Yine derin sular içerikli bir makale ile karşınızdayım. Gün geçmiyor ki bana gelen maillere şaşırmayayım. Gün geçmiyor ki insanlık ne garip, ne arsız varlık demeyeyim.  Şahsım adına konuşmam gerekir ki; Şu sosyal platformlarda ki yalan ve mutsuz hayatları size anlatabilirim ama ispat edemem sözcüğündeki ispatı her şekilde yaparım. Hem de evraklı, dosyalı... Her gün mailime gelen yüzlerce mesaj var. Çoğunu siz okurlara sunmadan önce etraflıca araştırmasını yapıyorum. İsim vermeden üzülerek kaleme döktüğüm o satırları sizlerle paylaşmak istiyorum. 

Kimse dünyaya gelirken anne ve babasını seçemiyor ne yazık ki. İlk ve son çocukluk döneminde çocuk açısından pek bir şey ifade etmeyebilir ancak ergenlik ve gençlik yıllarında büyük sorunların oluşmasına neden olabilir. Evlenmek, çocuk yapmak çok kolay bir şey. Düzgün bir aile olabilmek, çocuk sahibi olmanın bilincinde olabilmek, eş olmanın ne demek olduğu bilincine sahip olmak ise asıl meseledir. 

Birkaç gün önce, gecenin bir yarısı yoğun haber metni yazıyorum, ruh daralması eşliğinde satırları kafamda netleştirmeye çalışırken bana gelen bir mail ile tekrardan irkildim. 18 yaşında şahitli ispatlı bir kızımızın gönderdiği mail içeriği beni hayretler içerisine düşürmüştü. Kahroldum… Annem diyordu yıllardır babamı aldatıyor Aslı Hanım. Tabi bu satırları görünce gözlerim yerinden fırlamıştı. Ben bana yazılan konu ne olursa olsun evrak isterim. Yukarıda belirttiğim gibi ruh hastası kafada kuran insanlarımızda çok. Evladımız birçok yazışma ve fotoğraf eklemişti. Nasıl edeceğim bilmiyorum diyordu.  

Ne zaman başladığından emin olamadığım bu silsileyi 15 yaşında tesadüfen keşfettim. birdenbire dış görünüşe özen göstermeler, bizi ihmal etmeler, kişisel bakıma ve makyaja dikkat etmeler, kendi kendine şarkı söylemeler, keyifli haller, geceleri ağlamalar falan. Başta aklıma bile getirmedim, şüphelenmedim, yakıştıramadım çünkü çocuğum. Bir gün tesadüfen telefonunda başkasına yazdığı aşkımlı, sevgilimli mesajları gördüm. O gün hayatımın karardığını hissettim. Babam değildi o.  Dünyam başıma yıkıldı. Tek bir kişiyle bile dertleşemedim Aslı Hanım. Babam inşaat ustası emek emek biriktip bizi büyütmeye çalışan bir adam. Annem 41 yaşında ve beraber olduğu kişi 28 yaşında.  Olay çıkardım, bağırdım çağırdım ama boşa. Bir açıklama bile yapamadı. Neden yaptığımı ben de bilmiyorum dedi, özürler diledi, bir daha yapmayacağım dedi. Mantıklı tek bir açıklaması olmamasına rağmen affettim. Çünkü annem. Sürekli kontrol ettim. Yine yaptı. Boşanın dedim. Herkese anlatacağım dedim, tehdit ettim. Tamam, son dedi yine affettim. Yine kontrol ettim. Bu sefer bizi evde bırakıp gitmeye başladı. Yine hesap sordum, özel hayatıma karışma her şeyin içine girme dedi. Yüzsüzleşti, çirkinleşti, iğrençleşti… Düşününsene bahsettiğim kişi annem. Hala devam ediyor. Babamın yüzüne bakamıyorum. Geceleri ağlamaktan uyuyamıyorum. Bunu yıllardır saklıyorum babama söyleyecek olsam neresinden tutarsam elimde kalıyor. Annemi öldürecek diye korkuyorum bu sır ile yaşamak beni kahrediyor. 2 kardeşim daha var annem hepimizin bakım ve sorumluluğundan bir haber. Sürekli kendini odalara kilitliyor. Kardeşlerime ben bakıyorum. Babam eve geldiğinde adam zaten yorgun kafası hayat mücadelesi derdinde. Sabahları uyanmak istemiyorum. Bir sürü sorumluluğum var, hiçbirini yapamıyorum. Çevremdeki insanlardan uzaklaştım, insanlara olan güvenim azaldı. Babam bunları hak edecek hiçbir şey yapmadı. Gariban bir adam ama bizleri çok seviyor. Boğazından bizsiz bir lokma bile geçmiyor.  Mutsuz bir evlilik belki ama sebebi birbirleri için uygun insanlar olmamaları, babam bunları hak edecek hiçbir şey yapmadı.  Hiçbir şeyden haberi yok.  Ben buna şahit olmaktan, böyle bir yük taşımaktan çok yoruldum. Benim gücüm kalmadı. Her geçen gün işkence çektim. Nasıl bu kadar sakin kaldığıma ben de inanamıyorum. Dayanamıyorum, korkuyorum. Hiçbir çarem yok gibi hissediyorum. Konuşmak da işe yaramıyor, kendisi hayatımda gördüğüm en yüzsüz insan. İğreniyorum. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Söz konusu geçen aldattığı kişi ise akrabamız.  Fotoğraflar ve yazışmaları ekledim. Okumanızı rica ederim. Şimdi ben ne yapmalıyım Aslı Hanım bu durumu babama söylemeli miyim söylememeli miyim? 

