Türk’üm demek ırkçılık olmadığı gibi ırkçı emperyalizmle mücadele etmektir.

Neden mi?

Siz bana Türk olduğu için diğer milleti ezen, hor gören aşağılayan bir aydın gösterin, bizde size “doğru söyleyenlerdensiniz” diyelim...

Büyük Türk milliyetçisi Atatürk’ün başka milleti ezen, bir sözü, hareketi veya eylemi oldu mu?

Savaşta ezdiği Yunanistan’ın bayrağını yerden kaldıran kim di?

Savaşta ezdiğini, barışta öpen millet, Türk milleti değil mi?

Yok eğer gösteremezseniz, siz bize “doğru söyleyenlerdensiniz” diye gelin ve bu inattan vazgeçin de çocuklarımıza milli hedef olması bakımından ANDIMIZ‘ı okullarda yeniden okutalım.!

Unutmayın ki, bu ülke bu günlere “eski” dediğiniz eğitim-öğretim sayesinde geldi,  geri gidişse “kominist yuvası” olmakla suçlanan Köy Enstitüleri’nin kapanmasıyla başladı.

Köylerde ki feodal yapı, yani ağa düzeni korunacak diye, koca ülkeyi ve evreni bir kaç sermaye sahibine teslim etmedik mi?

Sözde komünizmden kaçarken, ahlaksız kapitalistleri biz yetiştirmedik mi?

Biri diğerinin zıddı gibi gözüküp aynı hedefe hizmet eden sistemleri biz beslemedik mi?

Akıl sahibi milli insanımıza:

Müfredatında, Türkçe, Kur-an aklı ve ahlakı, Matematik Kimya, Fizik, Felsefe, Tarih, Sanat, Müzik, Ziraat, Tarım, Hayvancılık gibi bilimler olan, her sabah Andımızın okunduğu köy okulları açılsa nasıl olur?

(Türküm, doğruyum, çalışkanım.

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,

yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.)

Türk’ün,

Doğrunun,

Çalışkanın,

Yurdunu, milletini çok sevenin.

Küçükleri koruyanın

Büyükleri saygı ile ananın, kime ne zararı olur!

Türk olmaktan utananın, doğruluk ayağına Allah ile aldatanın, çalışmayı zengin olmak sanıp yurduna askerlik bile yapmadan yurtseverlik yapanın, küçüklerini korumak varken  dinci, ırkçı örgütlere teslim edenin, büyüklerini evinde yanında tutmak yerine, “yaşlılar yurduna” verenin, kime ne faydası olur!

Hazreti Muhammet’in, “burnu yerde sürünsün” diye beddua ettiği, büyüklerini evinde bakmayanın, baktığında ücreti ile bakanın ülkeye ne faydası olur?

Uslu büyükleri olduğu halde:

Evinde uslusu olmayan evde, huzur olur mu?

Evinde uslusu olmayanın, hayat tecrübesi olur mu?

Evinde uslusu olmayanın, evliliği yürür mü?

Us akıl demekse uslu akıllı demek değil mi?

Uslu yerine yaşlı kelimesiyle büyüklerinizi anarsanız savaşı baştan kaybedersiniz.

Beyler biz Avrupalı, ya da Ortadoğulu değiliz, biz Türküz, Türk!

Devlete sözüm o ki:

Yarın bu ülkede başka bir dinci örgüt başımıza bela olmasın istiyorsanız, köylerde eğitim-öğretimi hayata geçirin.

Kalacak evi olmayan çocukları ırkçı, dinci örgütlerin yurtlarına teslim etmeyin...

Öğrenci yurtlarının tamamı devletin elinde olsun.

Bu söylediklerimiz hayata geçmezse, yine kalemizi kumdan yapmış olacağız!

Unutmayın Dünya Bankası ile eğitim olursa, müslüman gözüken dinci kurumlarla eğitim olursa, o eğitim milli olmaz.

Ancak Dünya Bankası firavunlarına ve dinci örgütlere eleman yetişir.

İdeal Devlet:

Askerlik zamanı “nerdesin” diye sorduğunuz çocuklarımıza, askerden sonra “nerdesin ne iş tuttun” diye soran devlet, ideal devlettir.

Devleti idare edenlere:

Zamanında boş bıraktığınız her yeri ecnebiler doldurdu ve bu millet devleti sokaktan topladı değil mi?

Gelin devleti idare ederken, hukuktan ayrılmadan boşluk bırakmayın.

Bırakmayın ki, kalemiz sağlam olsun, olsun da bir asır sonra kendi eğittiğimiz insanları başımıza bela etmeyelim.

Kimseye yazık olmasın!

ANDIMIZ AND OLSUN, EĞİTİMİMİZ MİLLİ OLSUN!

Doğru yolda olana selam olsun!