Bir kadın alzheimer. Ara ara aklı gelip gidermiş… Gözlerime baktı ve otur yanıma dedi.
KADIN: Sana yolların ve zamanın neden uzun olduğunu anlatayım mı? dedi… Gülümseyerek, oturdum yanı başına ve hikayesinde  kayboldum.
KADIN: Mevsim  yine soğuk. Yaz gibi kapılar aralık değil, güneş içeri süzülmüyor. İçimi ısıtan, gönlümü ferahlatan mevsimlerim bitti benim. Göç etti, yerleşti yeni yerine kuşlar. Önce yaz bitti, yapraklar sarardı, sıcak rüzgarların ardından yapraklar dallarından yavaş yavaş toprağa düştü. İnsanlar sığındı sıcacık yuvalarına, kuşlarda… Benim yuvamda, yurdumda sendin, kaybettim önce seni sonra kendimi. Ellerim üşüyor “tut” demeyi çok isterdim ama benim gerçekte yüreğim üşüyor. Nasıl bir siyaha boyandıysa şehir güneşi özledim, nasıl bir soğuğa mahkum olduysa kapılarımı aralamayı özledim…
Bir sızı var “ta” şuramda bıçak yarası yemiş gibi sızlıyor, acıyor. Yalnızlık değil benimkisi “ an” sızlık yaşıyorum. Bütün gülümsediğim ne varsa güneşe kucak açtığım, renkleri bildiğim, maviyi sevdiğim tüm “an” lar sende kaldı. Oysa sana vermiştim tüm düşlerimi, renkli kalemlerimi… Her-şeyim “sen” de  kaldı. Hiçbir düş çıkmaz mı insanın aklından? Düşündükçe kaybolduğumsun. Bir çizgi var desem aramızda değil aramızda duvarlar var. Hiçbir şey  “imkansız” değil diyenlerin içinde var olsaydın sende keşke. Her  şeyin imkansızına  inandın sen ve beni de inandırdın. Benim “imkan” “sızım”… Oysa imkansızı bile olduran rabbim varken sen hangi yolun yolcusuydun. Rüzgar dedi, durdu kadın! Gözlerinden yaşlar akıyordu kadının ve ekledi; rüzgar her rüzgarda onun kokusu var, yıldızlarım belki yok gökyüzünde ama en azından aynı gökyüzümüz var. Onun belki  gökyüzü rengarenktir, nefesine nefes olan biri vardır, onu ısıtan, onun gözlerine bakan…
Biliyor musun? Her yer karanlık…
O belki bir rüyaydı , belki ben fazlaca inandım. O rüyayı görmek için ömür boyu uyuyabilirdim. Kalbim benim çeyizimdi, hayatta en önem verdiğimdi ama o kalbimi kabul edemedi.
Yanında ki kızı gözlerime bakarak üzgün bir ifadeyle; her gün bu hikayeyi defalarca dinliyoruz, ama gerçek mi rüya mı bizde bilmiyoruz? dedi. Tam masadan kalkarken kadın gülümseyerek elimi tuttu.
KADIN: Yol bitmez yanında sevdiğin yoksa “ZAMAN” uzar “AMAN” olur .Onu görürsen deki; bana boya kalemlerimi getirsin  üşüyorum, zahmet edip  artık çıkıp gelsin kapım ona hep “ARALIK” dedi…
Kavuşulamayan değil de KAVUŞULAN aşklara  yelken açmanız dileğiyle “AŞK” la kalın…