Kitap Dünyası

BİZANS’IN SONU

JONATHAN HARRIS BİZANS’IN SONU adlı eseri Alfa Yayınları’ndan çıktı.    Bir zamanların kudretli Bizans İmparatorluğu 1400’lü yılların başında artık yıkımın eşiğindeydi. Topraklarının çoğunu Osmanlılara kaptırmıştı ve Konstantinopolis dört bir yandan kuşatılmıştı. Belirsizliğin hakim olduğu bu kasvetli zamanlarda sıradan günlük hayatına devam etmekte olan Bizans halkı, geçim kaynaklarını ve ailelerini koruyabilmek için ölüm sancılarıyla kıvranmakta olan vatanlarına karşı zorlu kararlar almak zorunda kaldı. İşte o günleri anımsatan bu dokunaklı kitapta Jonathan Harris diplomatik manevralar, üstü kapalı meydan okumalar ve büyük tarihsel akımların cereyan ettiği zamanlarda talihin yardım ettiği kimi olaylar zemininde kişisel hikayeleri araştırıyor ve bu olağanüstü derecede büyüleyici imparatorluğun yıkılmasının gerçek nedenleri üzerine yeni bir bakış açısı sunuyor.  Çeviren: Terabil Alkaç   376 Sayfa 

Keşke 

Sema Soykan’ın Keşke romanı Alfa Yayınlarından çıktı.  Ölümle yüzleşirken –kaybetme pahasına– yıllarca sakladığınız sırrınızı yazar mıydınız?  

1864 Çerkez Sürgünü ve Soykırımını anlattığı Adsız Roman'la okurunu yoğun ilgisine mazhar olan Sema Soykan, özenli kalemi ve akıcı üslubuyla bu kez Türkiye’nin yakın tarihini ele alıyor. KEŞKE-Bir Köy Enstitüsü Romanı, sırlar ile ‘keşke’ler, özlemler ile pişmanlıklar, imkânsız ile mümkün arasında savrulan altı hayatın perdesini aralıyor. Türkiye’nin aydınlanma sürecinde yetişmiş iki öğretmenin –Sabia (Nedret) ve Fikret’in–  yaşamöyküleri, vatan sevgileri, ölümsüz aşkları ve fedakârlıklarını anlatırken, Köy Enstitülerinin açılışından kapanışına, işleyişinden benzersiz eğitimine ve yılları arasında yaşadığı siyasi süreçler ile emperyalizmin, eğitimimiz ve de toplumumuz üzerindeki etkilerine de mercek tutuyor. 

Yaşanmış olaylardan esinlenilerek titiz bir araştırmayla yazılan Keşke, susturulmak için hastane odasına yatırılan iki kadının cesareti, fikirleri yüzünden hapishane hücresine kapatılan bir adamın veda mektubu, anne babalarını, yaşananları ve ülkemizi anlamaya ve değiştirmeye çalışan evlatlarının çabalarıyla okura hatırlatıyor: 

Sadece kişilerin değil toplumların da keşkeleri ne kadar çoksa, hataları, mutsuzlukları ve pişmanlıkları o kadar derin ve de yakıcıdır. 

Tarihten, siyasete, geçmişten günümüze çarpıcı örnekler sunan, Aksu ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinden 203 numaralı hastane odasına ve Sincan Hapishanesi’ne uzanan, kişilerin hikâyesinin içinde yaşadıkları toplumdan ayrı düşünülemeyeceğini gözler önüne seren  Keşke, bir gecede okunacak değil, okunduğunda çok geceler uzun uzun düşündürecek; kapsamlı içeriği, dili ve kurgusuyla akılda kalacak bir roman. 

“Umarım, yaşanan kahredici olaylara rağmen sakin ve akıcı bir üslupla vermek istediğim mesajı aktarmayı başarabilmişimdir” diyen Sema Soykan’ın öğretici kaleminden KEŞKE-Bir Köy Enstitüsü Romanı: Sorgulayanlara ve daha fazlasını arayanlara... 

ARKA KAPAK

Bozkırı yeşertmek ne kadar sürer... Bir mevsim mi? 

Gençlik, Eğitim, Aydınlanma, Özgürlük ne kadar sürer... On yıl mı? 

Pişmanlık ne kadar sürer... Çeyrek asır mı? 

