Eğer aşı bireyi hastalıktan koruyorsa, hükümetin Türkiye’ye turist gelmesi ricasıyla “turizm sezonuna kadar, turistlerle temaslı olacak herkesi aşılayacağız” sözü ne anlam ifade ediyor?

İşin diplomasi diliyle ilgili olduğumuzdan ziyade, aşı bireyi koruyorsa bizim “aşılarımızın tam olması” hazreti turiste ne fayda sağlar?

Bilelim de ona göre tedbir alalım.

Türk milleti evde, Onlar sokakta.

100€ paralarına bin Türk lirası verip alıyoruz, sokağı onlara bıraktık.

Hayat onlara güzel.

Baharın tadını onlar çıkarıp, bizden “Bahar” istiyor!

Polisimiz onları koruyor.

Yetmiyor kadın polisimize de askıntılık ediyorlar.

Karınlarını doyurduk, sırtlarını sıvazladık başka sıvazlancak nereleri varsa söyleyin de ayıp olmasın adamlara....

Hani bilelimde ayıp etmeyelim....

Değil mi?

KÜÇÜK ESNAF

Küçük esnaf hükümetten bedava para istemedi.

Lütuf istemedi.

Hakkı olmayanı hiç istemedi.

Sadece “faizsiz kredi verin yeter” dedi.

Zaten esnaf geleneğinde karşılıksız bir şey de alınmaz.

Pahalı hediyeler alınmaz.

Esnaf milletin omurgası ve onurlu yaşamın okuludur.

Onların tek bir derdi vardı.

Faizsiz kredi.

Faizsiz olmasa da düşük faizli kredi.

Bırakın faiz lobisi ile uğraşmayı, siz esnafımıza faizsiz kredi veremediniz.

Yıllık %30’lara yakın faiz oranı ile iş yapan küçük esnaf ayakta durabilir mi?

Tabiki hayır?

Ne olur?

Müteahhitlik, gıda sektörü beş firmaya kaldığı gibi, diğer sektörler de beş firmaya kalır.

Zaten kalmadı mı?

Durum ortada!

Muhalafete, (varsa) yeni slogan:

Türkiye beşten büyüktür!

Tabi siz içki yasağından kafayı kaldırıp hakikati tartışmayı uygun görürseniz.

(Not: intiharlar için aile kavgası diyenler olmuş, kavga sonuç ekonomi sebeptir)

MİLLİ EĞİTİM.

“Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!” 

Dönemin Başbakanı Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır:

Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Özal'ın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi:

“Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!”

Turgut Özal'ın “Nasıl?” sorusu üzerine şunu anlatmışlardı:

“Biz Japonya'da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız. Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir, ülkemizin gücünü gösteririz.

Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazagi'ye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki:

Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.”

Bürokratlardan biri atılır: “Ama bizim Hiroşima'mız yok ki!”

Japon uzmanın cevabı tokat gibidir:

“Sizin Çanakkale'niz on Hiroşima eder!

Yetkililer:

Eğer bizim eğitim hayatımızda DÜNYA BANKASI adı bile geçiyorsa oradan covid19’dan kaçar gibi kaçın.

Dünya Bankası ve İMF, dünya savaş ve esaret çetesinin kurumlarıdır.

Çocuklarımıza Çanakkale’yi gezdirin.

Bizim Çanakkale’mizin savaşan kahramanlarını İstiklal Şairi “ Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi“ diye anıyorsa, o topraklar, Bedir, Mekke,Medine gibi değerlidir.

Çünkü Peygamber efendimiz Mekkeyi sömürüden kurtarıp nasıl “emin belde” yaptıysa, biz de Çanakkaleyi sömürüden kurtarıp emin belde yaptık.!

Biz Çanakkale’de peygamberimiz, Kur-an’i ifadeyle “Arkadaşımız Muhammet’in” sünnetine uyduk.

Çanakkale geçilmez yapan komutana selam olsun!

Ne olur sünneti, sakaldan, sarıkdan ileri gören milli ruha sahip insanları televizyon ekranlarına çıkarın.

Güzel dinimiz İslamla dalga geçirmeyin!

Lütfen!

KUTLAMA

Anne olan, olmayan, tüm hanımefendilerin, şehit analarının ve insanlık onuru için mücadele eden evlatlar yetiştiren anaların, yaşayanlarına selamlar, göçenlerine rahmet diliyorum.

Anneler gününüz kutlu olsun!

Bayramınız kutlu....

Doğru yolda olana selam olsun!