alıyor.
Bir Zamanlar Gelecek: 2121 Filmi Konusu
21. yüzyılın sonlarında iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanılmaz hale gelir. Hayatta kalabilen az sayıda insan koloni halinde yerin altına kurdukları bloklarda yaşar. 2121’de koloni sistemini kontrol eden Genç Yönetim’in aldığı “Kıtlık Kanunları” gereği dünyaya gelecek genç hayat karşılığında, yaşlı hayatın yok edilmesi zorunludur. Yer altındaki evlerinde kadın, adam, çocuk ve anneanne olarak yaşayan dört kişilik bir ailenin hayatı yeni doğacak bebek yüzünden değişir.
Hayko Cepkin "Drakula" Sold Out Oynadı!
Bram Stoker’ın ölümsüz eseri Drakula romanındaki karakterlerden hareketle Okan Bayülgen’in yeniden kaleme aldığı ve yönettiği Drakula, BKM ve Kabare Dada’nın ortaklığında sahnelenmeye devam ediyor. Seyircilerin yoğun ilgi gösterdiği Drakula, geçtiğimiz gün ilk kez Zorlu PSM sahnesinde oynadı. Tüm biletlerin tükendiği gösterimde etkileyici performanslar seyircilerin hafızalarına kazınırken oyuncular gösterim sonunda dakikalarca ayakta alkışlandı.
Drakula seyircileri, oyun sonrasında Okan Bayülgen’in gelenek haline getirdiği söyleşilerde oyuncularla bir araya geliyor ve oyun hakkında sohbet ediyor. Ekip ve seyirciler arasında ayrı bir bağ kuran sohbetler her oyun sonrasında yüksek katılımla devam ediyor.
Okan Bayülgen’in tarihin en ünlü fantastik karakterlerinden biri olan Drakula’ya, Hayko Cepkin’in ise vampir avcısı Van Helsing’e hayat verdiği oyun seyircileri benzeri olmayan bir yolculuğa çıkarıyor.
Ünlü caz piyanisti Uraz Kıvaner, caz davulcusu Ayhan Öztoplu, gitarist Sertan Küley ve orkestra şefi Kemal Alpan’ın yönetimindeki orkestrada Kurtalan Ekspres’in bas gitaristi, unutulmaz bestelerin sahibi Ahmet Güvenç de oyunda yer alıyor.
Okan Bayülgen Drakula’yı yeniden yazarken hikayeyi romanın yetmiş yedi yıl sonrasına bugünden yarım asır öncesine taşıyor. Tarihin kritik bir eşiğine…
Drakula’da Hayko Cepkin, Okan Bayülgen, Gizem Erdem, Nihal Usanmaz, Gökşen Ateş, Devrim Özder Akın, Korhan Başaran, Cüneyt Üstün, Su Sonia Herring, Onur Şenol, Dilay Yıldız, Gürdal Tak performanslarıyla seyircinin karşısına çıkıyor.
İlber Ortaylı "Balkanlar ve Göç" Konferansına Katıldı!
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, yıl boyunca sürecek "Kırklareli Günlükleri" etkinliğini "Balkanlar ve Göç" konferansı ile başlattı, Ortaylı, Kırklareli Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta, Balkan kelimesinin Türkçe kökenli olduğunu söyledi. Eskiden Balkan coğrafyasının eski Roma İmparatorluğu hakimiyetinde bir yer olduğunu anımsatan Ortaylı, daha sonra Doğu Roma'nın hakimiyetine geçmesiyle Bizans devrinde imparatorluktan ayrıldığını kaydetti. Balkanların etnik coğrafyasının karışık olduğunu anlatan Ortaylı, "Milliyetçiliğin kuvvetli olduğu bir dünyadır. Arap coğrafyasına benzemez, Orta Doğu'dan farkı budur" diye konuştu.
Osmanlı tarihinde 93 harbi olarak bilinen harpte, Balkanlarda Bulgaristan'ın isyan ettiğini hatırlatan Ortaylı, isyan sebeplerinin başında arazi meselesi olduğunun söylendiğini belirtti. Balkanların göçüyle önemli değişimlerin yaşandığını ifade eden Ortaylı, şöyle devam etti: "Balkan göçleriyle ziraatımızda değişiklik oldu. Yani ayçiçeği buraya öyle geldi, vardı ama yaygın kullanılmıyordu. Köy ziraatının üzerine, köy sanayisi geldi. Arabacıydı, demirciydi bunlar geldi. İkinci harpten sonra da balkan göçmenlerinin yığıldığı bölgelerde zamanımızın sanayisi inkişaf etti."
Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut ta Ortaylı'ya teşekkür ederek "Kırklareli Günlükleri" programının devam edeceğini bildirdi. Araştırmacı yazar Ali Arslan’ın üstlendiği ve bini aşkın vatandaşın katılımıyla gerçekleşen etkinlikte kültür merkezinin diğer bölümlerine ekranlar konularak izleyicilerin mağdur edilmemesi sağlandı. Başkan Derya Bulut, Kırklareli Belediyesi olarak kültür ve sanat etkinliklerine devam edeceklerini belirterek, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti.
Konuşmaların ardından Ortaylı'ya çiçek ve plaket takdim edildi.
"Naz Elibol'dan İngilizce Single !
Başarılı ve sevilen sanatçı Naz Elibol, 8. single çalışmasıyla uluslararası müzik arenasında büyük bir çıkış yaptı. 24 Ocak'ta İtalya'da yayınlanan ve İngilizce olarak hazırladığı ilk şarkısı “Lie”, Avrupa, Amerika ve Orta Doğu’da büyük bir ilgiyle karşılanmaya başladı.
Hareketli ve eğlenceli ritmiyle dikkat çeken “Lie”, Naz Elibol’un güçlü vokaliyle dinleyicileri büyülerken, şarkının sözleri Naz Elibol’a, müziği ise ünlü İtalyan DJ Chris Keya’ya (gerçek adı Christian Caruso) ait. Chris Keya, farklı müzik türlerini harmanlama konusundaki başarısıyla tanınırken, bu ortaklık uluslararası müzik camiasında büyük beğeni topluyor. İkili, yeni projeler üzerinde çalışmaya başladıklarını da müjdeledi.
Birçok dilde şarkı söyleyebilen ve geniş bir yetenek yelpazesine sahip olan Naz Elibol, müziğiyle Türkiye’yi yurtdışında temsil etmekten büyük bir gurur duyduğunu dile getirdi. Ayrıca, sahne çalışmalarını hız kesmeden sürdüreceğini belirtti.
Naz Elibol’un “Lie” adlı şarkısı, hem dinamik yapısıyla müzikseverlere enerji verirken hem de sanatçının uluslararası arenadaki güçlü duruşunu bir kez daha gözler önüne seriyor.