Adı üstünde istiklalimizin marşı olan İstiklal marşımızın, başka dillerde gösteri amaçlı da olsa bizim tarafımızdan okunması, başka milletlere “ram” olmamızın önünü açar..

Bu durumda masumiyet aranması, arayanı hafif meşrep yapar...

İstiklal marşımız, köleliğe başkaldıran Hazreti Muhammed’in (as) fikir mücadelesinin ülkemizdeki yansımasıdır..

Arap diline, ırkına, alfabesine kutsallık yükleyenlerin, bu ufku anlaması mümkün olmasa da yine bilmeliler ki, herkes kendi özelinde İstiklal marşını istediği gibi okusun ancak, kamusal alanda marşımızın dili Türkçedir..

Kur-an der ki:

“Ey halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. 

Allah yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. 

ALLAH Bilendir, 

Haberdardır.”

Elimizde bu kitap olduğu sürece, sizin kıytırık ufkunuz her daim yok olmaya mahkumdur.....

Irkçılığa, kavmiyetçiliğe, bencilliğe hülasa “Ben ateşten yaratıldığım ben ondan üstünüm” diyen şeytani bencilliğe savaş açan kitaba andolsun ki:

Sizin kimi zaman aptalca, kimi zaman satılmış ufkunuza teslim olmayacağız...

Arap kültürünü din sanan ufkunuza lanet olsun...

Ahlak, sevgi, adalet ve vicdan abidesi Hazreti Muhammet aleyhisselamın kendi soyundan olanlarla dahi savaşını görmeyip, meselenin soydan, ırktan daha ileri olduğunu bilerek veya bilmeyerek idrak etmeyip, bizi sığ ve kısır bir çekişmenin içine sokmanıza asla müsaade etmeyeceğiz.

Bunca yıllık araştırmalarım; emeklerim, Kur-an aklının hayata geçmesi ile verdiğim mücadele sonucu gördüm ki:

Ümmet olmak, aynı Allah’a inanmakla mümkündür...

Ve millet olamayanlar, ümmet olmayı başaramazlar...

CANIM YANIYOR ALLAHIM.!

Şu Gümüşhane’de binlerce yılda oluşan altından değerli gölü boşaltıp altın arayan salaklar gibi ufku olanlara değil, aklını evin yolunu bulmaktan öte kullanamayanlara değil, akıl sahiplerine soruyorum....

“Mustafa Kemal yahudi”

“ Hatta o Mustafa KAMAL” ne derseniz deyin, en galiz küfürlerinizi edin...

Dinliyorum..

Çünkü savaşmadan önce sözü olmayan ve sözden anlamayan Ebü Cehil değilim...

“Mustafa Kemal alkolik”

“Mustafa Kemal zampara”

Hatta Riza Nur denen adama göre “Mustafa Kemal beterinde beteri”

Sizi dinliyor ve dediklerinizi size, soru sorma hakkım için kabul ediyorum...

Diyelim ki:

“Mustafa Kemal proje”

Diyorum ki:

Onlarca ağır sanayi fabrikasını açan, tarımdan hayvancılığa, eğitimden ekonomiye hamleler başlatıp, kısa sürede uçak fabrikası dahil ülkeyi şaha kaldıran Atatürk gibi projeyi, bizim için kim yaptı..???

Bize Atatürk gibi projeyi kim verdi...??

Kim lütfetti...

Söyleyin.!

O projeyi bize sunan güce iman edeyim...

Batı, yani “kafir batı”, haçlılar dediklerimiz mi.?

İngilizler mi.?

Neden Atatürk gibi projeyi bize verdiler...?

Çok mu istiyorlardı bizim fabrikalarımızın uçaklarımızın olmasını....?

Beyler:

Kamunun malını aşırıp zimmetine geçirmeden ve bir evlat sahibi bile olmadan, tüm servetini Cumhuriyet Halkına bırakan Atatürk’ün içkisi, kamunun malını aşıranın sözde ibadetinden daha hayırlıdır....

(Buradan “demek ki içki masum” anlamını çıkaranları da şeytani zekalarına hapsedip diyorum ki:

Alkol beyni uyuşturan evrende insanlığın kendine sunduğu en büyük belalardan başı çekendir...)

1923’den 1938’e sadece onbeş yıla (dikkat edin) MİLLİ SERMAYE ile 40’dan fazla fabrika sığdıran Atatürk, kafir ve proje öyle mi.?

O kafirin dinine iman ederim de, o fabrikaları yabancı yatırımcılara satanların dinine..........

İçinizden akıl sahipleriniz, ileri gelenleriniz bana bu ahvali izah etsin.

Bende bu adama küfür edeyim de, gurup yapalım.!

ÖZÜR.!

Bir makalemde Dikmen’e teleferik yapıp mal ve hizmet satalım, alkol isteyenlere alkolde verelim..

Kompleks yapalım ama kompleksi olmayalım demiştim..

Allah’tan af insanlıktan özür dilerim zira insanlığa beyne zarar veren şeyleri sunmak, milli piyango ve kumar gibi şeytani pisliktir...

ŞEHRİMİN BAŞKANINA ve SANATÇISINA.!

Sayın eski rektöre Bulancak için: “Hocam neden o fakülteyi o cami çevrenize vermediniz” soruma binaen, bizzat bana açık izahıdır...

Bulancak, Sarayburnu camii çevresine yapılacak İslami ilimler fakültesini “fakültede kimin adı olacak” tartışması yüzünden kaybetti...

Neyse geçmişte yaşamak olmaz..

Herşeye rağmen Milet bahçesini cami çevresine alan, kamuoyu oluşturan Sayın Recep Yakar:

Bu hizmetin manevi havası, size mutluluk versin inşallah.!

Giresun’un değeri, değerli Yücel Öner:

Türküye verdiğiniz değer ve kültürümüze verdiğiniz katkılar için teşekkür ederim.!

OKURDAN RİCALAR.!

GİRESUN Belediye Başkanı Sayın Şenlikoğlu:

G.Üniversitesi Güre yerleşkesinin sahile açılan tek kapısı olan alt geçitte ışıkların yanmadığına, öğrencilerimizin alt geçitten korku ile geçtiğine dair bilgiler alıyoruz.

Özellikle kadın cinayetlerinin ülkeyi germek için bilinçli işlendiği zamanlarda, sizin yapacağınızdan şüphemiz yoktur..

Saygı ile...

Doğru yolda olana selam olsun....

Dipçe:

Kur-an aklı ilhamını gökten, gaipten değil doğrudan akıl ve vicdandan alır..

Kendinizi geliştirip her okuyuşunuzda biraz daha ufkunuz açılır...

Akıl ise, program dahilinde yapılacakları, akla, vicdana ve ahlaka uygun kanunlaştırmayı gösterir...

Vicdani akıl ile, şeytani zekayı ayırt edemeyenlere söyleyecek sözüm “ya birader siz sorumlu değilsiniz” işinize bakın, başa bela olmayın.!