Annan Planı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından, ilk kez 11 Kasım 2002’de gündeme geldi. Şubat 2003’te revize edildi. Ana amaç, Kıbrıslı Türkler ve Rumları tek bir devlet çatısı altında toplamaktı. Buna göre, eşit yetkilere sahip iki kurucu devlet, uluslararası bir varlığa ve egemenliğe sahip olacaktı. Buna göre, Kıbrıs, 1 Mayıs 2004 tarihinde, Avrupa Birliği’ne üye olacaktı. Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’la özel bağlarını sürdürecekti. Kıbrıs’ın tamamının veya bir kısmının sair bir devletle birleşmesi yasaklanacaktı. Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, feshedilmesi mümkün olmayan bir devlet olacaktı. Yunanistan ve Türkiye’ye ait askerler kademeli olarak azaltılacak ve en son Yunan askerinin sayısı 950’yi ve Türk askeri sayısı da 650’yi aşmayacak şekilde düzenlenecekti. Ayrıca, vatandaşlara askeri eğitim verilmeyecekti. Sportif amaçlı ruhsatlı silahlar hariç, tüm silahlar yasaklanacaktı. Bu antlaşmaya göre, Kıbrıs Rum tarafına devredilecek topraklar bulunmaktaydı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş bu antlaşmaya karşı çıktı. Antlaşma, Kıbrıs’taki halkların onayına sunuldu. Türk tarafı, antlaşmayı kabul etti ancak Rum tarafı antlaşmayı reddetti. Buna rağmen, Rum tarafı, Avrupa Birliği’ne üye oldu. Neden Denktaş bu antlaşmaya karşı çıktı? Sorunun cevabını almak için adanın tarihine bakmakta fayda var.
1963’te, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios, Kıbrıs Anayasası’nda değişiklikler yapmak istedi. Amaç, Türk askerlerinin sayısını azaltmak, polis ve jandarma örgütlerini birleştirerek Türk polisinin varlığını sona erdirmek, adliyenin merkezileştirilmesini sağlamak ve böylelikle Türklerin yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmaktı. Bu değişiklik önerileri kabul edilmedi. EOKA’nın, Türklere karşı kanlı eylemleri başladı. 1963 yılında, Türk savaş uçakları, Kıbrıs üzerinde, uyarı uçuşları yaptılar. 1964 yılında, 3. Londra Konferansı’nda Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve adanın temsilcileri bir araya geldiler. Bu görüşmelerde, Türk tarafı federasyon, Rum tarafı ise tam bağımsızlık tezini savundu. Görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı. Türkiye’nin müdahale isteği, ünlü “Johnson mektubu” ile engellendi. Bu mektupta, ABD Başkanı Johnson, Türkiye’nin garantörlük haklarından doğan müdahaleye karşı çıkıyor ve bunun Türkiye-Yunanistan savaşına yol açacağını belirtiyordu. Ayrıca, bu durumun, SSCB’nin de Türkiye’ye müdahalesine neden olacağını ve NATO’nun Türkiye’yi korumayacağını sert bir dille anlatıyordu. 1974 yılında, Makarios’un, EOKA üyesi Nikos Sampson tarafından devrilmesiyle, Türkiye adaya müdahale etti. Türkiye iki harekât gerçekleştirdi ve Kıbrıs Türk tarafının toprakları, bugünkü sınırlarına ulaştı. Denktaş, Rumların yer altı örgütü EOKA’ya karşı, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın içerisinde yer aldı. EOKA’nın amacı, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktı. Türk Mukavemet Teşkilatı, EOKA ile mücadele etmek amacıyla kurulmuştu. Teşkilat, adanın taksimimi amaçlıyordu. Denktaş, 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’ni kurdu. 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurdu. 1975 yılından 2005 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü. Denktaş, bir Türk milliyetçisiydi ve tüm hayatı, Kıbrıs’ın Türklüğünü korumakla geçti. Denktaş, Türkiye’nin adadan çıkarılmasına karşı çıktı. Adanın, Türklüğünü ve öz varlığını kaybetmesini istemediği için Annan planına karşı çıktı.