Ne dersem vebal diyerek başlamak istiyorum satırlarıma. Ben kızımıza gereken cevabı en uygun dil ile vermeye çalıştım. Burada iki kelam edecek olursam; 

Artık o kadar normalize hale gelmiş ki halk arasında bu çarpık ilişkiler, hırs çatışmaları, namus kavramı, aldatmalar, ayıp ne demek kavramı neresinden tutarsan tut o kadar vahim durumdayız ki…  Sürekli bahsediyorum makalelerimde; kimse kimsenin nikâhı altında kuyruk sallamasın diye! Olan o çatışmalar içerisinde kalan yavrucaklara oluyor. Bu çocuklar ya pedofiliye eğilimli, ya ömür boyu travmatik durum, istismara eğilimli ya da evlilik müessesini aldatma üzerine kurulu bir çatı olarak bilecek. Çokbilmişler ise bu yavrulara büyüdüğünde aşağılamak için ailesinin yaptığı mide kaldıracak çıkar çatışmaları, geçmiş hikâyelerini önüne sunacak. 

Sağlıklı çocuklar yetiştirebilmek için sağlıklı ebeveynlere ihtiyaç var. Hiçbir çocuk kendi kendine problemli hale gelmiyor. Boşanmalarda ve aile içi aldatmalara şahit olan çocuklarda en çok etkilenen taraf ne yazık ki çocuklar oluyor. Uzmanlar bu süreçte çocukların verdiği tepkilerin yaş gruplarına göre farklılık gösterdiğini, ayrılma sürecinden en fazla etkilenen yaş grubunun 3-6 yaş grubu olduğunu söylüyorlar. Fiziksel şiddete dayalı, düşmanca ve korkutucu tavırlar sergilenen evlilik çatışmaları, evlilik çatışmasının çocukta güvensizlik, kendini suçlama ve tehdit algısı yarattığı olgular ile eşler arasındaki gerilimin ana-baba-çocuk ilişkisinin niteliğini bozduğu durumlarda çocuğun duygusal ve davranışsal sorunlarla karşılaşma olasılıkları hat safhaya çıkıyor. Yapmayın efendim, o çocukları insan gibi yaşatamayacak ya da sahip çıkamayacaksanız dünyaya getirmeyin. Hele bir çocuğun eğitimsel olarak sürekli yanlış diye aldatılan bir konuda gözüne sokar gibi çekinmeden bir çarpık ilişki yaşıyorsanız bu çocukta büyük bir ruhsal buhran yaratıyor.  Sizler ve sizin gibiler yüzünden masum yavrular arada hiç oluyor.