Derin bir nefes alırız. Sonsuz, sakin bir nefes… Yaşamın anlamı , uzun bir süre sonra tekrardan karşımıza çıkmıştır işte! O aşk vardır ya; gerisi yalandır hayatta kalmak için …Aşk, cisim değiştirip , uzun bacaklarıyla adım atıyordur bize doğru. Kimiz? Nerede yaşıyoruz? Neyle uğraşıyoruz? Yada o kimdir? Nasıl yaşar? Nelerden hoşlanır? Bunların hiçbir önemi yoktur. Bulunulan noktadan aşık olunan kişinin durduğu yere uzanan yolda tek düşünülen şey; onun varlığıdır. Kimlikten , etiketten , statüten uzaktır bu bağ. .. Hayattaki tüm kaygıları, planları, çıkarları , inançları yer değiştirebilen tek duygu olan aşk; uzun yada kısa bir zaman sonra hiç beklenmedik bir anda aslında kibirli, inatçı ama neşeli bir kadınla gerçekte yerinde duramayan fakat nazik ve iyimser bir adamı hesapsız bir biçimde yüzyüze getirmiştir. İşte bundan sonra birinin diğerine tek taraflı veya ikisinin de birbirlerine karşılıklı olarak hissettikleri şey , onları paçalarından tutup tekrar ağız ağza getirmeye çalışır. İstenen , kayıtsız ve şartsız olarak sadece yan yana olmak veyahut en azından birbirinin sesini duyumsamaktır.Yaş , meslek, birbirine uygun olup olmama hali, çevrenin tutumu önemsizce toplanıp yaşanmamış yılları örnek göstererek aşkı işaret ederler. Çünkü aşk; ne zaman geleceği belli olmayan , geldiğinde ise mantık kavramını bulunduğu yerden kaçıran normal üstü bir duygudur. Fakat aşktan korkanlar , ona vakit ayırmayanlar, aşka yaklaşmak istemeyenler kendilerini dizginlemeyi yeğlerler. Yapmaları gereken parmaklarını serbest bırakıp telefonun tuşlarına dokunmak yada birkaç satır yazmaktır aslında. Ama yapmazlar! Hissettiklerini özgürce yaşamaktan utanırlar. Aşk tehlikelidir onlara göre … Ayrılmak , hatta en başından geri çekilmek daha güvenlidir. Oysa aşk gelir… Onun vakti yoktur! Herhangi bir nedene bağlı değildir o…Katıksız aşk, tam da her şey bitti derken ışıltılı gözlerle durur önümüzde… Aşk gelir, eğer ona sahip çıkmazsanız, onu sürekli iteklerseniz yaşamda yalnızca bir canlı olarak bulunmaya devam edersiniz. Aşk bir gün, bir an, diğerlerinin arasından sıyrılıp gelir, durduramazsınız… O , sisli bir akşamüstü bir koltukta oturmuş etrafımızı gözetlerken , karşıki odanın kapısını açar, bir adım öne çıkıp yüzündeki yarı tanır bir ifadeyle bizi içeri, yanına davet eder… İtiraz edemezsiniz! Çünkü aşk çağırıyordur… [email protected]