Anlasaydın diye başladıysan sen aşkı bilmiyorsun, âşık da değilsin. Aşk da sorgu değil, kabulleniş vardır. Olduğu gibi, olduğu şekliyle, yaşanmışlıkları ve yaşamak istedikleriyle. Beklentileri, idealleri, mezhebiyle de, meşrebiyle de, olduğu gibidir işte. Yaşam serüvenine başlamak ister isen bu temel unsurları kabullen, ötesi yok zaten. Zaman belki sana ve ona küçük oranlar da uyum imkânı ve kabullenişler sunacaktır. Yaşayacağınız bu süreç seni o, onu da sen yapmaz. Senin onu, onun da seni olduğu gibi kabullenişidir sizi mutlu edecek olan. Yanlış öngörüleriniz ve zamanla hallolur düşünceniz sizde ne aşk bırakır ne de SEVGİ.

Aşk ve sevgi bitti ise birliktelik devam eder mi?

Asırlarca devam eder, insan ömrü asırlar diye tanımlamaya elverişli olmasa da uzun yıllar berabersinizdir. Yaşam sürecinizin bitmesiyle ayrılırsınız, ölüm ayırır sizi…

Nasıl mı?

Bas bayağı, yaşanmış ve yaşanmakta olan milyonlarca örneği tekrar tekrar irdele ve gör. Gör ki; özenilecek derecede var olan birlikteliklerin, diğer ismiyle evliliklerin ya da sevgililiklerin temel dayanağı saygı ve anlayabilmek, anlaşılabilmektir. Anlayabilmek ve anlaşılabilmek için ise şu anda benim yazdığım gibi olabildiğince fazla yazılar, şiirler yazılmıştır. Yazılanların bir kısmı bize sinema filmleri ya da televizyon dizileri ile aktarılmıştır. Teknolojinin yetersiz olduğu ve bir çok yaşanmışlığın bize yazılı ya da görsel olarak ulaşamadığı doğrudur. Efsane diye tanımladığımız, benim tanımımla ütopik aşk hikayelerini masalımsı şekliyle dinlemekteyiz. Edebi kültürümüz açısından iyi de oluyor hani, hayal gücümüzü yükseltiyor nasılsa.

Peşinen kabul etmelisin ki ‘’MUTLU’’ olunacak bir hayat reçetesi hiç olmamıştır, olmayacaktır. Bazen sen hayatı kontrolün altına alır ve mutlu bir hayat görüntüsü sergilersin. Bir diğer zamanda da hayat seni kontrolüne alır ve mutsuzsundur, hayatın seni kontrol ettiği her an mutsuzluk kaçınılmazdır. İnsan kendi kararıyla olmayan her oluşumdan MUTSUZDUR. Kendi karar ve uygulamalarıyla hayata geçirdiği yaşam şeklinde ise MUTLUDUR.

Bak sen, aşk sevgi derken nereden nereye geldik. İnsan düşündüklerini hayata, uygulamaya koyamamışsa, aşktan sevgiden bahsetmeyin. Düşündükleri ve idealleri hayatında birer birer yer alıyor ise MUTLUDUR. Tüm gücünüzle, aksilik ve yetersizlikleriniz buna engel olmaz ki. İnsan önce kendini sever ve âşıktır. Aklıyla baş başa fikirler üretir, yaşam felsefesini oluşturur ve Yaratana aşık olur. Yaşantısı içine sizde girersiniz ortak payda ve yeterliliklerinizde ve düşüncelerinizde birlikte yaşama becerisini başarabilmiş iseniz! Aşkı ve sevgiyi karşılıklı bulmuşsunuzdur. Kimse kimseye kendini anlatmaz ya da tam ifade yeterliliğine sahip değildir. Anlasaydın, mutluydun!