Gayrimüslimler tarafından bir besin maddesi olarak ailecek tüketilen salyangoz hayvanının, Müslüman mahallesinde satılması durumunda, “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmam” diyerek nara atarken neden İslam’ın özü olan türban konusunda gayrimüslimler kadar anlayışlı olamıyoruz.  
Halkın yüzde 99’unun Müslüman olduğu Türkiye’de başörtüsüne karşı linç söylemleri ve kampanyaları devam ederken, Avustralya, İsveç, Norveç, Hollanda, İngiltere ve Kanada gibi birçok ülkede devlet dairelerinde başörtüsü yasağı olmaz iken ülkemizde başörtüsünün yasaklanması için lobi çalışmalarının gizliden gizliye yürütülmesi kara bir propaganda olarak hafızalarımıza kazınıyor.
İsteyen istediği gibi giyinme ve hatta soyunma özgürlüğünün başkalarının özgürlüğünü tehdit ve tahrik etmeyecek şekilde sağlanmasının gerekli olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
Yıllardır yapılan bu ayrımcılık ile mağdur olan kesimin zihninden silinmeyen ikna odalarının yerini bugünlerde sanal alemde paylaşılan video ve karikatürler ile nefret söylemleri alıyor.
Peki bu videolar, karikatürler ve animasyon şeklindeki kısa filmlerin kendi kendine gelişen bir halk hareketi veya görüşünün sonucunda ortaya çıkmadığı açık açığa belli oluyor.
Birileri geçmişte maddi güçle ikna odalarının kurulması için nasıl düğmeye bastıysa o düğmeye basılarak maddi güçle sanal alemde yayınlanması için profesyonel ekipler tarafından antitürban kampanyası için start verdiler.
Güçlü devlet mekanizmasının karışıklık çıkartmak için çalışmaları başlatanları bularak cezalandırması ve halkı bu gibi faaliyetler karşısında uyarması lazımdır.
Bu konuda bilinçlendirilmemiş halkımız sanal alemde bu espriler altında gizli propagandacı film ve çizimleri yapılmak istenenin farkında olmadan iyi niyetli şekilde paylaşabiliyor.
Avrupa’da başörtülü olarak hakim, polis, asker görev yapıyor. Ülkemizdeki gibi hiçbir tartışmada yaşanmıyor. Ama Türkiye söz konusu olunca hep Cumhuriyetin, laikliğin karşısına dikilmiş bir argüman olarak gösteriliyor.
Başörtüsü serbestliği olan kurumlarımızda uygulamaya başladığından bu yana en küçük bir olay yaşanmadı. Bir sıkıntıda cereyan etmedi.
Sıkıntı olduğunu iddia edenler yasak var iken de sıkıntı var diyorlar idi, bugünde…
Bugün başörtüsü yasağı yeniden gelse bugün sıkıntı var diyenler yasağın yeniden gelmesinin ardından da sıkıntı var diyecekler.
Ne yazık ki! sıkıntı bazılarının genlerinde var…
Kafaların içindeki başörtüsü algısının yok olduğu bu günlerde yanlış algı yeniden kafaların içerisine sokulmaya çalışılıyor.