Aşk ne kadar sürer.... Bir ömür mü? 

Keşke... Hatalarımız, fedakârlıklarımız, kayıplarımız, sevgimizin ağırlığıyla, geçmişi, bugünü ve geleceği kuşatan bir "keşke" ne kadar sürer?

Sema Soykan'ın öğretici kalemi ve akıcı üslubuyla KEŞKE-Bir Köy Enstitüsü Romanı, sırlar ile özlemler, mağlubiyetler ile galibiyetler, imkânsız ile mümkün arasında savrulan altı hayatın perdesini aralıyor. Yaşanmış olaylardan esinlenerek titiz bir araştırmayla yazılan KEŞKE, Türkiye’nin aydınlanma sürecinde yetişmiş iki öğretmenin–Sabia (Nedret) ve Fikret’in– yaşamöyküleri, vatan sevgileri, ölümsüz aşkları ve fedakârlıklarını anlatırken, Köy Enstitülerinin açılışından kapanışına, işleyişinden benzersiz eğitimine ve Türkiye’nin 1940-1980 yılları arasında yaşadığı siyasi süreçler ile emperyalizmin eğitimimiz ve de toplumumuz üzerindeki etkilerine de mercek tutuyor. Sadece kişilerin değil, toplumların da keşkeleri ne kadar çoksa, hataları, mutsuzlukları ve pişmanlıklarının o kadar derin ve de yakıcı olduğunun hatırlanması umuduyla...  SEMA SOYKAN  Roman  500 Sayfa Bir Köy Enstitüsü Romanı

RÜYA GÖREN

Rüya Gören, Levent Şenyürek’in tecrübeli kaleminden, tekinsiz mümkünle kol kola yürüyen bir bilimkurgu. Kıyamet saatini tıkır tıkır işletirken, acı meyveyi şefkatle tattırıyor. Yakın bir gelecek, tanıdık bir toplum, hiç de yabancı olmayan kaygılar... İnsanlık aynı soruların peşinde: zekânın doğası ne, duyguların doğası ne, bizim doğamız ne? Cevaplar için bilgisayarlar denek, şempanzeler denek, insanlar denek... Bilme arzusu kronik normalken, bellek varoluşun muhkem kalesi. Peki ya sağlam duvarları çatlamaya başlarsa? "Çocuklar  büyüyünce  nereye  giderler?" "İki şeye  inandıramazsın  insanları:  bir,  değerli  biri  olduğuna; iki, değerli biri olmadığına." "Hâlâ  büyük  bir  adam  kaldıysa...  Uzaylılar  geldiğinde...  O  da bir taşra, bir köy ileri gelenine indirgenir." "Bela  önce  sürünerek  yaklaştı  yavaşça;  ya  da öyle  göründü,  öyle  olmasını  istedik;  sonra  birden gözümüzün  başka  hiçbir  şey  göremeyeceği  şekilde üzerimize kapanıverdi." LEVENT ŞENYÜREK Rüya Gören Alfa Yayınlarından çıktı. Bilimkurgu 77 Sayfa

YENİDEN MUTLU OLABİLİRİZ

Zeynep Alpaslan’ın yalın ve insanbilir kaleminden Saraybosna-İstanbul, yaşam-ölüm, geçmiş-gelecek, köksüzlük-kök salmak, yas-mutluluk arasında mekik dokuyan, fonda kesintisiz olarak David Bowie şarkılarının çaldığı bir aşk ve hayata tutunma macerası.

Yeniden Mutlu Olabiliriz karısının ölümünden sonra küçük oğluyla baş başa kalan bir babanın, Dino’nun hikâyesi. Bu hikâyeye 10 yaşındaki bir çocuğun hayal gücü, 35 yaşındaki dul bir adamın hayal kırıklıkları, genç ölmüş bir kadının gittikçe bir fısıltıya dönüşen sesi, hüznün bitmek bilmez gözyaşları, hayata küsmüş bir bas gitar, doldurulmayı bekleyen çizgi roman sayfaları, işgal altındaki Saraybosna’nın hayaletleri, İstanbul’un çokkatlı apartmanları ve çokkatmanlı yalnızlıkları, sarı yağmurluklu bir kız çocuğu, boşanmış bir annenin kendiyle barışması, kırmızı mavi bir şimşek, dondurulmuş pizza ve gökyüzünde körpe bir portakal gibi asılı yaz güneşi eşlik ediyor. 

