Cumhurbaşkanlığı sürecinden sonra mağlup olan muhalefetin Anayasa bilgisizliği ve cahilliğine tanık olduk.
Yılarca halkı nasıl yanılttıklarını bir kez daha anladık. Tabii ki AKP’nin de bu yalanlara siyaseten ya da kasten neden gözyumduğunu anlamakta zorlandık.
Neydi mesele bakalım.
CHP ve MHP diyor ki Tayyip Erdoğan anayasa suçu işliyor. Peki nedir bu suç ve nasıl işleniyor? İddia vahim. Anayasanın ilgili maddesi diyor ki; Cumhurbaşkanı seçilen kişinin tüm görevleri düşer. Yani Başbakanın parti genel başkanlığı, parti üyeliği ve Başbakanlığı Cumhurbaşkanı seçildiği gün sona erer. Aynen katılıyorum. Ucu açık bir yorum değil ve Anayasa maddesi.
Peki kaçırdığımız nokta ne? Anayasanın Tayyip Erdoğanın Cumhurbaşkanı seçildiğini iddia edecek ne belgesi var elinde? Bunu nasıl İspatlayacak Anayasa... Anayasanın böyle bir hükmünü geçerli kılacak olan şey YSK’nın seçim sonuçları ile ilgili nihai kararını açıklaması ve meclise göndermesi ve bunun resmi gazetede yayınlanmasını sağlaması. Peki 298 sayılı seçimlerin temel hükümleri hakkındaki kanun ne diyor? Madde 13’de (Ki bu kanun 26/4/1961 de çıkmış) YSK’nın nihai ve prensip kararları resmi gazetede en kısa sürede yayınlanır.
Peki nedir bu en kısa süre 1 ay mı beş ay mı 10 gün mü bilen yok? Yani yayınlayacak kurumun insiyatifine bırakılmış. Neden? Çünkü o gün bu yasayı yapan bu açıklığı gerektiğinde kendi lehine kullanmak için kesin bir zaman koymamış. En kısa süre demiş. Bir salise de olabilir bir yılda. Peki Resmi Gazete’de yayınlanmamış bir karar varsa o zaman Tayyip Erdoğan nasıl cumhurbaşkanı kabul edilebilir yasal olarak, asla edilemez. O zaman Anayasanın ilgili maddesinin geçerli olabilmesi için önce kararın resmi gazetede yayınlanmış olması gerekir ki buna uymayanda Anayasa suçu işlemiş sayılsın. O zaman Başbakan Anayasa suçu işleyemez bu durumda. Peki normal suç işlemiş olabilir mi? Olsa da Anayasa Mahkemesi’ne değil normal mahkemeye gidersin. Peki kanuna karşı suç işlemiş midir? Hayır asla böyle bir hüküm de verilemez. Çünkü ucu açık bir ifade var zaman sınırlaması yok. Peki bunu bu kadar Anayasa hukukçusu bilmiyormu? Ya bilmiyor ya da halkı kandırmaya çalışıyorlar. Ama bana göre bilmiyorlar. Çünkü hiç kimse konuyu bu boyutuyla konuşmuyor tartışmıyor.
Peki daha da sıkıştıralım. Şayet hemen yayınlanır derken aynı günü kasdettiği varsayımıyla hareket etsek, o gün yayınlanmayan 13 gün sonra yayınlanan bu YSK kararını yayınlamak zorunda olan kim Başbakanlık. Kasten yayınlamadı bilerek yaptı bu da kabul.
Peki bu durumda kanunlarda bir yaptırım var mı? Hayır. YANİ BÖYLE BİR DURUMDA TAYYİP ERDOĞAN İSTESE DE ZORLASA DA ANAYASAL BİR SUÇ İŞLEYEMEZ. CHP yada MHP burada ancak etik açıdan bu işin üzerine gidebilirdi ama mazileri bunun içinde çok kirli olduğundan bunu yapamazlardı.
Anlayacağınız AKP’yi etik kurallar açısından suçlayabilirlik imkanı varken ve bu da halkça azda olsa kabul edilebilecekken muhalefet bu şansını da iyi kullanamadı.