İstanbul, yerleşim tarihi 300 bin, kentsel tarihi yaklaşık 3 bin, başkentlik tarihi 1600 yıla kadar uzanan bir şehirdir.1204-1261 arasındaki Haçlı istilası haricinde(330-1923) Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun üç imparatorluğa başkentlik yaparak, 16 yüzyıl boyunca batıda Tuna Nehri'nden doğuda Pers İmparatorluğu'na kadar olan geniş coğrafyasında bölgenin tek hakimi olmuştur.

Küçükçekmece Gölü kenarında bulunan Yarımburgaz Mağarasında yapılan kazılarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlanmıştır. Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanların yasadığı sanılmaktadır.

İlk belirgin yerleşim sahipleri olarak Megaralılar kabul edilmektedir.

İstanbul, bu dönemde adı Byzantion olan antik bir Yunan şehir devleti olarak kuruldu. Kısa zaman sonra gelişip güçlendi. Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirildi.Bugünkü İstanbul'un temelleri M.Ö. 7. yüzyılda atılmıştır. “Byzantion” şehri Megaralılar tarafından M.Ö. 667'de kurulmuştur. Uzun süre şehir devlet yapısı gösteren Bizantion, stratejik konumu gereği ekonomik gelişme sayesinde tüm antik Yunan bölgesine hakim bir güç olmuştur.

İstanbul, bu dönemde Byzantion, Latinleştirilecek ve Byzantium olarak Roma İmparatorluğu'nun önemli şehirlerinden biri haline gelecek, adı değişecek ve Konstantinopolis olarak Roma İmparatorluğu'nun başkenti olacaktır.

M.Ö. 196'da Byzantion Roma İmparatorluğu'nun eline geçer. Özellikle İmparator Vespasian döneminde adı Latince Byzantium olur. 196'da Pers İmparatoru Pescennius ile anlaştığı için Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından cezalandırılır ve büyük zarar görür; şehir baştan başa tekrar inşa edilir. 330'da I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edilir.

İstanbul'un başkentlik tarihi Roma İmparatorluğunun Doğu-Batı olarak ayrışmasından 65 yıl önce başlamıştır. Byzantion 330 yılında İmparator Büyük Konstantin'in isteğiyle ‘Nova Roma (Yeni Roma)' olarak Roma İmparatorluğu'nun başkenti yapılır, kentin ismi imparatorun ölümünden sonra onun anısına Byzantium'dan Konstantinopolis'e çevrilir. Roma'nın istilası ve yıkılmasıyla onun yerine geçen Konstantinopolis, 395'de ikiye bölünen Roma İmparatorluğu'nun ardılı devlet Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olur.

İstanbul bu dönemde Konstantinopolis olarak Bizans İmparatorluğu'nun başkentliğini yapacaktır.

Konstantinopolis, önce Doğu Roma İmparatorluğu adıyla kurulan ve Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra zamanla adı Bizans İmparatorluğu'na dönüşen devletin de 395'de başkenti olmuştur. Konstantinopolis erken ortaçağda da dünyanın en parlak ve zengin şehridir.

1204-1261 yılları arasında Latinlerin işgaline uğrayan Konstantinopolis Latin İmparatorluğu`nun bir parçası haline gelmiştir. Latin egemenliğinden sonra 1453'e kadar Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur.

İstanbul bu dönemde büyük bir cihan imparatorluğunun başkenti olacak, üç kıtaya yayılan toprakları 400 yıldan uzun süre hakimiyetinde tutacaktır.

29 Mayıs 1453'te şehrin Fatih Sultan Mehmed tarafından fethi sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun başkentlik dönemi başlar. Müslümanlarca Konstantiniyye olarak adlandırılan şehri, Rumlar ‘E Stin Polis' (Başkente/Şehirden) olarak anmışlardır. Osmanlılar da bu ismi kullandılar ve İstanbul şekline getirdiler. Ruslar şehre Çarigrad (Çarın şehri) demişler, Balkanlar'daki adı ise Stambul olmuştur.

29 Ekim 1923'te Ankara Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti ilan edilince İstanbul, 330'dan beri yani 1600 yıl boyunca sürdürdüğü başkentlik özelliğini kaybetmiştir. 1930 yılında Konstantinopolis adı tamamen yürürlükten kaldırılarak resmi adı İstanbul olmuştur.

Ulu Önder Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar İstanbul'un adı, "Konstantiniyye" idi. Atatürk son tarih olarak 28 Mart 1930’u verdi ve bu tarihten sonra yurt dışından gelecek mektuplarda şehrin adı olarak Konstantiniyye yazılması durumunda mektupların iade edileceğini bildirdi. Batı dünyası ayağa kalkmıştı...

İstanbul'a İstanbul ismini resmen veren kimdir?

Bu şehre en eskiden Byzantion deniliyordu. Sonrasında Constantinopolis (Costantinople) denildi. Zamanla halk arasında İstanbul adı da kullanılmaya başlandı. İstanbul'a Osmanlı Devleti zamanında sadece "Der-Saadet" "Asitane" gibi unvanlar verildi. Hatta başkent anlamına gelen "Payitaht" bile isim gibi kullanıldı. Ama Osmanlı okumuşları dahi Kostantiniyye ismini kullanmaktan vazgeçmediler. Halk; ise İslambol diyordu.