“Çocukken ağaçlardan, çatılardan, yüksek tepelerden inmezdim ben. Oysa bugünlerde yükseklere değil, derinlere çekiliyorum. Her sabah yüzdüğüm havuzun dibinde küçük, turuncu bir mozaik var. Bazen dipte oturup ona bakıyorum… Ve ona bakarken düşüncelerim bulanıklaşıyor, görüşüm bulanıklaşıyor, zihnim bulanıklaşıyor ve ağzımdan çıkan kabarcıklar usulca yukarıya yüzerken ben dipte kalmaya devam ediyorum. Oradan çıkmak istemiyorum. Su öylesine güvenli ve ılık oluyor ki… Beni öyle güzel sarıp sarmalıyor ki! Ama sen her seferinde, her seferinde çekip çıkarıyorsun beni.”

“Hepimiz sevdiğimiz insana benzemek istiyoruz belki de, bilmiyorum. Hepimiz onun ikizi olmak istiyoruz. Ve ben senden başka kimseye benzemek istemiyorum...” YENİDEN MUTLU OLABİLİRİZ ZEYNEP ALPASLAN  Roman  293 Sayfa Alfa Yayınları 

“ARİFE TARİF - Victor’un Mutfağından Sofrasına Yolculuk”

"Buğday" hareketinin, fikrinin ve derneğinin kurucusu, Türkiye’de ekolojik yaşamın öncülerinden Victor Ananias’ın aramızdan ayrılışının 10. yılı vesilesiyle hazırlanan 

“ARİFE TARİF - Victor’un Mutfağından Sofrasına Yolculuk” 

Tuti Kitap’tan çıktı!

Victor Ananias; yaşamı boyunca doğanın sunduğu mucizeleri topraktan tezgâha, oradan mutfağa, sofraya ve gönüllere taşıyan bir dosttu herkes için. Elinin değdiği her yere bereket, şifa ve aşk getirdi. Sofralar kurdu; mutfağında yemeklerin yanında fikirler, insanlar, hayaller de pişti. Pek çok kişiyi de Buğday’ın çatısı altında bir araya topladı. 

Vefatının 10. yılında Victor’un anısına hazırlanan bu kitapta; kendi kaleminden çıkan "Ege’den Yola Çıkış, Dünyanın Bitkisel Mutfaklarında Keşifler ve Anadolu’ya, Yuvaya Dönüş", "Dünyanın En Usta Aşçısı ve Onun Sırları - Ekolojik Mutfağa Giriş", "Ürün, Doğa Dostu Olamaz", "Doğanın İşleyişine Dahil Olmak" gibi yazılarla birlikte, dostlarının kaleminden Victor’u okuyacak, ayrıca onun sağlıklı ve lezzetli tariflerini öğrenecek, bu yemekleri eşsiz kılan sırrı keşfedeceksiniz. 

Arife Tarif, Victor’un gönlünden sofrasına bir yolculuk vadediyor.

***

"Buğday"’ın kimyası yemeğin kimyasıdır. Eldeki malzemeyle kıt kanaat pişen, dünyanın en lezzetli yemeklerinin sofrası olarak kurgulanmıştır. Doğanın çeşnilerini en doğal halleriyle taşır. Öyle bereketlidir ki Buğday’ın sofrası, geleceği henüz bilinmeyen ama yolu belki de düşecek olan, kapıdan içeriye girmeye hazırlanan o gizemli misafir için de bir tabak mutlaka vardır üzerinde. Sofradan taşanlar komşulara da bol bol düşer. Onlara da esenlik vesilesi olur.

Güneşin AYDEMİR - Buğday Derneği Strateji Kurulu Üyesi

Victor Ananias kimdir?

Victor Ananias, Şilili doktor bir baba ve Türkiye'den seramik sanatçısı bir annenin çocuğu olarak, İsviçre Zürih'te doğdu ve çocukluğu 7 yaşına kadar Almanya'nın bir kasabasında geçti. Yedi yaşındayken ailesi ile birlikte Bodrum'a göç ettiler ve Victor, Ege'nin köy kültürüyle büyüdü. Gençlik yıllarında Avrupa'nın çeşitli ülkelerini dolaşarak ekolojik yerleşim ve toplulukların mutfaklarında aşçılık deneyimi kazandı.

