Her yıl olduğu gibi bu yıl da toplantılar sonucu asgari ücret belli oldu. Asgari ücret net 2 bin 324 TL 70 kuruş oldu. Geçmiş yıllara bakınca aşağı yukarı böyle bir fiyat geleceği biliniyordu peki mesele asgari ücretin artması mı? 

Asgari ücret zammının yüksek olması veya düşük olması önemli değil. Vatandaşın haftada bir veya ayda bir alışverişe çıktığı zaman gördüğü fiyatlar önemlidir. Geçimin zorluğunu asgari ücret zammı üzerinden hesaplamaz vatandaş. Vatandaş,  alışverişte veya faturalarda gördüğü rakamları bir önceki alışverişte ve faturasında gördüğü rakamlarla kıyas yaparak geçinebilmeyi değerlendirir.

Ekonominin sıkıntılı olduğu bu dönemde üretim ve işsizlik çözülmediği sürece asgari ücrete yapılan zammın hiçbir anlamı yok. Vatandaşların devletten ısrarla istemesi gereken ilk şey tarımda üretim yapmak. Tarım alanında eksikleri gidermemiz gerek sonra fabrikalarımızı kurup istihdam sağlamak ve ülke ekonomisine katkı sunmak.

Üretim ülkesi olmadığımız için vergilerle geçinen bir ülkeyiz. İşin özü devlet bize değil, biz devlete bakıyoruz. Tarımdan, teknolojiye üretimimizi yaptığımız zaman emin olun asgari ücreti konuşmayacağız ve hiçbir vatandaş asgari ücret zammının oranını umursamayacak. 

KANAL İSTANBUL PROJESİNİ SİYASETİN DIŞINDA TUTUN

Haftalardır konuşulan, Kanal İstanbul Projesini anlatan, doğru düzgün bilim insanı göremedim. Siyaset öyle bir kutuplaştırmış ki, belki de bilim adamları yapacağı açıklamalar sonucu siyasi bir görüşe oturtulma endişesi taşıyor. Bu endişe yüzünden seslerini çıkaramıyorlar. Sesleri çıktığı an radikalleşen siyaset sonucu taşlanacaklarını biliyorlar. 

Televizyonda gazeteciler sürekli kendi aralarında tartışıyor. Ne alaka? Gazetecinin işi değil bu. Gazeteci işin uzmanının karşısına geçer tüm sorularını sorar. Bu ülkede siyasi inatla veya burundan kıl aldırmamakla yürümüyor bu işler. Türkiye Cumhuriyeti kurumsal bir ülkedir. Liyakat yok anladıkta alakasız kişilerin bilim adamı gömleğini giyip bu işi savunmasını veya istememesini anlamış değilim. 

Bu işi halka sormadan önce projenin anlatılması için gerekli ortamı yaratın, sonra halkın fikir ve görüşlerini alın. Ama önce siyasetçilerin şunu bilmesi gerek:

Öncelikle bilim adamlarına fikirleri ne olursa olsun rahat bir tartışma ortamı yaratmaları gerek. Siyasetçiler bilim adamlarından taraf olmalarını istemeyecek. Bilim adamı fikrini söylediği zaman siyasi bir tarafa oturtulmayacak.

Bilim adamlarının da şunu bilmesi gerek:

Açıklamalarını siyasi çizgileri doğrultusunda yapmayacaklar. Doğruları saklamayacaklar. Siyasi kimlikleri varsa arkada bırakacaklar. Siyasi kimliklerinden sıyrılamıyorlarsa halkın karşısına çıkıp konuşmayacaklar. 

Tüm bunlar yapıldığı zaman her kesimin içine sinecek bir sonuç çıkar ve vatandaş parasının boşa harcanıp harcanmadığını düşünmez.