Türklerin eline geçmesine karşın Batılılar bu şehre Konstantin'in Şehri anlamına gelen Konstantinople demeye devam ettiler.

Ta ki Türkiye Cumhuriyeti kurulup Mustafa Kemal Atatürk, bu işe el atana kadar.

Mustafa Kemal Atatürk; Batı, özellikle de Rum Hıristiyanlığı'nın hedefindeki bir şehir olan İstanbul'u öz adına kavuşturdu. Bunun nasıl olduğunu gelin yabancı bir kaynaktan öğrenelim:

Charles H. Sherrill, 1932-33'te ABD'nin Ankara Büyükelçisi idi. Gazi Mustafa Kemal'i ve yeni cumhuriyeti anlattığı eserinin giriş başlığı çok çarpıcıdır: "Costantinople Değil İstanbul" Büyükelçi Sherrill burada İstanbul'u anlatırken diyor ki: "Biz yabancılar, bu eski şehir için Costantinople adını kullanmaya o kadar dilimizi alıştırmışız ki şimdi "İstanbul" demekte hayli güçlük çekeriz. Ama 1929 yılının Ocak ayından beri bu şehrin resmi adı artık İstanbul'dur ve Costantinople yazılarak gönderilecek mektupların Türk posta idarecileri tarafından geri gönderilmesi ihtimali her zaman vardır...

3 Ocak 1929'da Türkiye'nin posta telgraf ve telefon genel müdürü, merkezi İsviçre'nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası Posta, Telgraf ve Telefon Teşkilatı'na bir mektup yazarak bundan sonra "Constantinople" yerine "İstanbul" adının kullanılması gerektiğini resmen bildirmiştir." İşte bu karardan sonra Konstantin Şehri, resmen İstanbul olmuştur. Böylece Türk ve Müslüman kimliğine kavuşmuştur.

İstanbul'a çağlar boyunca değişik adlar verilmiştir. Tarihin çeşitli dönemlerinde farklılık gösteren bu isimler sırasıyla, Byzantion, Augusta Antonina, Nova Roma, Konstantinopolis, Konstantiniyye ve bugünkü İstanbul isimleridir.

Byzantion: Byzantion, İstanbul’un bilinen ilk adıdır. M.Ö. 667'de Antik Yunanistan'daki Megara kent devleti'nden gelen Dorlu Yunanlı yerleşimciler bugünkü İstanbul üzerinde bir koloni kurdu ve yeni koloniye kralları Byzas veya Byzantas’ın adı ile anılır: Byzantion. Bazı kaynaklarda Byzantium olarak da geçmektedir.

Byzantium, Kentin M.S. 1. yüzyıl’da Romalılar'ın ele geçirince onlar tarafından verilen Latinceleştirilmiş halidir.

​​​​​​​

Augusta Antonina: İstanbul'un Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından oğlu Antonius'un şerefine koyduğu kentin kısa süreli adıdır.

Nova Roma: M.S. 330 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin İstanbul'u Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edilince, kente Latince “Yeni Roma” anlamına gelen Nova Roma adını koydu.

Konstantinopolis: M.S. 337'de İmparator I. Konstantin'in ölümüyle kentin adı, onun şerefine “Konstantin’in kenti” anlamına gelen Konstantinopolis'e çevrildi. Konstantinopolis, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu boyunca kentin resmi adı olarak kaldı. Ama Konstantinopolis, kentin yerlileri tarafından sadece Yunanca “kent” anlamına gelen (Polis) olarak anılırdı. Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te şehri fethinden sonra kent Osmanlı İmparatorluğu'nun dördüncü başkenti ilan edildi ve uzun süre Konstantinopolis kullanılmaya devam etti. 29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra ilk 7 yıl boyunca Konstantinopolis adı Batılılarca kullanıldı.

Konstantiniyye: Kostantiniyye Konstantinopolis'in Arapça şeklidir. İslam dünyasında en bilinen ve en çok kullanılan adıdır. Yunanca'da “Konstantin’in kenti” anlamına gelen Konstantinopolis, Kostantiniyye Arapça'da “Konstantin’in yeri” anlamına gelmektedir.

Ancak, bazı dönemlerde Osmanlı yetkilileri kent için: Dersaadet (Arapça:”Mutluluk Kapısı”), Derâliye (Arapça: “Yüce Kapı”), Bâb-ı Âli (Arapça: “Yüce Kapı”), Pâyitaht (Farsça: “Tahtın Ayağı” veya “Başkent”) ve Asitane (Farsça: “Devletin Eşiği”) adlarını kullandılar

İstanbul: Osmanlılar, Romalılar devrinde kullanılan Istinpol/lstinpolis, Estanbol, istinbolin, Stinboli, Sitanbul isimlerinin telaffuz değişmesi olarak kullanılan ve daha sonra eklenen “i” sesi ile İstanbul ismini kullanmışlardır. Daha sonra ise Hilâfet merkezi manasına Islâmbol ismini vermişlerdir. Zamanla, Türkçeye geçişi İstanbul olmuştur.