Victor Ananias gençlik yıllarından itibaren Bodrum'daki pazar tezgahından uluslararası konferanslara kadar çok geniş bir platformda ve beslenmeden barınmaya kadar hemen her alanda ekolojik yaşam farkındalığının yaygınlaşması için çalıştı. İlk tohumlarını Bodrum'da bir pazar tezgâhında attığı Buğday hareketinin kurucusu olan Victor Ananias, Türkiye'de ekolojik yaşama dair ilk kez gerçekleştirilen pek çok model ve projenin vizyonunun oluşturulmasında, hayata geçirilmesinde; ekolojik üretim ve beslenme, gönüllü sadelik, adil ticaret gibi kavramların tanıtılmasında önemli rol oynadı.

Ekolojik tarım alanında tüm dünyada tanınan Ananias, uluslararası ekolojik tarım kuruluşları tarafından geleceğin 5 liderinden biri olarak gösterildi ve ASHOKA Vakfı tarafından da "sosyal girişimci" olarak seçildi.

Arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen sürdürülebilir tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılması, insan gereksinimlerinin ekosistem döngülerine uyum içinde yeniden tanımlanması, bireylerin bu yönde bilgilendirilmesi ve becerilerini geliştirebilmesi amacıyla faaliyet alanlarının yaratılması konularında çalışıyor.

Victor Ananias, ekolojik yaşam konusunda yüzlerce tohum ektikten sonra 3 Mart 2011 tarihinde, henüz 40 yaşındayken aramızdan ayrıldı.

Ömür Uzel’in kaleminden “Bir Madagaskar Macerası: Zulu”

“Bir Madagaskar Macerası: Zulu” Timaş Çocuk etiketiyle yayımlandı! Ömür Uzel’in güzel Türkçesiyle kaleme aldığı, ilkokul çağındaki çocuklara hem eğlenceyi hem de temel duygu ve davranışları aktaran kitaplar, kütüphanelerin vazgeçilmezlerinden olacak. Herkesin gün boyu şarkı söylediği Madagaskar'ın en renkli ormanına hoş geldin! Burada arkadaş canlısı zürafa bitti Zulu ve geveze papağan Ayo yaşıyor. Onlar birbirinden farklı ama oldukça yakın iki arkadaş. Güzel kalpli, çalışkan, eğlenceli Zulu; gürültücü, konuşkan ve azıcık da tembel Ayo. Tabii Niru'yu, Büyükbaba'yı ve bilge ağaç Mosi'yi unutmayalım. Zulu ve arkadaşlarının eğlenceli hikâyesiyle gülmeye, şarkılarıyla dans etmeye hazır mısın?

5 kitaptan oluşan Zulu-Bir Madagaskar Macerası Seti, seni Afrika’nın en eğlenceli hayvanlarıyla tanıştırırken aynı zamanda arkadaşlık, problem çözme, eleştirel düşünme, iş birliği gibi değer ve kazanımları da edinmeni sağlıyor.  

Hadi macera başlasın!

Bu Kitap Neden Önemli?

• Çocuklar için okuması zevkli ve çizimleri de epey eğlenceli.

• Çocuklar bu setle farklı hayvanlar tanışacak ve onların dünyasına konuk olacaklar. 

• Doğa, hayvanlar, sevgi, güven, eğlence gibi çeşitli konular anlatılıyor.

• Çocuklar bu öykülerle hayal gücünü geliştirirken duygularını da kolayca ifade edebilecekler. 

• Duru ve mizahi anlatımı, hayvanları farklı yönleriyle tasvir edişiyle çocukların ilgisini çekecek. 

• Mizahla harmanlanmış anlatımının yanı sıra kazandırdığı değerler çocukların akıllarında yer edecek. 

• Çocuklara okuma sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandıracak. 

• Bu setle çocuklar, arkadaşlık, problem çözme gibi kavram ve kazanımları elde edecekler. Özellikle analitik düşünme, problem çözme gibi kavramları daha kolay kazanacaklar.  Yayınevi: Timaş Çocuk

Çizer: Çağrı Odabaşı